×
LATİN AMERİKA
29.01.2024

ANALİZ

“Reddedilmenin Zaferi”: Şilililer Yeni Anayasa Teklifini İkinci Kez Reddetti!

Şili’de yeni anayasa teklifi ikinci kez reddedildi. Askeri diktatörlük döneminden kalan anayasanın, ülkede yeterli sağlık, eğitim ve emeklilik imkanı sağlamayan ekonomik sistemi koruduğu düşünülüyor. Şili siyaseti, eleştirdiği anayasayla yaşamak zorunda.
Son dört yıldır Şilililer ender rastlanan bir demokratik süreç yaşıyorlar. İki sefer yeni bir anayasayı oylamaları istendi ve iki seferinde de sunulan teklifi reddettiler. Tartışma, eşitsizlik üzerine şiddetli protestoların ülkeyi sarstığı 2019 yılında başladı. Siyasetçiler vatandaşlara yeni bir toplumsal sözleşme yazmaları için bir meclis seçme şansı sundu. Ancak meclise aşırı sol hakim oldu ve çoğu seçmeni dışladı. 2022'de yapılan bir referandumda Şilililerin neredeyse üçte ikisi sözleşmeye karşı oy kullandı. Ardından politikacılar vatandaşlara bir kez daha denemek üzere bir meclis seçme şansı sundu. Bu kez meclis sağın hakimiyetine girdi. 17 Aralık'ta seçmenlerin %56'sı önerilen anayasa metnini reddetti.

Yeniden anayasa yazılması sürecine, yaygın bir ilgisizlik ve siyasete karşı artan memnuniyetsizlik damgasını vurdu. Kamuoyu araştırmacısı Cadem'den Roberto Izikson'a göre, Şilililerin çoğu bu yılki süreci "zaman kaybı" olarak değerlendirdi. 2019'dan bu yana Şilililerin öncelikleri emekli maaşları, sağlık hizmetleri ve eğitim konularından suç, ekonomik sorunlar ve göç konularına kaymış durumda. Gabriel Boric'in popüler olmayan solcu yönetimi ise iki anayasal sürecin sonucunu beklerken ciddi reformları hayata geçiremedi. Şilili vatandaşların büyük çoğunluğunun sabrı tükeniyor. Anketlere katılanlar arasında demokrasinin en iyi yönetim biçimi olduğunu söyleyenlerin oranı Ağustos 2021'de %64'tü.

Yeni taslağın reddedilmesi, esasen Boric için bir zafer niteliğinde, zira Boric'in müttefikleri taslağı desteklemiyordu. Üçüncü bir anayasa süreci şimdilik söz konusu değil ve bu da yönetimin işine devam etmesine olanak tanıyor. Ancak bu Boric için acı bir zafer. Başkan ve onun bin yıllık müttefiklerinin çoğu, ilk kez 1980 yılında Augusto Pinochet'nin askeri diktatörlüğü sırasında onaylanan ancak o zamandan bu yana büyük ölçüde değiştirilen mevcut anayasayı eleştirerek isim yaptılar. Şimdi bununla yaşamak zorundalar.

İlk taslağın hazırlık süreci skandallarla geçti. Meclisin 155 üyesinin çoğu parti disiplini olmayan solcu bağımsızlardı. Önerdikleri tüzük, "dijital bağlantının kesilmesi" ve "kültürel olarak uygun" yiyecek hakları gibi tuhaf maddelerle doluydu.

Bu taslak reddedilince, politikacılar başka bir fiyaskodan kaçınmaya çalıştılar. Başka bir toplantı için onay vermelerine rağmen, olası bir sorun için önlemler aldılar. Merkez bankasının bağımsızlığı da dahil olmak üzere yeni bir tüzükte muhafaza edilmesi gereken 12 ilke üzerinde anlaşmaya vardılar. Taslağı yazmaları için siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden 24 hukuk uzmanından oluşan bir komisyon topladılar. Daha sonra bunu düzenlemek üzere 50 üyeden oluşan bir kongre seçilecekti.

İkinci taslak için uzmanlar komisyonu Mart ayında çalışmaya başladı ve bir uzlaşı modeli oluşturdu. Taslak teklif, mevcut anayasanın özel mülkiyete yönelik güçlü korumalarını muhafaza ederken, çevreyle ilgili bir bölüm gibi solun uzun süredir devam eden taleplerini de yerine getirdi. Kurumun başkanı Verónica Undurraga bunun "siyasi gerçekçilik" ile tanımlandığını söylüyor.

Bu tür bir ılımlılık, Anayasa Meclisİ seçimlerinden sağ çıkamadı. Meclisteki 23 sandalye José Antonio Kast liderliğindeki aşırı sağcı Cumhuriyetçi Parti'ye gitti. Diğer 11 sandalye ise Şili'nin geleneksel sağı tarafından kazanıldı. Şili Papalık Katolik Üniversitesi'nden Loreto Cox, "Son Meclis, çoğunluk gücünü kötüye kullandı ve çoğu Şililinin kabul edemeyeceği bir metin hazırladı" diyor ve ekliyor: "Bu kez Cumhuriyetçiler, üzerinde uzlaşma sağlanmış bir metni alıp çok daha bölücü bir metne dönüştürdüler."

