×
ASYA

ANALİZ

Bağımsızlıktan Günümüze Ermenistan’da Siyasi Sistem ve Anayasa Reformları

Ermenistan siyaset sisteminde farklı klan ve oligarşilerin etkili olduğu Koçaryan ve Sarkisyan dönemlerinin ardından, bugün Başbakan olan Paşinyan, bu klan ve oligarşilerle mücadele etrafında bir siyaset izliyor.
ERMENİSTAN, 2015 yılında halk oylamasıyla anayasada yapılan değişikliklerle başkanlık sisteminden, başbakanın yetkilerinin artırıldığı parlamenter sisteme geçiş yaptı. 2. Karabağ Savaşı’ndaki yenilgi sonrasında iç politikada istikrarsızlığın aşılabilmesi amacıyla 20 Haziran 2021 tarihinde yapılan seçimleri, Başbakan Nikol Paşinyan’ın liderliğindeki Sivil Sözleşme Partisi kazandı. 9 Nisan 2018 tarihinden beri Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan Armen Sarkisyan, ortaya çıkan istikrarsızlık nedeniyle 23 Ocak 2022 tarihinde istifa etti. Ermenistan Ulusal Meclisi’nde yapılan seçim sonucunda, iktidardaki Sivil Sözleşme Partisi’nin adayı Vahagn Khachaturyan Cumhurbaşkanı seçildi ve 13 Mart 2022 tarihinde yemin ederek göreve başladı. Güncel siyasi görünümünü bu şekilde özetleyebileceğimiz Ermenistan’ın Soğuk Savaş ve bağımsızlık sonrası siyasal tarihi, yapısal olarak önemli dönüşümlere ev sahipliği yapıyor.

Bu analizde, bağımsızlık sonrası döneme karşılık gelen son 30 senede Ermenistan siyasi sisteminde yaşanan anayasa değişiklikleri ve reform süreçleri ele alınmaktadır.

Bağımsızlığın İlk Yıllarında Siyasi Sistem
 
Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde yaşanan gelişmeleri ülkenin bağımsızlığını ilan etme fırsatı olarak değerlendirerek 23 Ağustos 1990’da Bağımsızlık Bildirgesi’ni kabul eden Ermenistan’ın siyasi sistemi, günümüze kadar birçok reform sürecinden geçmiştir. Yaklaşık 70 sene, Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinden biri olması nedeniyle diğer üye devletlerde olduğu gibi Ermenistan’da sadece Komünist Parti varlığını sürdürebilmiştir. 1980’li yılların sonunda ve bağımsızlığının ilk yıllarında özgürlük mücadelesi veren Ermenistan’da farklı siyasi görüşe sahip örgütler oluştu; sonrasında ise bu örgütler günümüzde Ermenistan’da mevcut siyasi partilerin kurulmasına katkı sağladı. Öncelikle, komşusu Azerbaycan’la yaşadığı Karabağ savaşı nedeniyle ülkenin siyasi hayatında milliyetçi Ermeni Ulusal Hareketi ve Karabağ Hareketi gibi siyasi gruplar ön plana çıktı. 
 
Sovyetler Birliği döneminde tek partili bir sistemin olması, aynı zamanda muhalif görüşlerin faaliyetinin yasaklanması anlamına gelmekteydi. Buna rağmen, geniş kitlelere hitap etmeseler de Paryur Ayrikyan, Aşot Navasardayn, Şugan Arutyunyan gibi isimler Kremlin karşıtı muhalif görüşleriyle dikkat çekmekteydi. Bu isimler 1990’lardan itibaren Ermenistan siyasi hayatında faaliyet gösteren Ulusun Kendi Kaderini Tayin Birliği, Cumhuriyet Partisi, Milli Birlik Partisi gibi partilerin başkanlıklarını yapacaklardır.
 
