×
İNGİLTERE

ANALİZ

Johnson Hükümeti: Bir İstisna mı Yapısal Dönüşüm mü?

Asi hatta kuruntulu bir parti kimliği, sağdan gelen bir tehdit korkusu ve kültürel muhafazakarlığı ödüllendiren yeni seçmen profili, önümüzdeki yıllarda Muhafazakar Parti'nin siyasetini yönlendirmeye devam edecek.
SON HAFTALARDA, Downing Sokak 10 Numara’da kuralları görmezden gelme kültürünün olduğunu öğrendik. Bunun nasıl olabileceği konusunda şaşkına dönenler için (teoride böyle insanlar olabilir), söylenebilecek tek şey, bunun Theresa May ya da David Cameron yönetiminde olmadığıdır. Ve belki de modern zamanlardaki başka bir başbakan yönetiminde.

Johnson hükümeti, öncekilerden çok farklı bir Muhafazakar hükümet. Kurallara ve sözleşmelere karşı tutumunda, liderlik tutum ve tarzında, seçmen profilinde, politika önceliklerinde ve kurumlara yönelik yaklaşımlarında, kısacası pek çok noktada, geçmişle belirgin bir kopuşu temsil ediyor. Bu kopuş, dokuz yıldır iktidarda bulunan Muhafazakar Parti'nin kendisini yenilemesini ve yeni seçmenlerin desteğini kazanmasını sağladı. Ama aynı zamanda, önceki muhafazakar yönetimlerin destekçileri ve üst düzey isimleri nezdinde mide bulantısına da neden oldu.

Acaba bu dönüşüm, Başbakanın karakteriyle gelişen ve şekillen bir şey mi yoksa daha yapısal dinamiklerin bir sonucu mu? Boris Johnson yılları, İngiltere siyasetinde bir sapma mı yoksa daha köklü bir değişimin göstergesi mi? Johnson'ın temsil ve yönetim kabiliyetinin zayıfladığı ve hükümetin değişme ihtimalinin arttığı bir dönemde, bu soruların cevapları Muhafazakar Partinin - ve ülkenin - gelecekte alacağı yönü açıklamaya yardımcı olacak.

Johnson'ın Birleşik Krallık Başbakanı olmak için alışılmadık bir figür olduğunda şüphe yok. Muhalefet lideri olmadan ya da uzun yıllar bakanlık yapmadan başbakanlık görevine geldi. Kısa ve fark edilmeyen bir Dışişleri Bakanlığı yaptı. Bu, önemli ama iç politika deneyimiyle pek ilgisi olmayan bir pozisyondu. Tabii bir de sorumluluklarının çoğunu devretmekle yetindiği Londra Belediye Başkanı olarak geçirdiği sekiz yıl var.

Johnson deneyimsiz bir bakan, ancak deneyimli bir halk figürüydü. Aynı zamanda bir politikacı olan gazeteci kişiliğiyle 20 yıldan fazla bir süredir herkesin tanıdığı bir isimdi. İnsanlar onu “renkli” ve “hayat dolu” bir kişilik olarak tanımladılar ve sempatik buldular.

Başbakanlık görevini üstlendiği 2019'un siyasi atmosferi olağanüstüydü. Johnson hükümetinin bir “sapma” olduğu iddiasını savunmak istiyorsanız, onun yalnızca bu olağanüstü koşullarda göreve gelebileceğini iddia edebilirsiniz. Bu argümanın devamında “artık bu koşullar geçtiğine göre, normale dönülebileceğini” savunursunuz. Yani artık normal siyasetin gereği olarak Muhafazakar Parti daha geleneksel bir lider seçebilir ve daha geleneksel bir Muhafazakar gündem peşinde koşabilir. Dolayısıyla Johnson sonrası siyaset, Johnson öncesi siyasete benzeyebilir (Ancak sadece AB dışındaki bir Birleşik Krallık’ta. Zira sonuçta Brexit gerçekleşti).

Johnson, oluşumuna yardım ettiği bir sorunla (Brexit’in getirdiği sonu gelmez dramla) İngiliz ulusunun yorgunluğunu ustaca kullandı. Brexit yanlısı politikacılar, Brexit’in tüm kartların Birleşik Krallık'ta olduğu basit bir mesele olacağına dair güvence verdi. Ancak müzakerelerin karmaşık olduğunun ve AB'nin Birleşik Krallık'a talep ettiği her şeyi vermeye hazır olmadığının ortaya çıkması tam bir hayal kırıklığı yarattı.

Muhafazakarlar ve İngiltere siyaseti

[Jonson’un başbakanlığa yükselişi] modern siyaset hakkında, Johnson sonrası dünya ve onun Başbakan olarak ortaya çıkışıyla da irtibatlı olan, üç şey anlatıyor: Muhafazakar partinin doğası; Muhafazakarların siyasal yelpazenin sağındaki alanı kapatma çabası ve İngiliz siyasetinin değişen karakteri.

Johnson'ın Muhafazakar başbakan olarak üç selefi – John Major, David Cameron ve Theresa May – esas olarak Avrupa şüpheciliğine yaslanan sağ siyaseti kontrol edememeleri nedeniyle devrildiler (veya en azından büyük zarar gördüler). Johnson ise seleflerinin aksine, sağı adeta sömürdü.

