×
ARAP DÜNYASI

ANALİZ

Dünya Kupası Yaklaşırken: Katar ve Spor Stratejisi

Katar 2022 Dünya Kupası, kupa tarihi açısından pek çok noktada ilklere ev sahipliği yaparken Katar açısından da küresel düzlemde tanınırlık, etki ve nüfuz kapasitesinin genişletilebilmesi adına önemli bir fırsat sunacak.
 DÜNYANIN EN ÇOK takip edilen spor organizasyonu Dünya Kupası’na sayılı günler kala tüm dünyanın gözü kupaya ev sahipliği yapacak olan Katar’a çevrilmiş durumda. Katar 2022 Dünya Kupası, kupa tarihi açısından pek çok noktada ilklere ev sahipliği yapıyor. Her şeyden önce Dünya Kupası, tarihinde ilk defa yaz aylarında değil, Katar çöl sıcakları nedeniyle kış aylarında gerçekleştirilecek. Ayrıca bu kupa Ortadoğu’da ve bir Müslüman ülkesinde gerçekleşecek ilk Dünya Kupası olma özelliği taşıyor. Bu temel noktalar, henüz daha turnuva başlamadan pek çok tartışmayı küresel gündemin merkezine taşımış durumda. Dolayısıyla daha şimdiden organizasyonun gerçekleşeceği bir aylık (20 Kasım- 21 Aralık) sürecin de bir hayli ilginç geçeceğini söyleyebiliriz. 

 Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olması, ev sahipliği hakkının elde edildiği 2010 yılındaki kura çekimlerinden bu yana farklı açılardan eleştirilerin ve tartışmaların odağında. Yazımızda bu tartışmaların siyasetten ekonomiye uzanan ilişki ağını ve Katar’ın spor yatırımlarını bir yumuşak güç unsuru olarak uluslararası ilişkilerde ve siyaset arenasında araçsallaştırmasını ele alacağız.

Katar’ın Spor Serüveni: Küresel Etki Aracı Olarak Küresel Spor Yatırımları

 Katar spor yatırımlarının zengin gaz rezervlerinden elde edilen refahın bir sonucu olduğunu söyleyerek söze başlayabiliriz. Katar, 2005 yılında Katar Spor Yatırımları (Qatar Sport Investment) kurumu aracılığıyla spor yatırımları yapmaya başladı ve 2006 yılında ilk mega organizasyon, Asya Olimpiyatları Katar’da organize edildi. Bu yıllardan sonra spor yatırımları artarak devam etti, özellikle Avrupa’da yatırımlar yapıldı. İspanyol Barcelona kulübünün sponsorluğu, Fransız PSG’nin satın alınması ve birçok Avrupa ülkesinde spor organizasyonlarının yayın haklarının “beIn Sport” çatısı altında elde edilmesiyle, Katar spor alanında önemli bir marka haline geldi. Bu yatırımların hiç şüphesiz en büyüğü olacak olan Katar 2022 Dünya Kupası, 200 milyar dolar gibi bir rakamı aşan yatırımlarla organize edilecek.

 Katar için spor yatırımları ve özellikle Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak yalnızca ekonomik sebeplerle açıklanacak bir konu değil. Katar için spor ve Dünya Kupası bir modernleşme süreci ve ulusal kalkınma adımı olarak değerlendirilebilir. Dünya Kupası için yapılan milyon dolarlık yatırımlar, ülkeyi altyapı ve şehirleşme açısından ileri bir noktaya taşıyor. Öte yandan Dünya Kupası, Katar’ın dünya çapında tanınırlığı ve küresel etki/nüfuz kapasitesinin genişletilebilmesi açısından bir fırsat olarak değerlendirilmekte. Bu durum, ekonomik çeşitliliği, nüfusu ve yüzölçümü kısıtlı bir yarımada ülkesi için bölgesel etkisini uluslararası arenaya taşımak adına oldukça önemli bir imkan ve enstrüman. Dolayısıyla spor yatırımları ve mega spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak, siyasi ve ekonomik bir anlam kazanarak ülkenin son yirmi yılında etkili bir konum teşkil ediyor. 