Ermenistan’da çok partili sisteme geçilmesiyle birlikte, Mayıs ve Temmuz 1989 tarihlerinde ilk seçimler gerçekleşti. Beklenildiği gibi, Ermenistan Komünist Parti seçimleri kaybetti; Ermeni Ulusal Hareketi liderliğindeki koalisyon ise seçimleri kazanarak ilk hükümeti kurdu. Ermenistan’ın 1990’lı yıllarda ilk cumhurbaşkanı olan Levon Ter-Petrosyan, 1989 seçimleri sonucunda Ermenistan Yüksek Sovyet başkanlığına seçildi. Sonraki yıllarda ise Ermeni Ulusal Hareketi bünyesindeki farklı siyasi gruplar, siyasi partilere dönüştüler. Böylelikle, Ermenistan’da ilk siyasi partilerin oluşması 1988-1990 yıllarını kapsamaktadır. Bu dönemde ayrıca, yurtdışındaki Ermeni diasporası tarafından fonlanan Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun), Ermeni Liberal Demokrat Partisi (ELDP), Ramkavar Parti (RP) ve Sosyal Demokrat Hınçak Partisi (SDHP) gibi siyasi partilerin de Ermenistan’da faaliyete başladığı görülmektedir. Bu partilerin birçoğu Ermenistan’ın Bolşevik Rusya tarafından işgaline kadarki süreçte mevcut olsa da Sovyetler Birliği’nde faaliyetleri yasaklanmış ve yurtdışında varlıklarını sürdürmüşlerdi. 
 
Bağımsızlık Yıllarında Parlamento ve Devlet Başkanlığı Seçimleri   
 
Adım adım bağımsızlığına ulaşma politikası izleyen Ermenistan’da, Siyasi Kuruluşlar Yasası (Şubat 1991) kabul edildi ve devlet başkanlığı makamı (Haziran 1991) oluşturuldu. 21 Eylül 1991’de bağımsızlık için yapılan halk oylamasında %95 civarında seçmen bağımsızlıktan yana oy kullandı. Aynı yıl 16 Ekim tarihinde Ermenistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı ve Ermenistan Yüksek Sovyet Başkanlığı görevinde bulunan Levon Ter-Petrosyan, bağımsız Ermenistan’ın ilk cumhurbaşkanı seçildi. Yukarıda belirtildiği üzere, bu dönemde Ermeni Ulusal Hareketi bünyesindeki farklı siyasi gruplar, hareketten ayrılarak yeni partiler kurdular. Dönemin Başbakanı Vazgen Manukyan, Levon Ter-Petrosyan’a muhalif görüşte olduğundan istifa ederek Milli Demokratik Birlik Partisi’ni kurdu. Haziran 1992’de ise Parlamento’da ilk muhalefet bloğu Milli Birlik kuruldu. Bu birliğe, Taşnaksutyun Partisi dâhil olmak üzere yedi parti katıldı.  
 
Ermenistan’ın ilk anayasasının hazırlık sürecinde iktidar ve muhalefet arasında yeni bir kriz ortaya çıktı. Birinci Karabağ Savaşı’nın Mayıs 1994 tarihinde ateşkes anlaşmasıyla sonlanması, muhalifleri ekonomik sorunlar üzerinden Ter-Petrosyan hükümetini eleştirmeye sevk etti. 1990’lı yılların ortalarında Ermenistan’da muhalif görüşlü politikacıları hedef alan suikast eylemleri gerçekleşti. Ter-Petrosyan, Manukyan’ın artan nüfuzunu dengelemek amacıyla muhalif partileri ortak bir siyasi blokta birleştirmeyi amaçlamış; Ermenistan Cumhuriyet Partisi, Ermeni Ulusal Hareketi, Hınçak Partisi, Liberal Demokratik Parti ve Hıristiyan Demokratik gibi partileri bir araya getirebilmişti. Levon Ter-Petrosyan’ın istifası sonrasında gerçekleşen 1998 yılı devlet başkanlığı seçimlerini Robert Koçaryan kazanacaktı.  
 
2002 yılında cumhurbaşkanlığı seçimleri Ermenistan siyasi sistemi için de önemli oldu. O döneme kadar tek parti iktidarları tarafından yönetilen Ermenistan siyasetine, 2002 yılından itibaren koalisyon hükümetleri tecrübesi girmeye başladı. Belirtilen tarihte gerçekleşen devlet başkanlığı seçimlerinin ilk turunda adayların hiçbiri %50 barajını aşamamış; sonuçlar ikinci turda belirlenmiş ve Koçaryan ikinci kez devlet başkanı seçilmişti. 
 
Bir sene sonra gerçekleşen parlamento seçimlerinde, iktidardaki Cumhuriyet Partisi 131 sandalyeden 65’ini kazanarak tek başına hükümet kurma hakkına sahip olsa da Orianç Yerkir (Kanunlar Ülkesi) ve Taşnaksutyun Partisi ile koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bir protokol imzaladı. Böylelikle Ermenistan’da ilk koalisyon hükümeti kuruldu. 
 