Meclis, uzmanlar komisyonu tarafından hazırlanan taslağı düzenlemek yerine yeniden yazdı. Başkent Santiago'da bir veri şirketi olan Unholster'a göre, uzmanların taslağındaki ifadelerin sadece %23'ü muhafaza edildi. Bazı fikirler küresel kültür savaşlarından ithal edilmiş gibi görünüyor. Taslakta, LGBT müşterilere hizmet vermeyi reddetmek isteyen ABD'deki dindar işletme sahiplerinin başvurdukları vicdani ret hakkının daha sınırlı bir versiyonu da yer alıyordu. Uzmanlar komisyonunda yer alan Domingo Lovera, taslağın kanun haline gelmesi halinde "temelde size inançlarınız temelinde kendinizi kanunlara uymaktan muaf tutma hakkı verdiğini" söylüyor. Taslak anayasa aynı zamanda Şili'nin kürtaja ilişkin kısıtlayıcı mevzuatını da sağlamlaştırdı (kürtaja halihazırda yalnızca tecavüz, annenin hayati tehlikesi ya da ceninin yaşayamaması durumlarında izin veriliyor).

Meclisin taslağı çok sayıda popülist ayrıcalığı da içeriyordu. Şili'deki belediyelerin çoğunun gelirlerinin bağlı olduğu emlak vergisini neredeyse tamamen kaldırdı ve "kişinin ve ailesinin yaşamı, bakımı veya gelişimi için gerekli olan” harcamaların "ilgili vergilerden" düşülmesine izin veren bir madde ekledi. Bu durum, Şilililerin sadece en zengin çeyreği tarafından ödenen ve GSMH'nin %1.6'sına tekabül eden gelir vergilerinin toplanmasına zarar verebilir.

Şili'de faaliyet gösteren bir banka olan LarrainVial, bu hamleyi Liz Truss'un Eylül 2022'de kısa bir süre başbakanlık yaptığı İngiltere'de vergileri büyük ölçüde azaltma girişimiyle karşılaştırdı. Banka, bu tür fonlanmamış vergi indirimlerinin büyümeyi artırmak yerine "Arjantin ya da Yunanistan'ı anımsatan" bir mali sarmalın başlangıcına işaret edebileceği uyarısında bulundu.

Cumhuriyetçi Parti, anayasanın içeriğinden ziyade Boric'in düşük onay oranlarına odaklanan kutuplaştırıcı bir kampanya yürüttü. Bir video tek bir slogandan oluşuyordu: "Boric aleyhte oy veriyor, Şili lehte oy veriyor." Ancak birçok Şilili bu tür taktiklere itibar göstermedi. Şili'deki bir düşünce kuruluşu olan Kamu Çalışmaları Merkezi'ne göre, uzlaşma arayan siyasi liderleri, anlaşmaya varmak pahasına kendi duruşlarını savunanlara tercih ettiklerini söyleyenlerin oranı Haziran ayında %59 iken bugün %70'e yükseldi. Seçmenler yeni anayasa taslağını hazırlayanlardan da daha liberal olma eğiliminde. Sadece %15'i kürtajı tamamen yasaklamak istediğini söylüyor.

Şimdi Şili'nin önünde birkaç seçenek var. Bunlardan ilki olumlu bir adım olabilir. Mevcut anayasayı değiştirmek için Kongre'de gerekli olan yeter sayısını düşürmek. Politikacılar ancak bu şekilde yeni bir anayasa yazabileceğini fark etmiş durumdalar. Benzer şekilde Kongre, uzmanların raporunda yer alan bazı önerilerle mevcut taslağı geliştirebilir ve sonuçta uzlaşma yeniden rağbet görebilir. Sonuçların açıklandığı gece Boric, Kongre'de yıllardır sürüncemede kalan bir emeklilik reformuna öncelik vereceğini söyledi. Bu reform, katkı payı oranını kademeli olarak %10'dan %16'ya çıkaracak ve ekstra paranın büyük bir kısmı ortak bir fona aktarılacak. Gelirleri GSMH'nin %2,7'si oranında arttırmayı hedefleyen Boric'in iddialı vergi planının Meclis'ten geçme olasılığı daha düşük görünüyor.

Diğer senaryo ise olumsuz. Şili'de yerel seçimler 2024'te, genel seçimler ise 2025'te yapılacak. Reformların hayata geçirilmesi için partilerin kampanyaya başlamasından önce sadece birkaç ay var. Eğer seçmenler, son dört yılda anayasa konusunda yaşandığı gibi, önümüzdeki birkaç yılın da boşa geçeceğine inanırlarsa, sıkılacaklardır. Anketçi Izikson bu durumun "otoriter popülizme her zamankinden daha fazla kapı açabileceği" uyarısında bulunuyor.


Bu yazı, The Economist’te 18 Aralık 2023 tarihinde “For a second time Chileans reject a new constitution. Now what?” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.