×
ABD

ANALİZ

“Bağımsız Teksas!”: Amerika’da Eyaletler Ayrılıyor mu?

Hükümet ile eyaletler arasındaki mevcut gerilim, krize dönüşürse içlerinde Teksas milliyetçilerinin de bulunduğu birçok grup Amerika’nın siyasi coğrafyasını değiştirmeye hazır bekliyor. ABD’yi devirebilecek tek kuvvetin yine kendisi olması, belki de ironilerin en büyüğü.
ABD YÜKSEK MAHKEMESİ, federal yetkililere, Teksas yönetiminin ABD-Meksika sınırına ördüğü dikenli telleri kaldırma yetkisi verdi. Washington yönetiminin Teksas Valisi Greg Abbott’un yetkisini geçersiz kıldığı bu dava, Tek Yıldızlı Eyalet olarak anılan Teksas’ın “Texit” hareketiyle bağımsızlığını ilan etmesi için yeni çağrıları da beraberinde getirdi.

Teksas’taki dikenli tellerin Biden yönetiminden cesaret bulan yasa dışı geçişler için caydırıcı bir unsur olduğunu belirten Abbott, sözlerini şu şekilde dile getiriyor: “Teksas’ın sınır güvenliğini korumak ve Biden yönetiminin eyaletimize zarar vermesini önlemek anayasal yetkimizdir ve bu yetkiyi sonuna kadar kullanacağız.” Dikenli teller, yasa dışı göçü kontrol altına alma çabalarının bir neticesi olarak valinin emriyle yerleştirilmişti.

Texit hareketinin fiilî lideri Daniel Miller ise Teksas’ın Birleşik Devletler’den ayrılması gerektiği kararına vardığı günü, dün gibi hatırlıyor: 24 Ağustos 1996 Cumartesi, 14.00 sularında, Teksas’ın doğusundaki Tyler’da, bir otelin dinlenme salonunda… Bu an öylesine etkileyiciydi ki, Miller, bunu Teksaslı yoldaşı William Travis’in 1836’da, Alamo’da, Meksikalıların saldırısından hemen önce birlikleri için çektiği “hayat-memat çizgisi” ile mukayese ediyor. Alamo’daki bu efsanevi kuşatma, Teksas Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet statüsünde kurulmasıyla sonuçlansa da eyalet dokuz yılın ardından 1845’te Birleşik Devletler’e katılır. Şu an 50 yaşında olan ve “Teksas Milliyetçileri” (TNM) adlı hareketin liderliğini yürüten Miller, işte bu tarihsel geçişi aksi yöne çevirmeyi umuyor. 

Ne var ki artan desteğe rağmen Teksas Milliyetçileri Hareketi, yakın zamanda çeşitli başarısızlıklarla karşı karşıya kaldı. Yaklaşan Cumhuriyetçi ön seçimlerinde Teksas’ın bağımsızlığı için herhangi bir referandum desteği alamamak bunun en açık örneği. Muhalifler de Teksas’ın bağımsızlık mücadelesini, en azından barışçıl yollarla herhangi bir başarı şansı olmayan bir fantezi olarak görüyorlar. Fakat tüm bunlar, yürüttüğü kampanyanın önünde sonunda başarıya ulaşacağına inanan Miller’i yıldırmıyor.

Miller, düşüncelerini şu şekilde aktarıyor: “Bana kalırsa federal hükûmetin gidişatı ile Teksas’ın gidişatı aynı ve biz, bu aynı yöne doğru gidiyoruz. Yani ister bilinçli bir kararla ister federal sistemin kendi gereksinimlerini karşılayamaması sonucu çökmesiyle olsun, Teksas’ın 30 yıl içerisinde bağımsız bir ulus olacağını düşünüyorum.”

Referandum Mücadelesi

Teksas Milliyetçileri için son birkaç yıl oldukça hareketli geçti. Hareket, Mart 2024’te yapılacak ön seçimlerde Teksas’ın bağımsızlığına ilişkin bir referandumun da oy pusulasına eklenmesi talebini içeren ve 139.456 kişinin imzasını taşıyan dilekçeyi aralık ayında Cumhuriyetçi Parti’ye teslim etti. 

Teksas seçim yasalarına göre, referandum için 97.709 imza yeterli olsa da Cumhuriyetçi yetkililer aralık ayındaki söz konusu dilekçeyi reddetti. Teksas Cumhuriyetçileri’nin başkanı Matt Rinaldi, dilekçenin vaktinde teslim edilmediğini; vaktinde teslim edilmiş olsaydı bile bir şey değişmeyeceğini, imzaların önemli bir kısmının geçersiz olduğunu belirtti. Nitekim “ikamet adresi, kayıtlı olunan ilçe ve doğum tarihi/seçmen kayıt numarası” gibi önemli bilgilerin imzaların çoğunda eksik olduğunu ve imzaların elle değil; elektronik ortamda atıldığını vurguladı.

