×
İNGİLTERE
18.03.2021

ANALİZ

“Bir Aziz Augustine Ekonomisi”: Salgın Döneminde İngiltere Maliye Politikası

Asıl sorun, bütçede maliye gemisini düzeltmek için güvenilir bir stratejinin bulunmayışı.
İNGİLTERE, COVİD-19 ile kötü bir nöbet geçirdi ve bunun sonucunda da büyük bir ekonomik darbe aldı. Buna karşılık olarak hükümet, milyonlarca insanın maaşını ödeyerek ve GSYH’nin %16'sına karşılık gelen işletmeleri kurtararak dünyadaki hemen hemen tüm diğer ülkelerden daha yüksek bir mali teşvik sağladı. İngiltere karantinayı yavaş yavaş kaldırırken gündem mali hesapların dengelenmesine döndü. Hazine, 3 Mart'ta açıklanan bütçeden önce, mali kemer sıkma politikasının hazır olduğuna dair brifing vermişti. Ama Maliye Bakanı Rishi Sunak, kemer sıkma için beklemeyi seçti. Zira Sunak, şaşırtıcı derecede cömert bir bütçe sundu ve vergi artışlarını erteledi. St. Augustine gibi, Sunak mali bir süreklilik istiyor – ama acelesi yok.

Sunak’ın sunduğu bütçe, iki zıt yaklaşımın sentezini ifade ediyor. Sunak, bir yandan hükümetin vergileri düşük tutmasını tercih eden Thatcher’cı muhafazakar milletvekilleri ve son haftalarda yatırımlarını devlet borç senetlerine yapan tahvil tüccarları gibi kimi şahin çevreleri yatıştırmak istiyor. Öte yandan selefi George Osborne’ün iki hatasını tekrarlamamak için büyük ve haklı bir çaba sarf ediyor: Osborne, 2007-2009 mali krizinde kamu harcamalarını kesmiş; vergileri çok erken artırmış ve böylece toparlanmayı geciktirmişti.

Yeni bütçe, İngiltere'nin derin bir ekonomik boşluktan kurtulmasına yardımcı olmak için tasarlanmış durumda. Bütçe kapsamında, salgın dönemi ekonomik geçiş planının Nisan ayından Eylül ayına kadar uzatılması, parayı insanların cebine koyarak hane halkı harcamalarının toparlanmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Ayrıca firmaların, vergi faturalarına, yatırım harcamalarının %130'unu yazmalarına izin veren sıra dışı öneri ise Britanya'nın her zaman düşük olan ticari yatırım oranını güçlendirmeyi hedefliyor.



Fakat bütçede kör noktalar da var. Ekonomik geçiş sürecini uzatmak hiç yoktan iyidir, ancak kaynakları, bugün en düşük düzeylerde olan çalışma yaşındaki refahı artırmaya odaklamak daha akıllıca olurdu. Bu, işçilerin, net gelirlerindeki keskin düşüşü görmeden, ölmekte olan sektörlerden gelecek vadeden sektörlere geçmelerine yardımcı olabilirdi. Ayrıca çevreci kimliğinin davul zurna eşliğinde reklamını yapmaktan hoşlanan bir hükümet, akaryakıt vergilerini dondurarak seçmenleri satın almaya çalışmamalıydı.

Açıklanan bütçeyle ilgili asıl büyük sorun, bütçede maliye gemisini düzeltmek için güvenilir bir stratejinin bulunmayışı. Sunak, bütçe içerisinde, kurumlar vergisini 2023'te %19'dan %25'e çıkarma sözü verdi. Politik olarak bu çok zekice. Zira bu karar, büyük bir kurnazlıkla muhalefetteki İşçi Partisi'ni zor bir pozisyona sokarak ya vergi artışını (ve dolayısıyla kemer sıkma politikalarını) desteklemek ya da ona karşı çıkmak (ve böylece Britanya'nın şişman kedileri olan şirketlerin tarafında yer almak) arasında bir seçim yapmaya zorlayacak.

Ancak ekonomik açıdan, Sunak kaçak güreşiyor. Kurumlar vergisindeki büyük artışların bile getirisi düşüktür. Dahası, tam da %130'luk yatırım indirimi sona erdiğinde ve ufukta bir seçim maratonu belirdiğinde böylesi bir vergi artışı uygulanabilecek midir? Kim bilir, belki de Sunak yaklaşan büyük bir yatırım patlamasını umuyor olabilir ki, bu durumda vergi artışının çoğunu iptal edebilir ve aslında bir “kesinti” olarak daha küçük bir artışa yönelebilir.

Ancak bir noktada reel siyaset, Sunak’ı yakalayacak. Bunun nedeni kısmen İngiltere’nin hızla yaşlanan nüfusu ve kısmen de hükümetin tuhaf bir şekilde salgınla ilgili gelecek yıldan sonraki olası maliyetler için hiçbir önlem almamış olmasıdır. Hasılı İngiltere, daha yüksek bütçe açıklarına doğru amansız bir eğilim içinde. Kamu sektöründe harcamaları kısmak için çok fazla boşluk bulmak zor. Dolayısıyla Bakan, daha yüksek vergiler için geri adım atmak zorunda kalabilir. Gelir vergisini artırmama sözü de dahil olmak üzere “kutsal muhafazakar ineklerini” kesmeye mecbur kalabilir. Bu nedenle, mülkiyet ve katma değer vergileriyle ilgili bir reformu düşünmelidir. Şahin retoriği gayet güzel, ancak Sunak sonunda, Aziz Augustine'i mali erdem yolunda takip etmek zorunda kalabilir.

Bu yazı ilk kez Economist dergisinin 06 Mart 2021 tarihli sayısında “St Augustine’s economics: Britain’s expansionary budget” başlığıyla yayımlandı.