×
AFRİKA
29.03.2021

ANALİZ

Büyük Adamlar Büyük Paralar: Afrika’nın Pahalı Siyaseti

Devletin bıraktığı boşluğu siyasetçilerin doldurduğu yerde, siyasetin yüksek maliyeti nasıl azaltılır?
NİJERYALI BİR AVUKAT ve yazar olan Ayisha Osori, ülkesinde siyasi bir görev için aday olma sürecini çarpıcı bir şekilde özetliyor. Parti büyüklerini ikna etmek, eşlerini övmek ve tomarla parayı teslim etmek - ne kadar temiz olursa o kadar iyi. "Para olmazsa" "çoğu hayal buhar olur."

Siyaset her yerde parayla yapılan bir şey. Ancak nakit ve güç arasındaki bağlantı özellikle Nijerya'da ve Afrika'nın büyük bölümünde çok yoğun ve çok yıpratıcıdır. Zengin demokrasilerde partiler adayları seçer ve kampanyalarını finanse eder. Afrika da ise pek çok hevesli politikacı, siyaset kulvarında bir parti biletiyle yarışabilmek için çok büyük meblağlar öder ve ardından kendi masraflarını karşılamak için daha da fazla para harcar. Seçmenlere hem nakit para hem de gelecekteki cömertliğin ipuçlarını gösteren broşürler dağıtır. Göreve başladıktan sonra, harcama yapmaya devam eder: Seçmenlerin okul ücretleri, tıbbi faturalar, cenaze masrafları ve inşaat projeleri. Bireysel politikacılar tam bir “mini refah devleti” gibi hareket ederler. Uganda'daki ambulansların yaklaşık %40'ı milletvekillerine aittir mesela. Harcamaları genellikle resmi maaşlarını gölgede bırakacak niteliktedir.

Bu Afrika için çok kötü bir şey. Siyasi hayat bu kadar pahalıya mal olduğunda, yokluk ve dürüstlük siyasetin dışına atılacaktır. Pek çok milletvekili ya başlangıçta zengin olacak ya da masraflarını telafi etmek için gücü kötüye kullanma ihtiyacı hissedecek ya da her ikisi birden olacak. Yolsuzluk yapmasalar bile, milletvekillerinin gerçek bir refah devletinin yerini tutması düşünülemez. Cömertlikleri, sesi gür çıkanlara veya gözde bir etnik gruba gidebilir.

Devletler zayıf olduğu sürece, seçmenlerin milletvekillerinden daha iyi yasalar veya daha iyi bürokrasi hizmeti yerine sadaka beklemeleri kaçınılmazdır. Bu durumda, milletvekillerinin hediyeler ve ödenekler lehine yasama çalışmalarını ihmal etmeleri de mantıklı hale gelir. Ancak Afrika geliştikçe bu durumun değişmesi mümkün. Seçmenler zenginleştikçe, onların oylarını satın almak da zorlaşacak. Hükümetler daha etkili hale geldikçe, milletvekillerinin doldurması gereken boşluk daha da azalacak. Ne yazık ki, bu dönüşüm onlarca yıl sürebilir.

Afrikalıların daha iyi bir şeye daha erken ihtiyacı var. Yabancılar genellikle sert kampanya finans yasaları önerirler. Ancak bu yasalar nadiren işe yarar. Zira genellikle göz ardı edilirler. Ayrıca Batı'dan kopyalanan yasalar, milletvekilliği faaliyetlerinden ziyade seçimler öncesinde partilerin harcamalarını düzenlemeye odaklanarak asıl noktayı kaçırma eğilimindedir.

Bu konuda farklı bir yaklaşım, farklı bir amaçlar seti geliştirmek gerekiyor. Bu amaçlardan biri, yolsuzluğu ortaya çıkaran ve cezalandıran kurumları güçlendirmektir. Geçen yıl Malawiler, Peter Mutharika'nın yolsuzluklarla dolu rejimini, büyük ölçüde bağımsız yargıçlar sayesinde devirdiler. Yolsuzlukların cezalandırıldığını gören politikacıların temiz kalma olasılığı daha yüksektir.

Bir başka amaç, siyasi partileri etnik köken veya himayeden ziyade politikalar etrafında rekabet etmeye teşvik etmektir. Afrikalı STK'lar, sendikalar ve iş grupları, siyasi partileri bu yönde yönlendirebilir veya alternatifler oluşturmaya sevk edebilir. Bobi Wine’ın Uganda’daki Ulusal Birlik Platformu gibi yeni partiler, kısmen eski çürümeye karşı çıktıkları için popülerlik kazanıyor. Hayırseverler bu tür yeni oluşumlara maddi destek verebilir ve karşılığında hiçbir şey beklemez.

En önemli nokta, milletvekillerinin “refah kaynakları” olarak icra ettikleri gayri resmi rolü azaltmaktır. Uzun vadeli çözüm, yerel yönetimlerin düzgün çalışmasını sağlamak olacaktır. Geçici bir önlem, Seçim Geliştirme Fonlarının iyileştirilmesidir. Bunlar, büyük ölçüde milletvekillerinin takdirine bağlı olarak harcanan kamu kaynaklarıdır. Bir düzineden fazla Afrika ülkesinde bu fonlar mevcut. Kulağa geldiği kadar kötü değiller. Kenya'da yapılan bir araştırma, seçmenlerin milletvekillerinden bu fonları nasıl kullandıkları konusunda hesap sorabildiğini, bu yüzden belli düzeyde bir hesap verebilirliğin sağlandığını ortaya koyuyor. Daha fazla şeffaflık, daha fazlasını sunacaktır.

Afrika, son 30 yılda daha demokratik hale geldi. Çok partili seçimler, çoğu zaman kusurlu olsa da yaygın. Muhalefet partileri alan kazanıyor. Liderlerin çoğu, darbeler yerine barış içinde görevden ayrılıyor. Siyaset daha rekabetçi hale geliyor. Bir sonraki adım, siyaseti daha az maliyetli hale getirmek olabilir.


Bu yazı ilk kez Economist dergisinin 27 Şubat 2021 tarihli sayısında “Fixing Africa’s pricey politics” başlığıyla yayımlandı.