Tüm bunlar, Teksas Milliyetçilerinin öfkesini ateşledi. Hatta Miller, “Texas News” başlıklı podcastinde temsilcisi olduğu grubun Teksas Cumhuriyetçileri ile bir savaşa girdiğini duyurdu. Teksas Milliyetçileri Hareketi, 10 Ocak’ta, Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne “kendi kendini yönetme hakkı için mücadele etme”yi taahhüt eden bir acil durum dilekçesi vermiş olsa da dilekçe, anında reddedildi.

Teksas ayrılıkçıları, yasama yoluna da başvurdular. Hatta o zamanki Eyalet Temsilcisi Bryan Slaton, Mart 2023’te, Teksas’ın bağımsızlık olasılığının araştırılması hakkında referandum çağrısında bulunan bir yasa tasarısı sundu. Fakat yasama komitesi, sunulan tasarıyı onaylamadı. Bu, Teksas’taki Cumhuriyetçi Parti’nin Haziran 2022’de Houston’daki kongresinde eyaletin “statüsünü bağımsız bir ulus olarak yeniden belirleyip belirlememesi”ne dair referandum çağrılarını onaylamasının ardından gerçekleşti.

Bu girişimler, Teksas’ın tekrardan bağımsız bir cumhuriyet olmak üzere oylanması hâlinde neler yaşanabileceğine dair artan bir ilgiyi de beraberinde getirdi. Miller, Newsweek’e verdiği bir röportajda, Texit’in başarısız olan federal sistemin panzehri olduğunu savundu.

Miller'in ifadesiyle: “Federal sistem çökmüş durumda. Bunun bedelini ise Teksaslılar ödüyor. Akla yatkın olan, Teksas’ı Teksaslıların yönetmesidir.” Ayrıca artan benzin ve market fiyatlarının yanı sıra hazine borcu için de federal hükûmeti suçlayan Miller: “Tüm bunlar, şimdiye kadar düzeltilmediğine göre bundan sonra da çok zor” diyor. 

Bağımsız Teksas: Ama Nasıl?

Miller, başarıyla sonuçlanacak bir bağımsızlık referandumunun Austin ve Washington arasında bir müzakere süreci başlatacağını ve neticede idarede bağımsız fakat birbirine sıkı sıkıya bağlı iki ülke olacağını öngörüyor. Sözlerini şu şekilde dile getiriyor: “Oylama olumlu sonuçlandığında aniden değişen hiçbir şey olmayacak. Teksaslılar, bağımsızlıklarını güçlendirmek için bir süreç başlatacaklar. Bu süreç, şu değişimleri kapsıyor: Eyalet anayasamızda yapılacak değişiklikler, anayasa değişikliklerini takip eden kanunlar; uluslararası sözleşmelerin, antlaşmaların ve ittifakların değerlendirilip uygulanması ve sorunların federal hükûmetle müzakere edilmesi.”

“Federal hükûmet, kendi kendini yönetme hakkına yaklaşık yüzyıldır itibar ediyor. Bu politikayı sürdürmeye devam ettiği takdirde, ABD’nin geri kalanıyla ilişkilerin samimi ve iş birliği içerisinde olacağını umuyoruz.”

İnternet sayfasındaki bilgiye göre Teksas Milliyetçileri Hareketi, bağımsız Teksas’ın başlangıçta, ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla ABD dolarını kullanmaya devam etmesi gerektiğini; dolayısıyla da faiz oranının Federal Rezerv’in kontrolünde olmaya devam edeceğini savunuyor. Uzun vadede ise tıpkı 20 Avrupa ülkesinin para birimi olan Euro gibi, Teksas’ın da ABD ile yapılacak müzakereler neticesinde üzerinde birlik oluşmuş bir para birimi arayışına girmesi gerektiğini belirtiyor. Eğer bu gerçekleşmezse “Teksas, mümkün olan en kısa sürede kendi para birimine geçme arayışına girecektir.”

