×
KÜRESEL
3.04.2022
Çeviri: HASAN YALVAÇ

ANALİZ

Teknoloji Devlerinin Sıradaki Rekabet Alanı: Geleceğin Arabasını Yapmak

Google, Apple ve Amazon, otonom sürüş teknolojisinden, eğlence ve aramaya kadar aracınıza özel erişim sağlamaya çalışıyor.
TEKNOLOJİ DEVİ Google ile altı yıllık anlaşma yaptıklarını duyuran Ford CEO’su Jim Farley, CNBC'de övünerek: “Temelde cep telefonunuzla kıyaslanmayacak bir deneyime ayak uydurabilmek için her yıl yüz milyonlar harcıyorduk.” dedi.

Bu anlaşma, Ford'a ihtiyaç duyduğu saygınlığı kazandırmasının yanı sıra Google'a da milyonlarca sürücü ve yolcu için ürünlerini sergileme şansı veriyor. Ancak, pek çok teknoloji endüstrisi gözlemcisi, Ford-Google ortaklığındaki “geleceğin aracına” farklı bir gözle bakıyor. Gözlemciler, teknoloji devlerinin, rakiplerini zorlamak ve küresel ekonominin büyük bir kısmına hükmetmek maksadıyla kendi özel işletim sistemlerini belirli ürünlere bağlayarak telefonlara yaptıklarının aynısını yakında otomobillere de yapmalarından endişe duyuyor.

Gerçekten de akıllı telefon savaşları bitti ve kazananlar belli: Google ve Apple. Şimdi bu iki şirket ve Amazon, arabanızı nasıl kullandığınızı kontrol etmek için savaşıyor. Üç şirket de evlerinin veya iş yerlerinin dışında en fazla zamanı sürücü koltuğunda harcayan Amerikalı tüketicilere ulaşmak için otonom araç endüstrisini “sıradaki” büyük fırsat olarak görüyor. Öbür taraftan otomobil üreticileri, ileri teknolojileri kendi başlarına otomobillere dahil etmek için yıllarca bocaladıktan sonra, tüketicilerin bir ürün için sadece bir kez para harcamak yerine sürekli hizmet için aylık ödemeler yaptığı Silikon Vadisi’nin hem teknolojisini hem de kazançlı iş modellerini örnek almak umuduyla artık teknoloji şirketleri ile anlaşma yapmaya daha istekli. 

Teknoloji devleri akıllı telefonlar konusunda piyasayı köşeye sıkıştırırken, fırsatı kaçıran bazı politika yapıcılar ve düzenleyiciler, şimdi araçlar üzerinde başlayan mücadelenin bu alandaki potansiyel tekelleşmeyi henüz oluşmadan önce engelleme fırsatı sunduğunu düşünüyorlar.

2020'de Google’a çevrimiçi aramayı tekelleştirdiği için dava açan ABD eyalet başsavcıları, tekelciliğe karşı şikayetlerinde, şirketin otonom arabalara geçiş sistemiyle ilgili kamuoyunda oluşan endişelere referansta bulundular. Bu arada Avrupa'da, AB rekabet kurumu Google bağlantılı araçların sözleşmeleriyle ilgili bir soruşturma başlattı.

Toplumsal Bilgi Rekabet Politikası direktörü Charlotte Slaiman “Beş veya on yıl sonra rekabete aykırı davranışları düzeltmek gerçekten zor olacak. Birçok tüketici için araba satın almak uzun vadeli bir karar. Eğer bir tüketici, beş ila on yıl boyunca kullanacağı bir araba satın aldığı için belirli bir şirketin hizmetlerine bağımlı kalırsa, bu rekabeti daha da zorlaştırabilir.'” diyor.

Paylar çok büyük. Teknoloji şirketleri ve otomobil üreticileri, sürücülerin iş, oyun ve ev işlerini sorunsuz bir şekilde harmanlayabilecekleri, kolayca market alışverişi yapabilecekleri, iş toplantıları planlayabilecekleri veya arabalarında konforlu bir şekilde TV izleyebilecekleri bir gelecek öngörüyor. Ayrıca, bu araçlardan gelen veriler, haritaları otomatik olarak güncelleyebilir; şehir çalışanlarını çukurlar hakkında bilgilendirebilir ve müşterilerin nereden nereye seyahat ettiklerini geleneksel esnafa söyleyebilir.

Otonom ve bağlantılı araçlar konusunda uzmanlaşmış Cox Automotive Mobility'nin başkan yardımcısı Jim Heffner: ''Artık önemli olan yolculuk değil. Veri, bu işin temel taşı. Apple, Google ve diğerleri bunun merkezinde olmak istiyor.'' diyor.

