×
ABD
2.12.2021

ANALİZ

Bir Yılın Ardından: Biden ve Demokratlar Neden Güç Kaybediyor?

“En yetenekli başkanlar bile başarısızlığa mahkumdur. Başarısızlığı sınırlandırmak ve yol boyunca iyi şeyler elde etmeye çalışmak. Bu, başkanlıkla ilgili bekleyebileceğimiz en iyi şey.”
Amerikan tarihinde George Washington’la birlikte geliştirilen [başkanlık] yönetimi üzerine iki iyi kitap aynı başlığı taşıyor: “İmkansız Başkanlık”. [Bu kitaplardan birinin yazarı] Jeremi Suri yakın tarihli bir yazısında: “En yetenekli başkanlar bile başarısızlığa mahkumdur,” diyor. "Başarısızlığı sınırlandırmak ve yol boyunca iyi şeyler elde etmeye çalışmak. Bu, başkanlıkla ilgili bekleyebileceğimiz en iyi şey." diye ekliyor.

Bu kasvetli standartlar açısından bile Joe Biden siyasi bir düşüş yaşıyor. Biden, Amerikan tarihindeki herhangi bir adaydan daha fazla oy alarak kazandığı seçimlerin ardından, başkanlık döneminde destek oylarının düşüşüne tanık oldu. İlk döneminde bu kadar popülarite kaybı yaşayan başkan yalnızca Donald Trump’tı. Demokratlar, Biden'ın bir yıl önce yüzde 10 farkla kazandığı Virginia'da (eyalet düzeyinde) en yüksek üç koltuğu kaybetti. Bu, gelecek yılın ara seçimleri için kötü bir işaret: Parti muhtemelen Kongre çoğunluğunu kaybedecek.

Demokratlar Kongre’de hizipler arası çekişmelerle bölünmüş durumda… Biden’ın bazı sorunları yapısal. Amerikan siyaseti, at yarışı şansından çok, fizik yasalarına benzer kalıplarla şekilleniyor. Fizik yasalarına benzer kalıplardan biri, başkanın partisinin ara seçimlerde sandalye kaybetmesi. Demokratların Temsilciler Meclisi'nde yalnızca dört koltuklu bir sandalyesi var ve bu yüzden muhtemelen çoğunluğu kaybetmeye mahkum. Bu nedenle Biden ne yaparsa yapsın, başkanlığı döneminde yasama aşamasından düzenleme aşamasına geçmesi muhtemel. Üstüne Yüksek Mahkemede muhafazakar çoğunluğun mevcudiyeti, onu ülkeyi yeniden inşa programında gücü zayıflamış bir başkan haline getirecek.

Önümüzdeki yılın ötesinde, genel olarak Demokratların geleceği hayli kasvetli. Üniversite eğitimi almamış beyazlar arasında sevilmemeleri, onlara şehirler ve banliyöler dışında ülkenin geniş bölgelerini kaybetmelerine ilişkin bir maliyet çıkarıyor. Seçim kurulunu, Temsilciler Meclisini ve Senatoyu kazanmak için tarihteki herhangi bir partiden daha fazla oya ihtiyaçları var. Bu koşullar altında kazanmak hem de ulusal kurumları onarırken ve halk sağlığından iklime, sosyal hareketliliğe kadar Amerika'nın büyük sorunları üzerinde ilerleme kaydetmeye çalışırken kazanmak, insanüstü yeteneklere sahip bir politikacıyı gerektiriyor.

Fakat Biden o aranan isim değil. Kişisel talihsizliklerle takdire şayan bir şekilde mücadele etti. Ancak, başkan olma mücadelesinin onu 30 yıldan fazla uğraştırmasının bir nedeni var. Demokrat seçmenler onu ilham almak için değil, büyük ölçüde ilericilerin şampiyonu Bernie Sanders'ı engellemek için bir savunma önlemi olarak seçtiler.