Miller, Newsweek’e verdiği röportajda Teksas’ın federal sistemin yaptığı borcun bir kısmını ödemek gibi bir yükümlülüğü olmadığını belirtti. Maddi bir pay alıp almayacağının ise Washington yönetimiyle, ABD ordusundan alacağı da dâhil olmak üzere, mevcut hükûmet varlıkları üzerinde yapılacak müzakerelere bağlı olacağını öne sürdü. TNM, Teksas’ın bağımsızlığını kazandıktan sonra küçük eyaletlere bölünmeyeceğini; “üniter bir ulus-devlet” şeklinde yönetileceğini belirtiyor. Vatandaşlık şartları ise Teksas Yasama Meclisi tarafından belirlenecek. Buna göre, “kendi kendini yöneten diğer bağımsız ulusların vatandaşı olmak için ne gerekiyorsa aynı şartların birçoğu muhtemelen geçerli olacak” ve “yasal olarak eyalette yaşayan Teksaslılar, bağımsızlığın ardından doğrudan Teksas vatandaşı olacaktır.” 

Teksas Milliyetçileri Hareketi’nin programı, bağımsız bir Teksas ordusunun oluşturulmasının gerekli olduğunu da söylüyor. 

Miller’in belirttiği üzere Teksas Milliyetçileri, bağımsız olmaları durumunda “ABD ve Teksas arasında gerek insanların gerekse ticari malların sorunsuz bir şekilde geçişe devam etmesini” istiyor. Ayrıca internet sayfalarında, ABD’nin Meksika ile olan ilişkisine işaret ederek Teksas’ın Amerika federal Vize Muafiyet programına “kolayca hak kazanacağını” belirtiyor. Bu program, hâlihazırda 41 ülke vatandaşının vize gerekmeksizin 90 gün boyunca ABD’ye girmesine olanak tanıyor.

Teksas ve federal yetkililer arasında yaşanan göçmen gerilimi, ocak ayında tırmanışa geçti. Nitekim Vali Greg Abbott, Gümrük Sınır ve Koruma (CBP) yetkililerinin Meksika’dan yapılan geçişler için önemli bir nokta olan Eagle Pass’taki Shelby Parkı çevresinde yapacakları devriyelere izin vermedi.

Bir kadın ve iki çocuk, 12 Ocak’ta, Eagle Pass’ın karşısındaki Rio Grande Nehri’ni geçmeye çalışırken boğuldular. Olaydan iki gün sonra, ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Teksas Başsavcısı Ken Paxton’a bir ihtarname gönderdi. Buna göre, 17 Ocak’a kadar eyalet yetkililerinden bölgeye federal yetkililerin erişimine izin vermelerini ya da olası yasal işlemlerle karşı karşıya kalacaklarını kendilerine bildirdi. Buna karşılık, Paxton geri adım atmayı reddederek şu sözü verdi: “Teksas, Biden’ın yıkıcı açık-sınır politikalarına boyun eğmeyecektir!”

Bağımsızlık Kavgası

Herhangi bir ayrılık girişimi, muhakkak şiddetli yasal anlaşmazlıklara sebebiyet verecektir. Nitekim Yüksek Mahkeme, 1869 tarihli “Texas v. White” davasında bir eyaletin birlikten ayrılma kararı almasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetmiştir. Miller, bu karara karşı çıkarak şöyle demektedir: “Birleşik Devletler Anayasası’nın 1. Maddesi’nin 10. Bölüm’ü eyaletler için yasak olan tüm faaliyetleri listelerken ‘birlikten ayrılmak’ bu listede yer almıyor. Dolayısıyla, söz konusu anayasa maddesi uyarınca açık bir yasağın olmaması, konunun eyaletler ile halkın inisiyatifine bırakıldığını gösteriyor.”

Siyaset bilimci ve aynı zamanda avukat olan Profesör Matt Qvortrup, Newsweek’e verdiği demeçte Texas v. White kararının “baştan savma bir hukuki içtihada dayandığını” ve Yüksek Mahkeme tarafından bozulabileceğini belirtti.

I Want to Break Free: A Practical Guide to Making a New Country (2022) kitabının da yazarı olan İngiliz akademisyen, dünyanın dört bir yanındaki bağımsızlık hareketlerini incelemiştir. Qvortrup, geçtiğimiz kasım ayında Teksas Milliyetçileri’nin Waco’da düzenlediği TEXITCON adlı üç günlük konferansa konuşmacı olarak da katılmış ve ayrıca Teksaslı milliyetçilerle yoğun bir etkileşim içinde bulunmuştur. 

