Amerikan siyasetinde giderek etkisi artan progresif Demokratların da sıkça dile getirdiği gibi Filistinlilerin de en az İsrailliler kadar yaşama hakkı olduğu konusunda Amerikan toplumunda giderek daha büyük bir konsensus oluşuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı ile Pentagon’un soğuk baktığı bildirilen bu açıklamanın tamamen Beyaz Saray içinde pişirildiği ve Biden-Harris ikilisinin siyasi bir tercihi olduğunun altı çizilmelidir.
Tüm artı ve eksiler alt alta yazıldığında muhtemel bir anlaşmanın mümkün olduğu, fakat bu anlaşmanın yolunun otoban olmadığı çok açıktır.
Biden da “ABD’nin çıkarları en önemli önceliğimiz” diyor fakat yeni metin, uluslararası ilişkilere, müttefiklere, bölgesel ve ikili iş birliklerine ve diplomatik kurumlara bolca atıf yapan daha kapsayıcı bir dile sahip.
Biden’ın toplumsal ayrışmayı azaltabilmek ve yeniden bir “toplumsal uzlaşıya” ulaşabilmek için yapması gereken çok şey olduğu açık; ancak bunları yapabileceği siyaset alanının varlığı tartışmalı.
Son yıllarda giderek artan toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın belki de zirve noktası olan Kongre baskını, Amerikan toplumunun halen ortak bir gelecek hayali kurup kurmadığına ilişkin birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor.
Bir başkandan ziyade “Hangi Amerika?” sorusuna yanıt aranan ve 160 milyona yakın oyla ülke tarihinde katılım rekoru kırılan bir başkanlık seçimi hikayesi. Biden ve ekibinin asıl savaşı belki de şimdi başlıyor.