×
RUSYA

ANALİZ

Büyük Tufan: Rusya’da Son 30 Yılın En Büyük Sel Felaketi!

Rusya’da yaşanan sel felâketi ülkede güvenlik sorunu haline gelmiş durumda. Yaşanan felaketten Kazakistan’ı sorumlu tutan yaklaşımların yanı sıra, Rus devletinin ihmallerine dikkat çeken açıklamalar da var.
RUSYA'DA YAŞANAN sel felâketi ülkede güvenlik sorunu haline gelmiş durumda. 5 Nisan'da Rusya, Orenburg Bölgesi Orsk kentinde bulunan Ural Nehri üzerindeki büyük bir barajın yıkılmasıyla büyük bir sel felaketiyle yüzleşti. Bu felaket, Rusya'da son 30 yılda yaşanan en büyük sel felaketi. Barajın yıkılması nedeniyle su yaklaşık 10 metreye çıkarak rekor seviyeye yükseldi. Sadece Orsk şehrinde 10 binden fazla konut ve 18 binden fazla konut arsa sular altında kaldı. Şehir acil olarak tahliye edildi. 8 Nisan'dan bu yana olağanüstü hal uygulanan bölgelerdeki su seviyesinin 23-25 Nisan'da zirveye ulaşması bekleniyor. 

Acil Durumlar Bakanlığı’nın raporunda 15 Nisan’da, Rusya'nın Başkurtya, Mordovya, Tataristan, Samara, Saratov ve Ulyanovsk olmak üzere, (bunlara ilçe ve beldeler de dahil) 33 bölgesinde 15,8 binden fazla konut ve yazlık evleri, yaklaşık 28 bin özel mülkiyete ait arsa, 111 alçak su köprüsü ve 84 yol bölümü sular altında kaldı. Altay Bölgesi, Tomsk, Kemerovo ve Novosibirsk bölgelerinde ise su baskını devam ediyor. Sel baskınlarının gelmesi beklenen Tyumen bölgesinde de hazırlıklar yapılıyor. Tomsk'ta, kıyılardan taşan Tom Nehri’nin suyun akışını yönlendiren barajı tahrip ettiği belirtiliyor. Su seviyesinin günde 99 cm artarak 9 merteye kadar ulaştığı söyleniyor. 

Kurgan bölgesinde de büyük suyun gelişi korkuyla bekleniyor. Kurgan bölgesinde trafik polisleri sel nedeniyle tüm otoyolları kapatmış durumda. “Bu sadece bir sel değil, bu gerçek bir tehdit!” diye belirten Kurgan valisi Vadim Şumkov, bölgedeki sakinlere, “Su akışı hızlanıyor, su seviyesi yükseliyor. Evlerinizi ve yazlıklarınızı derhal terk edin” çağrısında bulundu. 

Tyumen valisi Aleksandr Moor ise, sular altında kalan bölgelerin itaatsiz sakinlerine karşı sert önlemler almaya hazır olduğunu söyledi: “Zorunlu tahliyeyi başlatma konusunu düşünüyoruz,” açıklamasında bulundu. Moor, ayrıca bölgede şehrin kendisi de dahil olmak üzere toplam 51 yerleşim yerinin su altında kalabileceğini belirtti.  

Rusya’nın karşılaştığı sorunla ilgili farklı nedenler dillendiriliyor. Kazakistan sınırındaki Kurgan bölgesinin valisi Vadim Şumkov, Rus bölgelerinde yaşanan su baskınlarında Kazakistan’ın payının olduğuna inanıyor. Şumkov, “Mevcut durumdan kısa bir süre önce Kazak tarafındaki barajlardan sınır ötesi boşaltılan su hacmi 45 kat arttı. Kazakistan barajlarındaki su rezervlerinin salınması nedeniyle 30-50 km uzunluğunda bir dalga ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu. Benzeri iddia Rusya Devlet Başkanı Ural Bölgesi Özel Temsilcisi Vladimir Yakuşev tarafından dillendirildi. Yakuşev, Kazakistan suyunun serbest bırakılmasının Rusya’yla “daha koordineli bir şekilde gerçekleştirmesi gerektiğini” söyledi. 

Rusya’yla ilişkileri soğuk olan ve Rusya gibi su baskınlarıyla karşı karşıya kalan Kazakistan ise, Rus yetkililerin iddialarını reddetti. Kazakistan Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı, deşarjlar arttıkça veya azaldıkça komşular arasında 24 saat bilgi alışverişinde bulunulduğuna işaret ederek kendilerine yöneltilen her türlü suçlamaların asılsız olduğunu açıkladı. Konuyu Putin’le görüşen Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Kazakistan'daki sellerin de son 80 yılda ölçek ve sonuçları açısından en büyük doğal afet haline geldiğini söyledi. 

Sel nedeniyle Kazakistan'ın 10 bölgesinde olağanüstü hal ilan edildi. Etkilenen bölgelerden on binlerce kişi tahliye edildi. Ülkenin batısındaki Kulsary şehrinde 2,5 binden fazla ev sular altında kaldı. Etkilenen bölgelerden 46,7 bin kişi kurtarılarak tahliye edildi.

