×
AVRUPA
6.04.2024

ANALİZ

Avrupa’nın “Savaş” Anlaşmazlığı

Fransa, Almanya ve Polonya, Ukrayna’daki savaş konusunda ortak bir politik yaklaşım bulmaya çalışıyor. Liderler hangi yardımları ne kadar gönderecekleri konusunda anlaşamıyor.
GAYRI RESMİ olarak Weimar Üçgeni olarak bilinen üç önemli Avrupa gücünün liderleri, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı karşısında birlik oldukları mesajını vermek üzere toplandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Polonya Başbakanı Donald Tusk'u 15 Mart'ta Almanya'nın başkentinde bir araya getiren acil zirvenin en azından ilk amacı buydu.

Liderler güler yüz göstermeyi kısmen başardılar. Toplantıdan sonra soru almadılar; ancak Ukrayna'ya desteği arttırmak için her iki tarafın da küçük tavizler vermesini öngören bir anlaşma listesi açıkladılar. Bunlar arasında, Fransa'nın geçmişte yaptığı gibi sadece Avrupa kaynaklarında ısrar etmek yerine, hayati derecede ihtiyaç duyulan mühimmatı dünya pazarlarından tedarik etme taahhüdü de yer alıyordu. Ancak Macron şubat ayında bu konuda zaten geri adım atmıştı. Almanya ve Fransa ayrıca Ukrayna'yı desteklemek amacıyla Avrupa'daki dondurulmuş Rus mevduatlarının 300 milyar Euro'luk (327 milyar dolar) kısmının en azından faizinin kullanılmasına yönelik daha önceki itirazlarının bir kısmını azaltmış görünüyor.

Yine de kapalı kapılar ardında yapılan toplantı, eve dönüş gibi neşeli bir ortamdan ziyade gecikmiş bir hasar kontrol girişimi gibi göründü. Ukrayna'nın en önemli Avrupalı müttefikleri arasında yer alan üç ülke arasında son haftalarda kamuoyu önünde keskin anlaşmazlıklar yaşanmıştı. Özellikle Almanya ve Fransa arasındaki bu kırılmalar henüz tehlikeli bir kutuplaşma yaratmadı. Ancak çatlakların giderilememesi Rusya'yı sevindirirken, giderek daha da zor duruma düşen Ukrayna'yı dehşete düşürdü. Üstelik Rusya'nın sahadaki ilerleyişinin ve Amerika'nın yalnızlaşma tehdidinin NATO müttefiklerini safları sıklaştırmaya itmesi gereken bir dönemde.

İronik bir şekilde, sıkı dostlukları uzun zamandır Avrupa Birliği'nin temelini oluşturan Fransa ve Almanya arasındaki sorunun bir kısmı, iki ülkenin liderlerinin de mevcut zorlukların aynı şekilde farkında olmaları. Aslında mesele, iki liderin tamamen farklı sonuçlara varmaları. Zeki ve dikkatleri üzerine çeken Macron ile soğukkanlı ve beyni çalışan Scholz arasındaki yaklaşım farkı, son aylarda açık bir husumete varan gerilimi daha da artırdı.

Her iki ülke de Ukrayna'yı destekleme konusunda kararlı. Almanya sık sık ayak sürüyormuş gibi görünse de gerçek şu ki savaşın harap ettiği bu ülke için Almanya şimdiye kadar çok şey yaptı. Bir milyondan fazla mülteciye cömertçe ev sahipliği yaptı, mali yardımlarda bulundu ve 17,7 milyar Euro'luk askeri yardım sözü verdi. Bu arada Fransa ise Caesar uzun menzilli obüsler ve Scalp seyir füzeleri gibi prestijli askeri teçhizat tedarik etti. Ancak Fransa'nın yaptığı yardım Almanya'nınkinin yanında çok küçük kalıyor.

