×
KÜRESEL

ANALİZ

Reform, Restorasyon ya da Kaos: Ukrayna’da Savaş Nasıl Sona Erer?

Ukrayna’daki savaş, ordular arasında olduğu kadar rakip toplumsal modeller arasında da süren bir çatışma. Savaşın nasıl sona erebileceğine ilişkin üç senaryo var ve her birinin muazzam jeopolitik sonuçları olacak.
RUSYA VE UKRAYNA arasındaki askeri çatışma etnik bir çatışma değil: Etnik Ukraynalılar ve etnik Ruslar cephenin her iki tarafında da savaşıyorlar. Ve Moskova'nın birçok açıklamasının aksine, Ukrayna direnişinin temel motivasyonu radikal milliyetçilik değil. Din savaşı da değil. Hem Rusya hem de Ukrayna esasen laik birer devlet. Ve iki ülkedeki son dini rönesans yüzeyseldi. Savaş aslında toprakla ilgili de değil (Her ne kadar toprakla ilgili anlaşmazlıklar bir barış anlaşmasına varmanın önünde zorlu bir engel olarak durmaya devam etse de).

Esas olarak bu savaş, bir zamanlar birlikte Sovyet topraklarının büyük bir bölümünü oluşturan iki ülke arasında toplumsal ve siyasal hayatı düzenleme konusunda benimsenen yöntem farklılığıyla ilgili. Aynı zamanda iki zihniyet arasındaki entelektüel ve mantıksal bir yüzleşme: Modern uluslararası sistem ve genel olarak dünya hakkında iki görüş. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna, neyin adil olup olmadığına, neyin meşru neyin gayri meşru olduğuna ve ulusal liderliğin neyi içermesi gerektiğine dair iki karşıt kavrayış.

Ukrayna'nın en baştan Batı tarzı liberal demokrasinin bir modeli olarak ortaya çıktığını iddia etmek güç. Ancak ülke, yavaş, tutarsız ve anlaşılabilir aksilikler, kaçınılmaz ertelemelerle de olsa kararlı bir şekilde bu yönde ilerliyor. Rusya ise klasik bir Asya veya Avrupa otoriter devleti değil, ancak en azından son 20 yıldır liberal demokratik modelden uzaklaşıyor. Ukrayna toplumu genellikle aşağıdan yukarıya doğru örgütlenirken, Rus toplumunun temelinde yukarıdan aşağıya doğru bir süreç vardır. Örneğin 1991'deki bağımsızlıktan bu yana, Ukrayna altı cumhurbaşkanı seçti. Her biri son derece çekişmeli (ve bazen de çok dramatik) seçimlerden sonra iktidarı kazandı. Aynı dönemde Rusya sadece üç devlet başkanı tarafından yönetildi. Her yeni lider, selefi tarafından özenle seçilmiş ve desteklenmiştir.

Tarihçiler, kültürel antropologlar ve sosyologlar bu dikkate değer farklılığın nedenlerini tartışıyorlar. Bununla birlikte, en önemli husus, iki toplumsal örgütlenme modeli arasındaki söz konusu yapısal uyuşmazlık, sadece Avrupa'nın tam göbeğinde korkunç bir “kardeş kavgasına” yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda kavgada her iki tarafın nasıl hareket edeceğini de belirleyecek. Personel kapasitesinden propagandaya, stratejiden devlet yönetimine kadar Sovyet sonrası iki rakip siyaset ve toplum modeli test ediliyor. Sonuç, Avrupa'nın çok ötesine geçen yankılara sahip olacak.

Kiev, savaş şartlarının adil olmadığını iddia edebilir. Rusya, Ukrayna'dan daha büyük, daha zengin ve askeri olarak daha güçlü. Öte yandan, Ukrayna uluslararası sempatiye ve Batı tarafından sağlanan neredeyse sınırsız savunma desteğine, ekonomik, insani ve istihbarat yardımına sahip. Rusya sadece kendisine güvenebilir ve giderek daha fazla acı veren yaptırımların baskısına maruz kalacak.

Rus uzmanların çoğu, Ukrayna'nın henüz dağılmamasının veya teslim olmamasının tek nedeninin Batı’dan gelen devasa destek olduğunu söylemeye alışkın. Ancak bu anlatı, Ukrayna'nın savunma motivasyonunun kaynaklarını tam olarak açıklamıyor. Amerika ve ortaklarından gelen uzun vadeli ve büyük ölçekli askeri desteğin, geçen yıl Taliban'ın karşı konulmaz saldırısını engelleyemediği Afganistan'ı düşünün. İki çatışma doğrudan karşılaştırılamasa da sahadaki gerçek açık: 2021'de Afganlar ülkeleri ve değerleri adına savaşmak için motive değilken, 2022'de Ukraynalılar açıkça öyle.