Gelişmiş teknoloji için bir arayış

Otomobil üreticileri, araçları yollara çıkmasından üç ila beş yıl öncesinde tasarlıyor. Bu, piyasaya sürülen araçların aslında teknolojik inovasyon hızının oldukça gerisinde kalması anlamına geliyor. ABI Research'te otonom araçlar analisti James Hodgson, bugün yeni bir arabadaki teknolojinin, bayiye ulaştığında çoktan eskimiş olduğunu söylüyor. Zira bağlantı hızı ve tüketicilerin favori cihazlara yönelik istekleri çok daha hızlı hareket ediyor.

Hodgson, bu dinamik araç üreticilerinin gösterge panelindeki eğlence seçeneklerini akıllı telefonlara yönlendirdiğini, böylece müşterilerin araba kullanırken en çok tercih ettiği telefon uygulamalarını kullanmalarına imkan sağladığını söylüyor. Bugün çıkan araçların neredeyse tamamı Apple CarPlay ya da Google Android Auto gibi akıllı telefonları araç sistemine bağlayan uygulamaları desteklemektedir. İlk olarak Apple, 2014’te CarPlay’i duyurdu, sonraki sene Google Android Auto ile onu takip etti. Bu uygulamalar sayesinde sürücü, telefon görüşmesi yapabilir, müzik dinleyebilir ya da Netflix’e ulaşabilir, ancak bütün bunlar, telefonun araç ekranı ve ses sistemine yansıtılmasıyla çalışıyor.

Teknoloji şirketleri şimdi araçlara özgü yazılımlar üreterek herhangi bir teknoloji seçimini ortadan kaldırmak için uğraşıyor. 

Bu arada Google, araçlar için Android seçeneklerini geliştirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz dönemde Volvo, Stellantis (Chryler, RAM, Jeep ve Plymouth markalarının ana firması) ve General Motors gibi şirketler Google ile anlaşmalar yaptı. 

Google, otomobil üreticilerine Google Automotive Servisleri veya kısaca GAS olarak bilinen “ya hep ya hiç” mantığına dayalı bir anlaşma paketi sunuyor. Örneğin bir araç üreticisi, Google haritaları kullanmak için aynı zamanda Google Play Store ve Google Asistan’ı da kabul etmek zorunda.

Google'ın otomobil ekosistemindeki yeri o kadar genişliyor ki, endüstri standartlarında önde gelen Connected Vehicles Systems grubu, Ekim ayında otomobillerin yazılımını Android ile entegre etmek için uluslararası ölçütler oluşturmaya çalıştığını duyurdu.

Ayrıca Waymo, (Google ana şirketi Alphabet çatısı altında 2016’dan beri işleyen ayrı bir oluşum) Arizona eyaletindeki Phoenix kentinin kenarında yer alan Chandler şehrinde sürücüsüz otonom taksi hizmetleri sunmaya başladı. Şirket, bu yaz otonom taksi hizmetini San Francisco’da da hayata geçirdi. Waymo’nun özenle seçilmiş yolcuları, uygulama üzerinden istek göndererek, şehrin merkezi hariç büyük bir bölümünde seyahat edebiliyor. Sürücüsüz otonom araç şirketi Waymo’nun, Volvo, Jaguar, Land Rover, Stellantis/Chrysler ve Renault-Nissan-Mitsubishi Grubu gibi henüz bu pazara açılmamış araç şirketleri ile teknoloji transferini kapsayan ortaklıkları var.

Bu arada Apple, 2014'ten beri üzerinde çalıştığı sürücüsüz araba projesi “Project Titan” için tetikte bekliyor. O zamandan bu yana proje, sürücüsüz araç yazılımı geliştirmek veya tamamen otonom bir araç inşa etmek arasında bocalıyor. Ayrıca proje, en son proje lideri Doug Field'ın (Tesla Model 3'ün geliştirilmesine de yardımcı olan bir mühendis) Ford'a geçişi de dahil olmak üzere birkaç kez durdu.

CEO Tim Cook 2017'de Apple'ın otomobiller için otonom teknoloji üzerinde çalıştığını kabul etmesine rağmen, şirketin ünlü gizli otomobil projesi hakkında çok az şey biliniyor. Şirket, konu hakkında gelen bilgi talepleri hakkında herhangi bir açıklama yapmadı.