Dünya Kupası Ekseninde Eleştiriler ve Tartışma Konuları

 2022 Dünya Kupası ekseninde yapılan tartışmalar, sporun ve uluslararası organizasyonların yalnızca sportif bir amaç taşımadığını gösteriyor. Öncelikle Katar’ın Dünya Kupası için ev sahipliği hakkını elde etmesi, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile çok fazla gündeme geldi.  Bununla birlikte, altyapısı böyle bir organizasyon için yetersiz olan bir ülkenin tercih edilmesi çokça tartışıldı. Altyapısını hazır hale getirmek ve yüksek kapasiteli stadyumlar inşa ederek bu eksiği gidermek isteyen Katar, bu sefer de işçi haklarının ihlal edilmesi ve stadyum inşaatlarında işçi ölümlerine sebep olunması konularıyla eleştirildi.  Tüm bu eleştirileri ve tartışmaları birkaç başlık altında toplayabiliriz.

 İlk olarak, işçi haklarının ihlal edilmesi konusuna değinebiliriz. Bu konu Körfez ülkelerinin sosyal yapısı ve demografik profili ile yakından ilişkili. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap Körfezi ülkeleri, nüfuslarının %90’ı oranında yabancı işçi (expat) barındırmakta. Bu işçiler genellikle ucuz iş gücü imkânı sağlayan Hindistan, Pakistan ve Sri Lanka gibi ülke vatandaşları. Gerek iklim gerekse iş şartlarının ağırlığı nedeniyle uygunsuz koşullarda düşük ücretlerle çalıştırılan bu işçiler, iş güvenliği gibi konularda da ihmaller ile karşı karşıya kalınca ölüm ve ağır yaralanma vakaları artmakta. Dünya Kupası hazırlıkları ile artan uluslararası baskı, Körfez yönetimlerini bu konularda caydırıcı yaptırımlar ve tedbirler almaya itse de demografik yapı, ekonomik şartlar ve gelir eşitsizlikleri bu gibi olumsuz durumların önlenmesi adına daha yapısal düzenlemeleri gerekli kılıyor. 

 Eleştirilerin odaklandığı bir diğer nokta ise bu gibi uluslararası bir organizasyonun bir Ortadoğu ülkesinde yapılıyor olması. Bu gibi eleştirilerin post kolonyalist ve oryantalist bakış açılarının yönlendirmesi ile şekillendiğini farklı örnekler üzerinden görebiliriz. Dünya Kupası gibi uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapacak ülkelerin coğrafi dağılımının adil ve eşitlikçi bir biçimde yapılması FIFA’nın da öngördüğü bir ilke aslında. Bu noktada 1930 yılından beri düzenlenen Dünya Kupası’nın ilk defa 2022 yılında bir Ortadoğu veya Müslüman ülkesinde düzenlenecek olması uluslararası organizasyonların eşitlikçi ilkelere bağlılığı noktasında bir soru işareti olarak ortaya atılabilir. Bunun yanı sıra, Katar’ın organizasyon süresince kamusal alanlarda alkol tüketimi, LGBT’li bireylerin katılımı gibi konularda ne gibi uygulamalar yürürlüğe koyacağı tartışma konusu olarak gündemde tutuluyor. Katar Emiri Temim bin Hamad bu konuda Almanya’da yaptığı bir açıklamada her kesimden insanın Dünya Kupası’na katılma hakkının olduğunu ve Katar’ın herkesi misafir etmeye hazır olduğunu söylerken, aynı zamanda, yerel kültür ve yaşam tarzına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtmişti. Katar’da kamusal alanlar dışında olmak şartıyla kısıtlı bir alkol tüketimine izin verilirken, eşcinsellik illegal olarak kabul ediliyor.

 Sonuç olarak, Katar zengin doğalgaz rezervlerini, spor alanında yaptığı yatırımlarla değerlendirerek uluslararası arenada etkisini arttırmayı amaçlıyor. 2017 yılında Suudi Arabistan ve BAE tarafından uygulanan ambargo, Katar’ın Afganistan’da yapılan barış görüşmelerinde Türkiye ile oynadığı etkin arabulucuk rolü ve son olarak gaz üreticisi bir ülke olarak Rusya-Ukrayna krizinde küresel tedarikçi aktör kapasitesi, uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken konular oldu. Ve şimdi ülke, Dünya Kupası’yla gündemde olacak. Dünya Kupası yaklaşırken Ortadoğu, dünya gündeminde bir süre iç savaş ve siyasi karışıklıklardan öte spor organizasyonları ve eğlence festivalleri ile yer alacak.

MUHAMMED YAKUP İNAN

G. Research Assistant, Qatar University
m.inan@qu.edu.qa / m.yakupinan@gmail.com