9 Nisan’da Rusya Acil Durumlar Bakanı Aleksandr Kurenkov, Rusya'daki büyük çaplı selin ana nedenlerinin “toprağın donması, büyük kar rezervleri, ani ısınma ve şiddetli yağışlar” olduğunu söyledi. Fakat Rusya’daki bilim insanları asıl nedenin yıkılan barajın inşası esnasında yaşanan “yolsuzluk” ve barajın yakınlarında kurulan yapılar olduğuna inanıyor. Rusya Bilimler Akademisi Su Sorunları Enstitüsü Başkanı Doktor Mihail Bolgov, “o bölgede kar şeklinde büyük bir su kaynağının biriktiğinin bilindiğini, Ural havzasındaki yağışın normalin %142'sine kadar çıktığına, toprağın donma derinliğinin de yaklaşık olarak belli olduğuna” katılmakla birlikte “felakete neden olan durumun Orsk'u koruyan barajın çökmesi olduğunu” söyledi. 

Orsk'taki barajın inşaatı 2010 yılında başladı ve tesis 2014 yılında işletmeye alındı. Baraj, şehri daha önce sular altında bırakan şiddetli su baskınlarından korumak için inşa edilmişti. O zamanki Orsk Belediye Başkanı Viktor Franz, 2010 yılında yaptığı açıklamasında barajın “sel baskınları tehlikesi sorununu sonsuza kadar çözeceğini” söylemişti. 

Dr. Bolgov, “bu çöküşün Urallarda çok fazla suyun olmasından değil, barajın inşası sırasında teknoloji ihlalleri yapıldığından” kaynaklandığını belirtti. Suçluların ise, barajların yapımında “bütçeyi paylaştıran odalarda” aranması gerektiğini ifade etti. 

Benzeri görüşü Kazakistan Ulusal Maden Bilimleri Akademisi üyesi, teknik bilimler doktoru mühendis Aidarhan Kaldasov dile getirdi. Kaldasov’a göre, “... Sovyet döneminde barajlardan SSCB Su Kaynakları Bakanlığı sorumluydu. Ancak 1990'lı yıllarda her şey şansa bırakıldı. Ve son 30 küsur yılda, Rusya ve Kazakistan'ın sınır bölgeleri de dahil olmak üzere yeni barajların çoğu, birçok ihlalle inşa edildi. Eski barajlar ve kanallar onarılmadı ve bunların parası paylaşıldı”. Ayrıca bu tesislerin “özel kişilere devredilmesiyle durum daha da kötüleşti. Ve mülk sahiplerinden hiçbiri hidrolik yapıların ve bitişik tesislerin durumuna özen göstermedi”.

Rusya Coğrafya Derneği Orenburg Şubesi Başkanı, Coğrafya Bilimleri Doktoru, Rusya Bilimler Akademisi Üyesi Profesör Aleksandr Çibilev, su baskınlarına neden olan belirleyici faktörün 2000'li yılların başından beri devam eden “taşkın yatağı arazilerinde” mantıksız, kontrolsüz kurulan yapılar olduğunu söyledi.  Çibilev “taşkın yatağına herhangi bir şey inşa edemezsiniz; sadece konut binaları değil, genel olarak kalıcı yapıları da. Çünkü taşkın yatağı aslında Uralların yaşayan kanalıdır ve er ya da geç kesinlikle geri dönecektir.” yorumunda bulundu.

Rusya Bilimler Akademisi Su Sorunları Enstitüsü'nün bilimsel direktörü Viktor Danilov-Danilyan, “Rusya’da bahar selleri yaygındır ve her yıl karlar eridiğinde bu selller meydana gelir. Ancak asırlardır süregelen tecrübeye rağmen maalesef bu olguya hâlâ tam anlamıyla uyum sağlayamadık. 200 bin nüfuslu bir şehri ve birçok endüstriyel ve ekonomik tesisi koruyan bir baraj vardı. Ancak barajın durumu kötüydü. Bu, barajlar da dahil olmak üzere koruyucu yapıların durumunun izlenmesinden sorumlu kuruluş olan Rostekhnadzor (Federal Çevresel, Teknolojik ve Nükleer Denetim Servisi) tarafından biliniyor ve doğrulanıyor. Bu kurum üzerine düşeni yaptı, raporlar hazırladı, 40'ın üzerinde yorum yaptı ama maalesef bu uyarılara gereken yanıt gelmedi.” değerlendirmesinde bulunarak barajın yıkılmasında devlet yetkililerin sorumlu olduğunu ifade etti. 

Orenburg Bölge Savcılığı'nın raporuna göre, Orsk'ta büyük çaplı su baskınlarına neden olan bir barajın yıkılması, yapının bakımının düzgün yapılmaması nedeniyle meydana gelmiş olabilir. Bunun böyle olup olmadığı soruşturma sonrasında belirlenecek. Açık kaynaklardan, özellikle de devlet satın alma portalından, yerel yönetimlerin 2021'den bu yana barajın yıllık işletme maliyetlerini üçte birinden fazla azalttığı anlaşılıyor. Aynı zamanda Rostekhnadzor incelemelerinde yapının bakımıyla ilgili ihlaller ortaya çıkmış durumda; ancak bunların düzeltildiğine dair bir bilgi yok. Hukukçular, tüm bunların olup bitenlerden sorumlu tutulacak kişilerin çemberini genişletebileceğine inanıyor.

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.