Her ne kadar eylemleri sözleriyle henüz örtüşmese de Macron son haftalarda Ukrayna'ya destek çabalarını bir araya getirme ihtiyacı konusunda giderek daha cesur ve tutkulu hale geldi. Scholz ise gittikçe daha da isteksiz görünen bir ortağa dönüştü. Şansölye özellikle Ukrayna'ya Alman yapımı Taurus seyir füzeleri verilmesi yönündeki yoğun baskılara direndi ki bu tavır, savaştan çekinen Almanlar arasında siyasi olarak zayıflayan Sosyal Demokratlara destek kazandırdı (bir kamuoyu yoklaması Almanların % 61'inin bu tür transferlere karşı olduğunu gösteriyor). Ancak bu tutum müttefikleri ve birçok Alman politika uzmanı ile muhalefetteki Hıristiyan Demokratları hayal kırıklığına uğrattı.

Macron'un son açıklamaları da aynı şekilde şaşkınlık yarattı ve sadece Scholz'u değil diğer temkinli Avrupalı liderlerini de çileden çıkardı. Fransa Cumhurbaşkanı'nın en kışkırtıcı hamlesi NATO güçlerinin Ukrayna'da çatışmasız roller üstlenebileceği ihtimalini ortaya atması oldu. İlk kez, geçen ay Paris'te düzenlenen bir zirvede ortaya atılan bu öneriye Scholz'dan soğuk bir yanıt geldi. Scholz kesin bir dille Alman askerlerinin Ukrayna'ya gitmesinin mümkün olmadığını söyledi. Taurus meselesinde olduğu gibi, Almanya'nın "savaşın bir tarafı" olmayacağında ısrar etti.

Ancak Macron yorumlarını yumuşatmak yerine NATO'nun niyetlerinin "stratejik belirsizlik" içinde olduğuna yönelik açıklamalarını yineledi. Fransa Cumhurbaşkanı'nın Rusya'ya karşı daha sert bir tutum takınmaya başlaması uzun zaman alsa da samimi görünüyor ve dev komşuları tarafından tehdit edildiklerini düşünen Doğu Avrupalılar tarafından takdir ediliyor. Macron’un imalarına göre, Scholz'un ihtiyatlı davranışları ve "kırmızı çizgileri", inisiyatifi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bırakıyor. Macron'un haklı olabileceğini düşünen Alman strateji uzmanları da kendisini desteklemeye başladı.

Polonya'nın müttefikleriyle olan anlaşmazlıkları bugünkü liderinden öte uzun bir geçmişe dayanıyor. Tusk'un Eylül ayındaki seçim zaferinden önceki on yıl boyunca iktidarda kalan milliyetçi PİS partisi, siyasi söylemini Almanya'ya saldırma ve İkinci Dünya Savaşı'nda Alman saldırganlığının yol açtığı büyük yıkım için 1,3 trilyon Euro tazminat talep etme üzerine kurmuştu. Tusk'ın partisi bu konuda tansiyonu düşürdü. Ancak Tusk hükümeti, çiftçilerin Ukrayna ürünlerine damping uygulandığı iddiasıyla başlattıkları protestoları bastırma konusunda ağır hareket edince, Polonya'nın NATO'daki müttefikleri rahatsız oldu.

Nihayetinde üç lider Berlin'deki toplantılarından el ele tutuşarak ve herhangi bir kızgınlık belirtisi göstermeden çıktılar. Birkaç ay içinde tekrar bir araya gelme sözü verdiler. Weimar Üçgeni, Soğuk Savaşın hemen ardından kurulan ve Avrupa'nın merkezinde istikrarı sağlayacak üçüncü büyük halka olarak Polonya'nın dahil edildiği bir gruplaşma. Bu grup, bugüne dek sönük kaldı. Ancak Macron, Scholz ve Tusk gerçekten bazı konularda aynı fikirde olmaya başlarlarsa, Avrupa'nın en güçlü stratejik gücü Fransa, en büyük ekonomisi Almanya ve en dinamik ekonomisi ve Rusya'ya karşı en önemli siperi Polonya arasındaki bağlar sevindirici bir unsura dönüşebilir.


Bu yazı, The Economist’te 15 Mart 2024 tarihinde “France, Germany and Poland try to patch differences over Ukraine” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.