İkinci koalisyon hükümet Serj Sarkisyan’ın Başbakanlığında 2007 senesinde kuruldu. İlk koalisyon hükümetinden farklı olarak, Orianç Yerkir’in (Kanunlar Ülkesi) diğer koalisyon partileriyle anlaşamaması nedeniyle, Çiçeklenen Ermenistan Partisi koalisyon hükümetine dahil oldu. 
 
Birinci koalisyon hükümetini oluşturan partiler arasında protokol imzalansa da ikinci koalisyonda buna gerek görülmedi. Fakat 2007’de yeni koalisyon hükümet kurulduktan sonraki süreç 2008 devlet başkanlığı seçimlerine hazırlık dönemi olarak biçimlendi. En güçlü aday olarak da Başbakan görevinde bulunan Serj Sarkisyan ismi ön plana çıkıyordu. Bunu neden göstererek, koalisyon hükümetinde bulunan Taşnaksutyun Partisi diğer partilerle anlaşma imzalayarak, sadece 8 aylık bir süre için koalisyonda bulunacağını; Sarkisyan’ın adaylığını desteklememek için de koalisyondan ayrılacağını belirtmişti. O dönem Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de itiraz eden Taşnaksutyun Partisi sonuçta koalisyondan ayrılma kararı aldı. 
 
2008 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Koçaryan hükümetinde Ermenistan Milli İstihbarat Başkanlığı da yapmış olan, iktidardaki partinin lideri ve mevcut Başbakan Serj Sarkisyan kazandı.  2012 yılındaki parlamento seçimleri sonucunda, yeni bir koalisyon hükümeti kurulması için dönemin Cumhurbaşkanı Sarkisyan tarafından Başbakan Tigran Sarkisyan’a talimat verildi. Bu süreçte Orianç Yerkir ile görüşmeler olumlu sonuçlandı ve Ermenistan’da üçüncü koalisyon hükümet kuruldu. 
 
2017 yılında gerçekleşen parlamento seçimlerini izleyen dönem, aynı zamanda Ermenistan’da dördüncü koalisyon hükümeti dönemi olarak da bilinmektedir. İktidardaki Cumhuriyet Parti, yeni koalisyonu Taşnaksutyun Partisi ile kurma kararı aldı.
 
2020 tarihinde yaşanan 44 günlük 2. Karabağ Savaşı, ülkeyi yeniden siyasi kriz döneminin eşiğine getirdi. Zira Ermenistan bu savaşı kaybetti. 20 Haziran 2021 tarihinde Ulusal Meclis’te erken seçimler gerçekleşti. Savaşın kaybedilmesinde Paşinyan sorumlu bulundu. Ancak erken seçimler sonucunda Paşinyan liderliğindeki Sivil Sözleşme Partisi %53,9 oyla seçimlerden birinci parti olarak çıktı.     
 
Ermenistan Anayasası’nda Reformlar: Devlet Başkanlığından Parlamenter Sisteme Geçiş    
 
Ermenistan’da 1990’lı yılların başlarında bağımsızlık mücadelesinin devam ettiği süreçte Sovyetler Birliği döneminde kabul edilen 1978 Anayasası geçerliydi. Söz konusu Anayasa’ya zaman zaman dönemin şartlarına uyum sağlamak için reformlar uygulandı. Ancak 5 Temmuz 1995 tarihine gelindiğinde, yapılan referandumla bağımsız Ermenistan Anayasası kabul edildi. 
 
Yeni bir cumhuriyet için, devlet başkanlığı enstitüsünün parlamento ve hükümetle ilişkisinin nasıl belirleneceği önemli idi. Anayasa hazırlık sürecinde, bir tarafta, devlet başkanına geniş yetkiler verilmesi, diğer tarafta, sınırsız güce sahip olan devlet başkanının diktatörlüğe everilebileceği endişesiyle yetkilerinin sınırlandırılması yönünde iki farklı yaklaşım vardı. Sonuçta, kağıt üzerinde yarı başkanlık modeli, uygulamada ise Başkana geniş yetkilerin tanındığı bir süper devlet başkanlığı modeli etrafında bir siyasal sistem tanımlaması yapıldı.  Bu kapsamda, anayasada devlet başkanına yasama ve yargı üzerinde güçlü bir kontrol yetkisi verildi.  
 
