×
ASYA

ANALİZ

Afganistan Siyaseti: Taliban Rejiminde İç Sorunlar

Strateji, ideoloji, dış dünyayla iş birliği ve Peştun olmayan etnik grupların liderlik pozisyonlarına dahil edilmesiyle ilgili konularda farklı gruplar arasında artan çatışma, Taliban yönetimini zayıflatıyor ve hareketin saflarında bir bölünmeyi giderek daha olası hale getiriyor.
TALİBAN'IN GEÇTİĞİMİZ YIL Eşref Gani hükümetini kolay bir şekilde iktidardan indirmesi, grubun gücü, konsolidasyonu ve ülkenin tam kontrolünü ele geçirme kapasitesi konusunda bir yanılsamaya yol açtı. Açıkçası uluslararası toplum, Taliban'ın Afganistan'ı istikrara kavuşturmasını ve tüm ülkeyi kontrol altına alarak terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı gibi güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmak üzere ülkede merkezi otoriteyi sağlamasını bekliyordu. Ancak iktidara gelmesinden bu yana geçen bir yıllık süre içinde örgüt, yabancı ortaklarla angajman konusunda artan hizip çatışmaları, Peştun milliyetçiliğinin yükselişi, etnik azınlıkların hareketten ayrılması ve devlet yönetim sistemini istikrara kavuşturma konusundaki yetersizlik gibi bir dizi ciddi iç sorunla karşı karşıya kaldı. 

İlk olarak, neredeyse iktidarı ele geçirdiği andan itibaren, Taliban içinde liderlik konusunda sistematik çatışmalar yaşanıyor. Bu da hareketin gündemini, gelecek vizyonunu ve uluslararası toplumla iş birliği süreçlerini baltalıyor. Devlet pozisyonlarını dağıtma süreçlerinde, Taliban, hizipler arası ciddi çatışmalarla karşı karşıya. Molla Birader, geçmişte Taliban içinde sergilediği liderlik başarısına rağmen, gelinen noktada ekonomik işlerden sorumlu başbakan yardımcısı olarak ikincil bir göreve indirildi. Aynı zamanda, Siyasi İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mevlevi Abdülkebir, geniş bir yetkiye ve Taliban yüksek liderlik kadrosunun güvenine sahip.

Radikal ve ideolojik grupların, kadın hakları, eğitime erişim ve toplumsal özgürlükler konusunda iktidar süreçlerinde artan etkisinin bir sonucu olarak, Taliban hükümeti uluslararası toplumla uzlaşamadı. [Örgüt içerisinde farklı gruplaşmalar var.] Taliban içindeki muhafazakar gruba, Şeyh Hibetullah Ahundzade liderlik ediyor. Grubun diğer önde gelen temsilcileri arasında Başbakan Molla Hasan Ahund, İslam Merkez Mahkemesi Başkanı Abdülhakim Hakkani ve Kabil Belediye Başkanı Molla Muhammed Nedim yer alıyor. Hareket içindeki ılımlı grubun liderleri arasında Başbakan Yardımcısı Molla Birader, Maden ve Petrol Bakanı Şeyh Şahabuddin Dilaver ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Şir Muhammed Abbas Stanikzai yer alıyor. Diğer taraftan İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani ve Savunma Bakanı Molla Yakup gibi Taliban içinde önemli ve etkili isimler muhafazakarlar ve ılımlılara katılmadan, söz konusu iki grup arasında manevra alanı oluşturmaya çalışıyor.

İkinci kritik sorun, son dönemde Taliban içinde Peştunların rolünü güçlendirme ve önemli ölçüde genişletme yönünde açık bir eğilim var. Taliban siyasi hedeflerine ilerleyebilmek için kuzeyde ve başka bölgelerde Özbek, Tacik ve Hazaraları bünyesine kattı. Ancak hareketin liderliğine hâlâ 1990'larda Afganistan'ı yöneten, ideoloji ve güç dengesi konusunda taviz vermeye yanaşmayan radikal Peştun liderler hakim. Taliban kendi içerisinde bu etnik grupları birleştirebilecek bir formül bulabilirse rejimi güçlendirebilir. Aksi takdirde, bu Peştun eğilimi, grubun ülkedeki hakimiyetini ileriye dönük zayıflatır ve bazı Peştun olmayan grupları Taliban'a karşı bayrak açmaya zorlayabilir.