Muhafazakar partinin temel unsurlarından biri, egemenliğin neredeyse teolojik bir nitelik kazanmasıdır. Muhafazakarlar artık, artılar ve eksiler arasında bir “değiş tokuşlar ve uzlaşmalar dünyası”nda değil, bir tür “mutlaklar dünyası”nda yaşıyorlar. Bu durum, örneğin Kuzey İrlanda bağlamında, mevcut seçenekleri bütünüyle reddetmeyi; ancak İrlanda Denizi'nde bir sınır hattı oluşumundan kaçınma ve AB'den ayrılma konusunda ısrarcı olmayı gerektiriyor. Geleceğin lider adayları bu durumu kesinlikle göz önünde bulunduracak.

Diğer yandan Muhafazakar milletvekillerinin çoğunun Brexit'in ne anlama geldiğine dair net bir vizyonları var. Birlikten ayrılmanın açık bir amacı var ve bu amaç, Thatcher devriminin bir sonraki aşamasını hayata geçirmek üzere Birleşik Krallık'ı daha rekabetçi hale getirmek. Fakat işin aslı Brexit, Thatcherizm'in temel vizyonunu tersine çevirmek anlamına geliyor: Ekonomi normalde olduğundan daha küçük hale geldiği için vergileri yükseltmek, ticaret için engeller dikmek ve iş dünyasına yeni düzenleyici yükler getirmek. Ama aynı zamanda bu öngörülebilir tersine dönüş için Johnson'ın “Büyük Devlet” isteklerini suçlamak. 

2018-2019’daki gelişmeler, Muhafazakar parti içinde daha geniş bir mizaç değişikliğini de ortaya çıkardı. Muhafazakar siyaset, yönetmek değil kampanya yapmakla ilgilenen bir hareket haline geldi. Aynı düşünceleri paylaşan, iyi organize olmuş grupların, hükümet üzerinde baskı uygulamak için her yöntemi denediği bir kampanya hareketi. Muhafazakarlar, bir hükümet partisinden çok bir protesto partisi halini aldı. 

Yine, Brexit'te olduğu gibi, Covid-19 da Muhafazakar milletvekilleri arasında, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, olmasını istedikleri gibi görme eğilimini ortaya çıkardı. Risk iştahları son derece doyumsuz. 

[Muhafazakarların siyasal yelpazenin sağındaki alanı kapatma çabalarına gelince:] 2019’dan beri Muhafazakar siyasetin sağında bir alternatif parti tehdidi azalmış durumda. Bu kısmen Başbakan Johnson'ın pozisyonundan kısmen de pandemiden kaynaklanıyor. [Sağda alternatif oluşturma potansiyeline sahip] Farage ve diğer Brexit gazileri, pandemi sürecinde kendilerini, o geleneksel, eski, Covid'e karşı savunmasız destekçilerinden uzaklaştıran kapanma karşıtı konuma yerleştirdiler. Reform Partisi, ara seçimler ve kamuoyu yoklamalarındaki düşüşünü sürdürüyor. Ancak parti için Covid sonrası dönemde siyasi durumunu değiştirme ve halkın göçe karşı düşmanlığını artırma fırsatı artacaktır. 

[İngiliz siyasetinin karakteriyle ilgili olan üçüncü nokta:] Birleşik Krallık'ta ve gelişmiş dünyada siyaset uzun vadeli bir yeniden yapılanma ve dönüşüm süreci geçiriyor. Bir zamanlar ekonomik önceliklere dayalı olarak oy kullanan merkez sağ ve merkez solda, oy verme davranışı kültürel konulardan giderek daha fazla etkilenir hale geldi. Belirli bir seçim bölgesinin oy verme davranışı artık giderek gelir seviyelerine göre değil, nüfus yoğunluğuna, etnik çeşitliliğe ve eğitim seviyelerine göre şekilleniyor.

Bu durum, merkez sağ için bir fırsat yarattı ve Kırmızı Duvar'ın (geleneksel olarak İşçi partisine oy veren bölgelerin) Muhafazakarlara teslim edilmesine yardımcı oldu. Johnson, eylemsel vatanseverliği, ideolojik esnekliği ve ılımlı kişiliğiyle, buralardaki seçmenleri aslında çok az Muhafazakarın yapabileceği şekilde etkilemeyi başardı. Birçok Muhafazakarın “minimal devlet” taleplerini buralardaki seçmen tercihleriyle uzlaştırmak, herhangi bir Muhafazakar Parti liderinin öncelikli olarak dikkate alınması gereken bir mesele. Ancak İngiltere’nin mevcut siyaset coğrafyasında, Kırmızı Duvar’ın salıncak şehirlerinde oturan medyan seçmen görüşlerinin (ekonomik olarak sol, kültürel olarak sağ), nasıl dengelenebileceğini, ne ölçüde göz ardı edilebileceğini kestirmek hayli güç.

Sonuçta kuralları çiğneyen partiler sorun olmayacak. Ancak 2019'da ortaya çıkan dinamikler - asi hatta kuruntulu bir parti kimliği, sağdan gelen bir tehdit korkusu ve kültürel muhafazakarlığı ödüllendiren yeni seçmen profili – önümüzdeki yıllarda Muhafazakar Parti'nin siyasetini yönlendirmeye devam edecek.


Bu yazı 19 Ocak 2022 tarihinde New Statesman’da “How my party lost its way” başlığıyla yayınlandı. Bölümler halinde çevrilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.

DAVID GAUKE

Muhafazakar Parti eski Adalet Bakanı. 2005-2019 döneminde Muhafazakar Parti milletvekili.