"Amazon’a girin"

E-ticaret devi Amazon da hem tüketicilere ulaşmak hem de kendi kargo ihtiyaçları için otonom araçlara büyük bir ilgi duyuyor. Şirket, Google ve Apple’a karşı başarısız bir girişim olarak kalan Fire Phone ile 2014’te akıllı telefon pazarına girmeye çalıştı. Fire, ticari bir felaket olsa da Alexa örneğindeki gibi projenin bir kısmı hayatta kaldı ve Amazon'un otomobil arzusunun anahtarı haline geldi. 

Amazon'un arabalar için popüler sesli asistan versiyonu olan Alexa Auto ilk haliyle, Apple Car Play veya Google'ın Android Auto aracılığıyla arabaya bağlanan bir akıllı telefon uygulamasıydı. Ancak Apple veya Google üzerinden aracın sistemlerine erişmek, Alexa'nın sağlayabileceği imkanların sınırlandırılması anlamına geliyordu. Bu yüzden Amazon bu yöntemden vazgeçerek, kendi sistemlerini otomobillere aktarmak için direkt olarak araç üreticileriyle çalışmaya başladı.

BMW ve GM araçları 2018'de Alexa ile çıkış yaparken, Audi, Jeep ve Land Rover gibi pek çok otomobil üreticisi o tarihten itibaren Amazon'un sesli asistanı seçeneğini tercih etti. Alexa'yı kullanan sürücüler, araba kapılarını uzaktan açıp kapayabilir, arabayı çalıştırabilir veya evlerindeki akıllı hoparlörlerden yakıt durumunu kontrol edebilirler. Alexa'ya sahip araçlar, evdeki hava sıcaklığını kontrol edebilir, evdeki ışıkları açıp kapatabilir, bunun yanı sıra hava durumu hakkında bilgi verebilir ve ayrıca Amazon'dan veya yan kuruluşu Whole Foods'tan ürün siparişi konusunda yardımcı olabilir.

Cox Automotive'den Heffner, Amazon'un geleneksel otomobil üreticileriyle olan ortaklıkları konusunda şirketin Google kadar başarılı olmadığını, çünkü "hibrit" bir yaklaşım benimsediğini ve pazara yeni dahil olan otomobillere odaklandığını söylüyor. Amazan geçen yaz, otonom taksi projesi üzerine çalışan Kaliforniya merkezli Zoox şirketini satın aldı. Dört kişilik küçük araçlar, sürücüsüz ve yolcuların karşılıklı olarak oturduğu bir alana sahip. Bu araçlar kentsel alanlarda kullanılmak üzere tasarlandı. Şirket henüz ticari bir çıkış tarihi olmasa da yakın zamanda San Francisco ve Las Vegas'ta hizmet vermeyi umuyor.

Marka sadakati mi yoksa tekel mi?

Silikon Vadisi ve otomobil üreticileri, bağlantılı otonom araçların geleceği konusunda oldukça heyecanlıyken, düzenleyici ve gizlilik savunucuları için durum daha az heyecan verici görünüyor. 

Electronic Frontier Vakfı (EFF) dijital sivil özgürlükler grubundan Katharine Trendacosta: “Bu şirketler, insanlara ait ellerinde tutmamaları gereken pek çok veriye sahipler ve bu verileri sorumsuzca kullandıkları bir geçmişleri var. Şirketlerin veriler hakkında verdikleri sözleri tutmadıklarını daha önce gördük.” diyor. Trendacosta bu sözleriyle, Google'ın 2008'de DoubleClick'i satın almasından sonra, tüketici alışkanlıklarından gelen verileri reklam hizmetlerinden gelen verilerle birleştirmeme taahhüdünü [yerine getirmeyişini] hatırlatmaktaydı.

Mapbox'ın eski CEO'su Eric Gundersen, Google'ın kısıtlayıcı sözleşmeleri hakkında geçen bahar gerçekleşen Kongre'de, bu sözleşmelerin kendi şirketinin alternatif sunma kabiliyetini nasıl etkilediği konusunda dert yandı. Gundersen, bu özel anlaşmaların zaman içinde Google'a avantaj sağlamaya devam edeceğini ifade etti.

Gundersen, Şubat ayındaki bir toplantıda bu konudaki en kritik şeyin veriler olduğunu ifade etti: “Bu yalnızca kullanıcı uygulama verileriyle ilgili değil. Harita ve işletim sisteminden gelen verilere kadar bütün her şey buluta geri dönüyor. Yapay zeka bu şekilde öğreniyor… her şey verilerle ilgili.” dedi. 