Taliban'ın 2021 yazındaki başarısını besleyen en önemli faktörlerden biri, Özbek ve Tacik grupların kuzey Afganistan'daki harekete katılması ve yerel savaş ağaları ile Kabil silahlı kuvvetlerinin direnişini etkisiz hale getirebilmesiydi. Ancak son aylarda Özbek kökenli bir Taliban komutanı olan Mahdum Alam, Taliban yetkililerinin emriyle tutuklandı. Mart ayında, Siraceddin Hakkani'nin amcası Hacı Mali-Khan, silahlı kuvvetlerin Tacik başkanı Selahaddin Ayubi'nin yetkilerini sınırlandırmak üzere Taliban silahlı kuvvetlerinin genelkurmay başkan yardımcılığına getirildi. Taliban ve Hazara etnik azınlık grubu arasındaki gerilim de artmış durumda. Bu etnik gruba yönelik bir dizi terör saldırısına ek olarak, son zamanlarda Taliban ile iş birliği yapan bazı Hazaralar haksız uygulamalara maruz kaldı. Hareketin liderliği etnik sorunları kendi içinde çözmenin bir yolunu bulamazsa, önemli sayıda Peştun olmayan Taliban silahlı kuvvetleri, Afganistan'da yerleşik direniş grupları veya terör örgütlerinin saflarına katılabilir.

Taliban için üçüncü bir sorun, hareket bir yıldır iktidarda olmasına rağmen, ülkeyi etkili bir şekilde yönetme yeteneği sergileyemedi. Ağırlıklı olarak yatay hiyerarşiye sahip bir hareket olan Taliban, her zaman merkezi olmayan bir yönetim sistemine sahip oldu. Bu sisteme göre Taliban güçleri, liderlik yapısı tarafından onaylanan tek bir strateji çerçevesinde hareket etti. Ama aynı zamanda, yerel güçler hedeflerine ulaşmak için taktik seçme konusunda önemli ölçüde özerkliğe sahiptiler ve kendi operasyonel görevlerini bağımsız olarak belirlediler. Böyle bir yönetim anlayışı, Eşref Gani hükümetine karşı çıkan geniş bir militan yelpazesini kendine çekti ve o sırada Taliban'ın hedeflerine ulaşmasına yardımcı oldu.

Ağustos 2021'de iktidarı ele geçirmesinden bu yana Taliban, ağırlıklı olarak Peştun kökenli yerel şefleri doğrudan göreve atayarak ve katı bir dikey hiyerarşi oluşturarak oldukça merkezi bir hükümet sistemi kurmaya çalışıyor. Ancak bu tür kararlar, yerel komutanlar ile ülkenin üst liderlik kadrosu arasındaki mevcut güç dengesini bozdu. Bu değişikliklerin sonucunda, Taliban, gelir kaynaklarını yeniden dağıtarak, görevden alınan komutanları ülkenin uzak bölgelerine transfer ederek ve boş yerleri Peştunlarla doldurarak hareket içindeki güç dengesini kökten değiştirdi ve yerel bölgelerdeki olayları kontrol etme kabiliyetini önemli ölçüde zayıflattı.

Genel olarak bakıldığında, son aylarda Taliban içinde farklı noktalarda büyük bir bölünme yaşandı. Strateji, ideoloji, dış dünya ile iş birliği ve Peştun olmayan etnik grupların liderlik pozisyonlarına dahil edilmesiyle ilgili konularda farklı hizipler arasında artan çatışma, Taliban'ın gücünü zayıflatıyor ve hareketin saflarında bir bölünmeyi giderek daha olası hale getiriyor. Taliban hükümeti bu koşullar altında sistemik zorluklarla karşı karşıya ve yakın gelecekte bunları aşması pek olası görünmüyor.

Bu anlaşmazlığın hareketin çeşitli fraksiyonları arasındaki güç mücadelesini daha da yoğunlaştırması beklenebilir. Etkili dış aktörler, Taliban'ın ülkenin karşı karşıya olduğu sorunları çözme konusundaki başarısızlığından dolayı hayal kırıklığına uğrarsa, muhalefet güçlerine verilen destek önemli ölçüde artabilir. Bu da etnik gruplar arası çatışmaya dayalı yeni bir tam ölçekli iç savaş turuna yol açabilir. Radikal ideolojisi ve tavizsiz konumuyla yavaş yavaş uluslararası izolasyona doğru çekilen Taliban’ın, bu gidişatın dışında tutulması zor. Taliban ancak dış dünya ile güvenilir ve açık bir diyaloga girerek, komşu ülkelere güvenlik garantileri sunarak, terörle mücadelede iyi niyetle iş birliği yaparak ve diğer devletlerle ticari ilişkiler geliştirerek zorlukların üstesinden gelebilir ve uluslararası toplumun bir üyesi olabilir.


Bu yazı, The National Interest’te, 9 Ağustos 2022 tarihinde “Will the Taliban’s Coming Split Lead to Civil War?” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.

AKRAM UMAROV

Özbekistan Dünya Ekonomisi ve Diplomasi Üniversitesi, Afganistan Araştırmaları Merkezi Direktörü.