ANALİZ
Gabon’daki Darbe Afrika'da Yeni Bir Eğilimin Parçası
Covid-19 salgını ve küresel olarak artan fiyatlar, Afrika’da hayat pahalılığını artırdı ve hükümetlere himaye için daha az kaynak sağladı. Özellikle Sahel’deki güvensizlik, askeri liderlerin daha sevimli görünmesine zemin hazırladı.
DARBELER, tıpkı soğuk algınlığı gibi bulaşıcıdır. 30 Ağustos’ta Orta Afrika’da 2,4 milyon nüfuslu bir petrol devleti olan Gabon’daki subaylar, devlet televizyonunda ülkelerini ele geçirdiklerini duyuran son üniformalı kişiler oldular. Generallerin 2,000 km kuzeydeki Nijer’in demokratik yollarla seçilmiş başkanını devirmesinden bir ay sonra gerçekleşen bu açık darbe, Afrika’nın nasıl geriye doğru savrulduğunu gösteriyor. 21. yüzyılın başında demokratik geçişler, değişen normlar ve güçlenen kurumlar darbelerin sıklığında bir azalmaya yol açtı. Ancak 2020’lerde, bu normlar ve kurumlar zayıfladıkça ve Afrika demokrasisi savunucularından mahrum kaldıkça, darbeler yeniden yaygınlaşıyor.
Her darbenin kendine özgü nedenleri vardır. Eski bir Fransız sömürgesi olan Gabon 1967’den beri Bongo ailesi tarafından yönetiliyor: Önce Omar Bongo Ondimba, 2009’dan itibaren de oğlu Ali Bongo Ondimba. Ülke, Sahra altı Afrika’da kişi başına düşen gayrisafi milli hasılanın en yüksek olduğu dördüncü ülke olsa da işsizlik ve yoksulluk yaygın. Geçen yıl Fransız yetkililerin, Omar Bongo’nun 54 çocuğundan dokuzunu çeşitli mali suçlarla itham ettiği biliniyor. Demokrasi yanlısı aktivistler 26 Ağustos’ta yapılacak seçimlere hile karıştırılacağından endişe ediyordu ve bu endişe oy verme günü internetin kapatılmasıyla daha da arttı. Ancak subaylar halkın hoşnutsuzluğundan faydalanmış olsa da bu bir halk devriminden ziyade bir saray darbesini andırıyor. Yeni atanan “geçici başkan” Brice Clotaire Oligui Nguema, güçlü Cumhuriyet Muhafızlarına liderlik ediyor ve Ali Bongo’nun kuzeni.
Gabon’da yaşananlar daha geniş bir gidişatın parçası. Siyaset bilimciler Jonathan Powell ve Clayton Thyne tarafından derlenen verilere göre 1960’tan 2000’e kadar her on yılda dünya genelinde ortalama 40 darbe girişimi ya da başarılı darbe oldu. Bu sayı 2000’lerde sadece 22, 2010’larda ise 17 idi. 2020’lerde ise şimdiden 14 darbe gerçekleşti.
Her vaka kendine özgü olsa da kimi ortak noktalar da mevcut. Covid-19 salgını ve küresel olarak artan fiyatlar, Afrika ekonomilerine zarar vererek hayat pahalılığını artırdı ve hükümetlere himaye için daha az kaynak sağladı. Özellikle Sahel’deki güvensizlik, askeri liderlerin daha sevimli görünmesine zemin hazırlıyor.
İlerleyen süreçte, pek çok yasadışı eylemde olduğu gibi bu tür girişimler daha fazla deneyecek ve darbe girişimleri yaygınlaşacaktır. Bu yüzyılın başlarında Afrika Birliği ve bölgesel bloklar gibi Afrika kurumları darbelerin yaşandığı ülkeleri kınamakta daha hızlı davrandılar. Nijerya ve Güney Afrika gibi etkili ülkelerin liderleri seslerini yükseltti. Batılı ülkeler bu mesajları, güçlü bir şekilde destekledi. Ancak bugünlerde Afrika liderliği zayıf. Batı bir darbeyi şiddetle kınasa bile (ki bu her zaman mümkün değildir) demokratik normları umursamayan Çin ve Rusya her zaman varlığını hissettiriyor.
Gabon’daki olaylar aynı zamanda Fransa’nın Afrika politikasının paramparça olduğunu da bizlere hatırlatıyor. Powell ve Thyne’nin verilerine göre 2000 yılından bu yana Afrika’daki 24 başarılı darbenin 16’sı Frankofon ülkelerde gerçekleşti. Bu oran 2020’den bu yana sekizde yedi. Bu muhtemelen bir tesadüf değil. Fransız hükümetlerinin eski sömürgelerine İngiliz hükümetlerinden daha müdahaleci bir yaklaşım sergilemesi (Fransa Gabon’da bir askeri üs bulunduruyor), Paris hükümetinin bu ülkelerde yaşayan sıradan insanlar pahasına uysal ve zalim Afrikalı elitleri desteklediği yönündeki algıya katkıda bulunuyor. Gerçek daha karmaşık olsa da darbeler pek de anlaşılmaz eylemler değildir.
Bu yazı, The Economist’in web sitesinde 30 Ağustos 2023 tarihinde “The coup in Gabon is part of an alarming trend” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.