×
ÇİN

ANALİZ

Çin’in "Avrasyacılık" Planı ve Şanghay İşbirliği Örgütü

Pekin 20 yıldır istikrarlı ve bilinçli bir şekilde, küresel arenadaki ekonomik erişimine kurumsal bir öz kazandırmak üzere çok taraflı bir mimari inşa ediyor.
GÖRÜNÜŞE GÖRE, Batı'nın büyük bir kısmının dünya düzeninin bir süre önce değiştiğini anlamaya başlaması için Putin'in Ukrayna'yı işgal etmesi gerekiyordu. Putin'in işgali mümkündü, çünkü düzen çoktan değişmişti ve ABD'nin tek kutuplu dönemi çoktan miadını doldurmuştu. İşgalin kendisi, yeni, potansiyel olarak ürkütücü, çok kutuplu düzenin bir parçasını teşkil ediyor.

Başkan Xi Jinping'in Özbekistan'ın Semerkant kentini ziyareti sırasında 14. yüzyıl İran, Afganistan, Orta Asya Türk-Moğol imparatoru Timur'un muhteşem, mavi çinili türbesini ve Timurlu Rönesansı'nın 15. yüzyıl şaheseri Bibi Hanım Camii’ni ziyaret etmiş olması muhtemeldir. Bunlar, Semerkant'a yapılacak herhangi bir ziyarette kaçırılmayacak yerlerden sadece ikisi.

Xi, tarihe karşı büyük merak duyan bir isim. Çin'de COVID'i kontrol etmek için hala büyük şehirlerin sürekli olarak karantina altına alındığı bir zamanda Xi’nin Semerkant'a yaptığı ziyaret, Putin ile Ukrayna konusunda yapılan görüşmelerden çok daha büyük bir öneme sahip. Xi'nin zihninde en üst sırada muhtemelen Timur ve onun kurduğu pan-orta Asya imparatorluğu olacak.

Kurumsal bir kaldıraç

Çin'in başlattığı ve yönettiği Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO), Çin'in ABD liderliğindeki düzene paralel bir uluslararası düzen inşa etme çabalarında kilit bir unsur oluşturuyor. Başlangıçta 2001 yılında Rusya ve dört Orta Asya devleti ile kurulan bu kuruluş, Orta Asya'da artan ABD etkisini kontrol etmeyi amaçlıyordu. Çin için bu görev, ABD ve NATO'nun 2003'te Afganistan'ı işgalinden sonra daha acil hale geldi.

Şimdi sekiz devleti kapsayacak şekilde büyüdü. Bu sekiz ülke, Çin, Hindistan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Pakistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan oluşuyor. Afganistan, Beyaz Rusya, İran ve Moğolistan’dan oluşan dört 'gözlemci' ülke tam üyelik istiyor. İran tam üye olma sürecini başlattı. Mısır, Katar ve Suudi Arabistan gözlemci devlet olmak için başvuruda bulundu.

Açıkça kritik bir mesaj göndermeyi amaçlayan tarihsel bir ironiyle, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Pekin merkezi şimdi eski Japon Büyükelçiliği'nin olduğu yerde. SCO'nun üye devlet bayrakları, ABD Büyükelçisinin resmi konutunun hemen köşesinde, ABD'yi ziyaret eden Dışişleri Bakanları ve diğer üst düzey ABD yetkilileri tarafından tercih edilen St Regis otelinin yanında yükseliyor.

SCO'nun ilk günlerinde temel gerekçesi, İslami köktenciliğe karşı Orta Asya güvenliğiydi. Bu büyük önem taşıyor. Ancak zamanla misyonu, Orta Asya genelinde büyük çaplı ortak askeri tatbikatları, afet yardım işbirliğini ve enerji güvenliği gibi bölgesel konularda koordinasyonu içerecek şekilde daha geniş bir alana yayıldı. Örgütün özünde birleştirici teması, ABD liderliğindeki demokrasi ve liberalizm temelli Batı siyasi düzenine karşı durması.

Hindistan, içerisinde ABD, Japonya ve Avustralya’nın bulunduğu QUAD ile olan ilişkisine ve Himalayalar'da Çin ile olan sınır çatışmalarına rağmen kısa süre önce örgüte katıldı. Üyeliği, Avustralya'nın Çin'i kendi çıkarları doğrultusunda Hindistan’la dengelemeye çalışma umutlarının aslında naif bir hüsnükuruntu olduğunu akıllara getiriyor.