İsmini gizleyen bir otomotiv tedarikçisi: “Açıkcası Google şeffaf bir sistem değil” diyerek konu hakkındaki görüşlerini ifade ediyor. “Kullandığı sistem aracılığıyla her şeyi topluyor ve hangi bilgilerin yayınlandığını kontrol ediyor.” diyor.

Öte yandan Google sözcüsü Peter Schottenfels, Google'ın otomotiv ortaklıklarının tüketicilere yenilik ve yeni avantajlar sunduğunu söyledi. Schottenfels: “Bağlantılı araç alanında muazzam bir rekabet var ve araç bilgi-eğlence sistemleri sunan Apple CarPlay, Amazon Alexa, Nuance Automotive ve diğer şirketlerle rekabet ediyoruz.” diyor.

Toplumsal Bilgi Rekabet kurumuna katılmadan önce Federal Ticaret Komisyonu’nda tekelleşme davalarını takip eden Slaiman: “Bugün teknoloji devlerinde karşılaştığımız en büyük problemlerden birisi, teknolojik değişikliklere rağmen güçlerini sürdürebiliyor olmaları. Yeni bir teknolojiye geçiş anı, yeni ve yaratıcı bir rakibin şans bulduğu andır.'' diyor.

Google'ın önemli rakibi DuckDuckGo bağışçıları arasında yer alan EFF'de politika ve uygulama yardımcı direktörü Trendacosta, “Apple Arabası heyecan verici yeni bir teknolojiye benziyor olsa da Apple'ın çıkar odaklı kaba piyasa stratejisinin, esas olarak şirketin tüm dijital satışlardan yüzde 30 kesinti yaptığı kârlı ekosistemlerine tüketicileri daha fazla bağımlı kılmak” olduğunu söylüyor.

Apple, onlarca yıldır bilgisayar, telefon ve tabletleri için en kısıtlayıcı onarım politikalarını benimsiyor. Kasım ayında Beyaz Saray ve federal düzenleyiciler tarafından yapılan baskı neticesinde iPhone üreticisi, tüketicilerin sadece kendi cihazlarını tamir etmelerine izin vermeye başlayacağını duyurdu. Bilgi Rekabet Politikası direktörü Slaiman, “Apple'ın tüm amacı, sizi kendi ürün ve hizmet ekosistemlerine mahkum etmek. Ve bunu araba formunda yapma fikirlerini de sevmiyorum.” diyor.

Dijital haklara odaklı ilerici bir savunma grubu olan Fight for the Future'ın yöneticilerinden direktör Sarah Roth-Gaudette, “teknoloji devleri, gittiğimiz yerden ve aradığımız şeyden zaten yeterince kâr ediyorlar. Otomobil endüstrisine dahil olmak, tüm hareketlerimizi kârlı veri akışlarına dönüştürebilir.” diyor. Roth-Gaudette’a göre, ABD'nin bu konuda özel bir ulusal yasadan yoksun oluşunun ve nispeten gevşek nitelikli tekelleşme karşıtı yaptırımların oluşturduğu piyasa ortamının, Google, Apple ve Amazon için bu yeni pazara hâkim olmalarını engelleyecek çok az şey bulunduğu anlamına geliyor. Bu noktada Roth-Gaudette bu ciddi yasal setin çekilmesinin ve böylece mümkün olan en kötü yoldan gitmeye engel olunmasının önemli olduğunu söylüyor.

Hem Roth-Gaudette hem de EFF'den Trendacosta, teknoloji şirketlerinin gelecek vaat eden rakipleri satın almasını ve otomobil gibi gelişmekte olan alanlarda kendi ürünlerine öncelik vermesini önlemek üzere Beyaz Saray ve Senato'da bekleyen yasanın altını önemle çiziyor.

Trendacosta: ''Gelecekte henüz ortaya çıkmayan teknolojiler hakkında hangi şirketlere izin verileceğini öngörüp, tahmin etmenin zor olduğunu biliyorum. Ancak zaten var olan şeylerle ne yaptıklarını biliyoruz. Elimizde, şirketler gelecekte ne yaparlarsa yapsınlar bizi ileriye taşıyacak sağlam kurallarımız olsaydı, bugün daha iyi bir noktada olurduk.” diyor.


Bu yazı, POLITICO’da, 26 Aralık 2021 tarihinde “Big Tech’s Next Monopoly Game: Building the Car of the Future” başlığıyla yayınlandı. Bölümler halinde çevrilen ve yer yer editoryal düzenleme yapılan metni Hasan Yalvaç’ın çevirisiyle sunuyoruz.