Biden, yetkinliği, merkezciliği, dış politika deneyimi ve Trumpizm karşıtlığı üzerine bir kampanya yürüttü. Ancak Afganistan'dan çekilme süreci bir fiyaskoydu. Ayrıca Biden, solu yönlendiriyor ve bugün kültür savaşları her zamankinden daha şiddetli bir şekilde devam ediyor. Yine hiçbir seçmenin altyapı ve sosyal harcama paketlerinde ne olduğuna ilişkin hiçbir fikrinin olmaması, kısmen onun hatası. Halbuki Biden’ın gözetiminde Kongre’den geçirilen yasa sayesinde çocuk yoksulluğu dörtte bir oranında azaldı. Bu, çoğu Demokrat için bile önemli bir haber.

Aslında sorun sadece Biden değil. Partisinin solcu, üniversite eğitimli aktivist sınıfı, sürekli olarak, ırk ve hükümetin rolü konusunda seçmenlerin kendileriyle aynı yaklaşıma sahip olduklarını varsayıyor. Virginia bu çılgınlığın en son örneği. Amerika genç ve çeşitliliğe sahip bir ülke. Medyan yaş 40'ın altında ve ülkenin sadece %60'ı beyaz olarak tanımlanıyor. Seçmen farklı. 2014 - 2018 arası dönem ortalaması alındığında, gelecek yıl seçmenlerin %75'i beyaz ve ortanca yaşları 53 olacak. Kolej eğitimlileri arasında Demokratlar büyük bir liderliğe sahip. Ancak Amerikalıların sadece %36'sı bu dört yıllık kolej eğitimine sahip. Bu çok küçük bir taban, özellikle de Cumhuriyetçiler beyaz olmayan seçmenlerle birlikte ilerlerken. …

Bu gürültülü aktivistler ve güvenli Demokrat koltuklardan seçilen az sayıda radikal, parti seçmenlerinin çoğunluğunu temsil etmese de partinin daha ılımlı bölgelerde kazanmasını zorlaştırıyor. Göçmen aktivistleri, Biden'ın Trump döneminde uygulanan sınır politikalarını değiştirmediğinden şikayet ederek başkan yardımcısının konutunun dışında kamp kurdu. Buna karşılık, George Floyd'un öldürüldüğü Minneapolis'teki Demokrat seçmenler, polis departmanının bir kamu güvenliği departmanı ile değiştirilmesine karşı oy kullandı.

Radikal solun isteklerini yerine getirdiğine dair Cumhuriyetçi algıya karşı çıkmak, Biden'ın parti çevresinde çok daha sert bir tavır geliştirmesini gerektirecek. Bu, parti çevresinin nefret ettiği şeyleri yapmak anlamına gelebilir. Cinayet oranlarının yüksek olduğu şehirlerde daha fazla polis memuru tutmak için kampanya yürütebilir veya Abraham Lincoln'ün beyaz üstünlüğünün bir sembolü olduğunu düşünen San Francisco'daki bir okulun yönetim kuruluyla kavga çıkarabilir.

Demokratlar, iktidarı elde etmek için kirli girişimlere tenezzül etmeyeceklerine inanıyorlarsa, Cumhuriyetçi Parti'de neler olduğuna bakmalılar. Glenn Youngkin'in Virginia valisi olarak seçilmesi, Cumhuriyetçilerin, Trump'ın parti lideri olması durumunda bile, seçmenleri memnun etmeyi bilen neşeli, Reaganvari kültür savaşçıları olarak, “salıncak eyaletler”de seçim kazanabileceklerini gösteriyor. İki adaylı bir başkanlık yarışında, hemen her zaman her iki adayın da kazanma şansı var. Biden ve partisinin, yeni bir dört yıllık Trump dönemi riskini bertaraf etmek için ne yapmaları gerektiği konusunda daha fazla düşünmeleri gerekiyor. Çünkü bu, başarısız bir Biden başkanlığının pekâlâ yol açabileceği bir sonuç.


Bu yazı Economist’te 09 Kasım 2021 tarihinde “The calamity facing Joe Biden and the Democrats” başlığıyla yayımlandı. Yazıdan kısmi olarak yapılan çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.