1998’e gelindiğinde, son seçimlerde Devlet Başkanı olarak göreve başlayan Koçaryan’ın seçim vaatleri kapsamında anayasa değişiklikleri için bir komisyon oluşturuldu. 2001 yılında yeni anayasa için bir taslak hazırlansa ve 2003’de halk oylamasına sunulsa da değişiklik halktan yeterli desteği görmedi ve reform için yeni komisyon kurulması kararı alındı. Böylelikle Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası ilk anayasası 2005 yılına kadar yürürlükte kaldı. 2005 yılında 1995 Anayasasında bazı değişiklikler yapıldı. Yeni düzenlemeyle yargı, yürütme ve yasama kurumları arasında güçler ayrımı ilkesi oluşturularak, devlet başkanının görevleri netleştirildi. Ayrıca, önceki siyasi sisteme kıyasla başbakan, parlamento ve bakanlar kurulu için daha geniş yetkiler öngörülmekteydi. Anayasa taslağının hazırlanmasında Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu da Ermenistan’a tavsiyelerde bulundu. Genel olarak bakıldığında yeni anayasanın kabulüyle yarı başkanlık sistemi varlığını devam ettirdi. Başbakanın devlet başkanı tarafından atanması ve parlamento tarafından onaylanması, devlet başkanının parlamentoyu feshetme yetkisi de anayasaya dahil edildi. Hükümetin kurulmasında parlamento geniş yetkiler kazandı. Yeni düzenlemeyle, atanacak başbakanın parlamento tarafından da kabul edilmesi gerekiyordu.  Başbakanın devlet başkanı tarafından atan(a)madığı veya bakanlar kurulunun parlamento tarafından onaylanmadığı durumda; parlamentonun kendi başbakan adayını belirleyebileceği ve 2/3 oy çokluğuyla yeni hükümeti kurabileceği gibi yenilikler anayasaya dahil edildi. Parlamento böylece, onaylama ve reddetme yetkisinin yanı sıra hükümeti de kurabilme yetkisi kazandı. Devlet başkanı buna karşı çıkamazdı ve böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi’nde dava açabilme hakkına sahipti. Sonuç itibariyle 2005 yılında yapılan değişiklerle sistem içerisinde, devlet başkanının hükümet ve parlamento karşısındaki yetkileri sınırlandırılırken, hem parlamentonun hükümet kurma süreçlerindeki yetkileri genişletilmiş oldu hem de başbakanın yetkileri artırıldı.  
 
 
2015 yılına gelindiğinde yeni bir anayasa değişikliği zarureti doğdu. Yapılan reformlarla Ermenistan başkanlık sisteminden başbakanın yetkilerinin güçlendirildiği parlamenter sisteme geçiş yaptı. Aslında, dönemin Devlet Başkanı Sarkisyan’ın da desteklediği bu reform süreci Ermenistan iç politikasında güç rekabetinin bir sonucu ve yansıması olarak görülmekteydi. İki dönem ile sınırlı olan devlet başkanlığı süresi Nisan 2018’de bitecek olan Sarkisyan, sistem değişikliğine giderek, yeni parlamenter sistemde Başbakan olarak görevine devam etmek niyetindeydi.  Nisan 2014 tarihinde iktidar partisi tarafından parlamentoya sunulan anayasaya değişiklik taslağına muhalefet partileri itiraz etseler de 2015’de halk oylaması gerçekleşti.  
 
Anayasada yapılan 2015 tarihli değişiklikler arasında dikkat çeken maddeler şunlardı:
- Daha önce beş yıllığına 2 defa seçilme hakkına sahip devlet başkanının yedi yıllığına 1 dönem için seçilmesi;
- Devlet başkanının halk oylamasıyla değil; parlamenterler ve parlamenterlerin sayısı kadar yerel yönetim kurumları temsilcileri tarafından seçilmesi; 
- Hükümetin, devlet yönetim sisteminin başı olması; ülkenin iç ve dış politikasından sorumlu olması;
- Parlamento seçimlerini kazanmış siyasi parti veya siyasi ittifak başkanının başbakan olarak devlet başkanı tarafından atanması;
- Başbakanın atanamaması durumunda, parlamentonun fesh edilebilirliği;
- Silahlı kuvvetlerin hükümete tabii olması ve Başbakanın Başkomutan olması;
- 131 sandalyeli parlamentonun 101 sandalye ile sınırlandırılması;
- Parlamentoda etnik azınlık temsilcilerine yer verilmesi;
   