Hindistan'ın SCO ve Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) gibi Çin tarafından başlatılan ve yönetilen kuruluşlara aktif katılımı […] ve Hindistan'ın Ukrayna konusunda Çin'le uyumlu pozisyonu, […] ayrışmadaki ideolojik doğayı daha da vurguluyor. 

Batı düzenine bir alternatif

Pekin 20 yıldır istikrarlı ve bilinçli bir şekilde, ekonomik erişimine kurumsal bir öz kazandırmak üzere çok taraflı bir mimari inşa ediyor. Batı'nın ve özellikle Avustralya'nın buna tepkisi, görmezden gelmek ya da AIIB ve Kuşak-Yol Girişimi (BRI) örneğinde olduğu gibi, ağırlık noktasını ABD'nin oluşturduğu muhalefete yine onun teşvikiyle eklemlenmeye çalışmaktan ibaret. 

Çin, küresel düzlemde uzun süredir kurum inşa edici bir girişimcilik sergiledi. Aynı zamanda BRICS oluşumunu başlattı. Yeni Kalkınma Bankası'nı ve tabii ki Xi'nin imza projesi olan ve ABD'nin müttefiklerinin zihnini sıkıca kapattığı Kuşak ve Yol Girişimi'ni geliştirdi. Bu bakımdan, Çin'in devlet idaresi büyük bir yetenek sergiledi.

Tüm bu faaliyetlerin amacı, ABD egemenliğindeki küresel düzene alternatifler yaratmak. Çin ekonomisinin ağırlığı, büyüklüğü ve dünyanın her köşesine yayılması dikkate alındığında, uluslararası düzenin artık en iyi ihtimalle iki “sınırlı düzen”den oluştuğu düşünülebilir.

Dış politikada realist geleneğin öncülerinden John Mearsheimer, küresel düzlemde son dönemdeki dönüşümü ifade etmek üzere “sınırlı düzen” kavramını ortaya attı. Sınırlı düzen kavramı, baskın bir gücün ekonomik düzlemde derin karşılıklı bağımlılıklar ve ortak kaygı ve hedefleri yansıtan yeni kurumsal oluşumlar sayesinde birçok devlet üzerinde etki uygulamasını ifade ediyor.

Çin şu anda tüm Orta Asya'da ve muhtemelen Avrasya'da baskın bir güce dönüşüyor. ABD, Kanada ve Avustralya'nın 5G ağından yasaklanan Huawei, Pekin'den Varşova'ya Avrasya'nın dijital omurgasını oluşturuyor. Çin, bölgenin geniş enerji ve doğal kaynakları için en büyük pazar haline geliyor. Aynı zamanda Kuşak-Yol kapsamında, Avrasya'nın çok ihtiyaç duyduğu altyapıya yönelik en büyük yabancı yatırım kaynağı. Pekin, tüm bu devletler için önde gelen ticaret ortağı.

Putin, Semerkant'a Ukrayna işgaliyle çok zayıflamış olarak geldi. Bu yıl şubat ayından önce çok az kişinin tahmin edebileceği düzeyde Batı'yı kendisine karşı birleştirdi. Artık ulaşılmaz görünen hedefler için kan ve hazine harcıyor. Kuvvetlerinin bir kısmının Ukrayna'dan geri çekildiğine dair haberler onu daha da zayıflatacak.

Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle en önemli hedeflerinden birinde güçlendi. Çin'in uzun vadeli stratejik hedefi, Orta Asya'da rakipsiz bir hakimiyet kurmak. Ancak o zaman karayla çevrili uzun sınırları boyunca kendini güvende hissedecek. Rusya bunu hemen kabul etmeyecek, ancak uzayan savaşa bakılırsa Putin buna itiraz edecek durumda değil.

Gelinen noktada bu büyük Avrasya güçleri arasındaki karşılıklı şüphe sürüyor. Semerkant'taki tartışmalar, bu “stratejik fili” odada kabul etmekten kibarca kaçınacak. Timur döneminin muazzam güzelliği ve başarılarıyla çevrili olan her iki lider de tarihteki yerlerini dikkatle değerlendirecek.


Bu yazı, Australian Financial Review’de 16 Eylül 2022 tarihinde “Putin’s quagmire strengthens Xi’s Eurasian masterplan” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.

GEOFF RABY

Avustralyalı ekonomist ve diplomat. 2007-2011 döneminde Avustralya'nın Çin Büyükelçisi olarak görev yaptı.