Çatışma, uluslararası sistemin ve dünya düzeninin geleceği açısından büyük riskler taşıyor. En önemlisi, modernite anlayışımız ve sonuçta tercih ettiğimiz toplumsal ve siyasal gelişme modelleriyle ilgili.

Şimdi önümüzde savaşın nasıl sona erebileceğine ilişkin üç farklı senaryo var ve her birinin muazzam jeopolitik sonuçları söz konusu.

İlk senaryoya göre Kremlin bu destansı çatışmada açık bir yenilgiye uğrayabilir. Bu durumda, muhtemelen küresel ilişkiler (Pekin'in muhalefetine rağmen) yeniden tek kutuplu bir düzene dönecektir. Ukrayna ne kadar Putin için bitmemiş bir işse Rusya'nın statüsü de Batı'daki birçok yönetim için o kadar bitmemiş bir iş. Ukrayna'nın zaferi, evcilleştirilmiş ve ehlileştirilmiş bir Rusya'ya yol açabilir. Sakin bir Rusya, Batı'nın, liberal hegemonyanın ve uzun zamandır beklenen “tarihin sonu”nun önündeki tek büyük engel olarak kalacak olan Çin ile daha kolay başa çıkmasına ortam sağlar.

İkinci senaryoya göre çatışma, eksik, sorunlu ancak karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Bu durumda, Rus ve Ukrayna toplum modelleri arasındaki çarpışmanın nihai sonucu ertelenmiş olur. İki toplumsal organizasyon modeli arasındaki şiddetli rekabet devam edecektir, ancak daha az acımasız bir şekilde. Batı ile Rusya arasında mükemmel olmayan bir uzlaşmayı, Batı ile Çin arasında geliştirilen daha önemli ve daha esaslı bir uzlaşma izleyebilir. Batı’nın Putin ile bir anlaşmaya varması mümkünse, o zaman Xi Jinping ile bir anlaşmaya varması da mantıklı bir adım olacaktır. Ancak Çin ile Batı arasında bir yakınlaşma, Batı'dan daha fazla zaman, enerji ve siyasi esneklik gerektirir. Bu, BM sisteminde büyük değişiklikler, uluslararası hukukun arkaik normlarında yeni düzenlemeler ve IMF, DTÖ ve diğer organlarda yeniden ayarlamalar gibi küresel düzende bir reform dalgasına yol açacaktır.

Üçüncü ve son senaryo ise Ukrayna konusunda bir anlaşmaya varılamaması; çatışmanın, kırılgan ateşkes döngüleri ve ardından yeni tırmanma turlarıyla sürmesi. Bu durumda küresel ve bölgesel yapılarda büyük bir bozulma beklenebilir. Hızlanan bir silahlanma yarışı, nükleer silahların yayılması ve bölgesel çatışmaların artması sonucu verimsiz uluslararası kurumlar çökebilir. Böyle bir dönüşüm, önümüzdeki yıllarda yalnızca daha fazla kaosa yol açacaktır.

Üç senaryodan herhangi birinin olasılığını değerlendirmek son derece zor. Zira çok fazla bağımsız değişken, çatışmanın sonucunu etkileyebilir durumda. Savaşı sona erdirmek için bir anlaşmanın yapıldığı reform senaryosu herkes için en iyi seçenek olarak görünüyor. Diğer iki senaryo ya değişimi çok hızlı bir şekilde başlatacak ya da çok ihtiyaç duyulan değişimi engelleyecektir. Her iki durumda da siyasi riskler çoğalacaktır. Çatışma, küresel düzenin daha istikrarlı hale geldiği kademeli, düzenli ve şiddet içermeyen bir geçişi besleyecek olursa, bu, insanlığın Ukrayna'nın fedakarlıklarının boşa gitmesine izin vermediğine işaret eder. 


Bu yazı The Economist’te 20 Mayıs 2022 tarihinde “Andrey Kortunov offers three scenarios for the end of the war in Ukraine” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.

ANDREY KORTUNOV

Siyaset bilimci. Rus düşünce kuruluşu Rus Uluslararası İlişkiler Konseyi'nin başkanı.