Her ne kadar Sarkisyan, parlamenter sisteme geçilmesi durumunda Başbakan olmayacağını belirtse de devlet başkanlığı süresinin tamamlanmasına az bir zaman kala dönemin Başbakanını Karapetyan’ı istifaya gönderdi ve 2018’de parlamentoda çoğunluğu kazanan iktidar partisi tarafından Başbakan olarak seçildi. Sarkisyan’ın Başbakan olarak seçilmesi Ermenistan’da Elk siyasi bloku lideri Nikol Paşinyan ve diğer muhalif liderlerin protestolarına neden oldu. Ülkede yaşanan Kadife Devrim 23 Nisan 2018’de Sarkisyan’ın istifası ile sonlandı. Muhaliflerin lideri Paşinyan, 8 Mayıs tarihinde başbakan seçilse de parlamentoda çoğunluğu oluşturan iktidar parti milletvekillerinin, yeni hükümetin çalışmalarını tıkaması sonucunda erken genel seçim kararı alındı. 9 Aralık 2018’de parlamento seçimleri tekrarlandı; muhaliflerin lideri Nikol Paşinyan Benim Adımım Bloku ile seçimlere giderek parlamentoda oy çoğunluğunu kazandı ve Başbakan seçildi. 
 
İktidara geldikten sonra Başbakan Paşinyan, anayasada değişiklik önerisinde bulunarak Anayasa Mahkemesi’nde reformlara odaklandı. Mevcut Anayasa Mahkemesi yargıçlarının önceki Sarkisyan rejimine sadık isimlerden oluştuğu gerekçesiyle onları görevden alabilmek için gereken anayasa değişikliğini muhalif partilerin boykotuna rağmen parlamentodan geçirdi. Yargı sistemini siyasetten arındırmak amacıyla atılmış bu adımla, tüm yargıçlara 12 yıllık bir süre öngörülmektedir.        
 
Sonuç 
 
Bağımsızlık yıllarında yapmış olduğu siyasi sistem reformları ve anayasa değişiklikleri, Ermenistan’ın demokratikleşmesi adına önemli bir katkı sunmaktadır. Fakat, son 20 senede Ermenistan’da gerçekleşen hemen tüm seçim sonuçlarına muhalif partilerin protestoları damga vurmuştur. Özellikle, Kocaryan ve Sarkisyan döneminde devletin yönetiminde farklı klan ve oligarşilerin etkili olduğu dikkate alındığında, bugün Başbakan olan Paşinyan, bu klan ve oligarşilerle mücadele etmektedir. Diğer yandan 2. Karabağ Savaşı’nın Paşinyan’ın başbakanlığı döneminde kaybedilmiş olması da bugün Ermenistan’daki siyasi istikrarsızlığa neden olan en önemli etkenlerden biri. Ayrıca Rusya’nın Ermenistan üzerinde oluşturduğu politik-ekonomik kontrol mekanizmaları ve Batılı devletlerin Ermenistan’da Rusya etkisini zayıflatmakla ilgi planları, ülkenin gelecek dönemlerde daha da istikrarsızlaşmasına neden olabilecek etkenler arasında sayılabilir.  

ELNUR İSMAYIL

1979 doğumlu Elnur İsmayıl, lisans ve yüksek lisans eğitimini Uluslararası Hukuk ve Uluslararası İlişkiler alanında Bakü Devlet Üniversitesi’nde tamamladı. Azerbaycan’da devlet ve özel kurumlarda görev yaptıktan sonra, ikinci yüksek lisans eğitimini Barış ve Savaş Calışmaları üzerine Almanya’da tamamladı. Daha sonra Brüksel’de Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi’nde Rusya ve eski Sovyet ülkeleri üzerine Uzman Araştırmacı olarak görev yaptı.

Doktora eğitimini Almanya’nın Westfalya Wilhelms Münster Universitesi Uluslararası Güvenlik bölümünde tamamladı. Doktora sonrası calısmalarına Koc Üniversitesi ve Bükreş’te New Europe College’de devam etti. Almanya’da Münster Üniversitesinde ve Türkiye’deki üniversitelerde lisans ve yüksek lisans öğrencilerine seminerler vermiştir. Istanbul Medeniyet Üniversitesi'nde Dr.Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

Türkiye’de 2014 yılından 2019 yılı sonuna kadar Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (BILGESAM) Uzman Araştırmacı ve Araştırma Direktörü olarak görev yaptı.

Dış Politika ve Güvenlik konuları üzerine uzmanlaşmıştır. Ulusal ve uluslararası alanda bir cok rapor, makale ve kitapları bulunmaktadır. 

Zaman zaman dış politika ve güvenlik konuları üzerine yerli ve yabancı TV’lerde yorumcu olarak da yer almaktadır.