Ayrılık yanlılarının bir şansı olup olmadığı sorulduğunda Qvortrup, Tek Yıldızlı Eyalet’in bağımsız bir devletle ilişkilendirilen “Amerika topraklarında, bu kimlik duygusuna sahip muhtemelen tek yer” olduğunu belirtiyor. Referandumun gerçekleşmesi için ise “Cumhuriyetçi Parti’nin iç dinamiklerinde bir değişim” ve ardından “Yüksek Mahkeme’ye kadar uzanabilecek bir yasal mücadele” gerekeceğini söylüyor. Tüm bunların çok çetin olacağını kabul eden Qvortrup, şunu ekliyor: “Sanırım, bir asır önce dünyada 35 kadar ülke vardı. Bu sayı şimdilerde 195. Esasında, ülkelerin kendilerini nasıl kurabileceklerini görmek imkânsız değil.”

Bilhassa, önde gelen bazı Teksaslı Cumhuriyetçiler, Birlik’ten ayrılmayı kesin olarak desteklemese dahi bu konuyla gündemi meşgul etmekten geri durmadılar. Chip Roy, lafı ağzında geveleyen biri olarak tanınmıyor olabilir. Fakat 2 Ocak'ta yaptığı açıklama, Cumhuriyetçiler Meclisi'nin standartları için bile olağan dışıydı. Roy, ABD’nin “bir anayasa krizine” girdiğini ve “sınırları göçmen istilasına karşı koruyamadığını ya da korumak istemediğini” savundu. Sözlerini şöyle sürdürdü: “Teksaslı dostlarım haklı olarak, Teksas’ın ve benzer şekilde düşünen Amerikalıların bir federal hükûmetin parçası olarak kalmaya devam edip etmeyeceklerini soruyorlar ki bu hükûmet, soruyu soran dostlarımın birliğe dâhil olduğu anlaşmayı ihlal ederek refah, emniyet ve güven düzeylerini yıkmıştır.”

Senatör Ted Cruz, Kasım 2021’de Teksas’ın bağımsızlığıyla ilgili bir soruya yanıt olarak Amerika'dan vazgeçmeye henüz tam hazır olmadığını belirterek şunları söyledi: “Demokratlar; ülkeyi temelden yıpratırlarsa, Yüksek Mahkeme’yi manipüle etmek için sandalye sayısını artırırlarsa, Washington'u eyalet yaparlarsa, seçimleri federal bir hüviyete büründürürlerse, seçmen sahtekârlığını yaygınlaştırırlarsa işte o zaman artık umudun olmadığı bir noktaya gelinmiş olabilir. Böyle bir şey gerçekleştiği takdirde, bana kalırsa NASA’yı alırız, orduyu alırız, petrolü alırız.”

‘Gerçeklikten Uzaklaşmak’

James Henson, Austin’de bulunan Teksas Üniversitesi’nin Teksas Politics Projesi’nin başkanlığını yürütüyor. Ona göre, Teksas üzerinde dönen bağımsızlık tartışmaları ciddi bir projeden ziyade Cumhuriyetçilerin kendi iç siyasetiyle ilgili bir mesele. 

Newsweek’e konuşan Henson, şunları söyledi: “Texit benzeri bir şeyler talep eden Teksas milliyetçileri, hepsi gerçeklikten uzak çeşitli fantezi ve yapmacıklıktan müteşekkil bir düzeni temsil ediyor... Cumhuriyetçi Parti aşırı ve ezoterik unsurların tercih ettiği bir mesken hâline geldi ki bu tür gruplar, halk arasında olduğundan çok daha ciddi bir karşılığı burada buluyor.

“Bazı bölgelerde, partinin merkezini sağa kaydırmayı ve dikkatleri bağımsız Teksas fikri gibi gerçeklikten uzak söylem ve önerilere çekmeyi başarıyorlar.” 

Teksas Milliyetçileri Hareketi’nin lideri Miller, Teksas milliyetçiliğinin sağcı bir dava olduğu iddiasına şiddetle itiraz ediyor: “Bağımsızlık hareketlerinin başarıya ulaşabilmesi için elbette partiler-üstü bir yapıya sahip olması gerekir.” 2005 yılında TNM’yi kurmadan önce iki yılını -İskoçya, Katalonya ve Québec’tekiler de dâhil olmak üzere- dünyadaki ayrılıkçı hareketleri inceleyerek geçirdi. Buna göre, İskoçya’nın %55’e - %45 olmak üzere Birleşik Krallık’ın bir parçası olarak kalma yönünde oy kullanmasını, bağımsızlığın sol görüşlü İskoç Ulusal Partisi ile iç içe geçmesine bağlıyor. Miller, başarılı olabilmeleri için ayrılıkçıların “siyasetin bizi bölmeye çalıştığı tüm yolları hakiki manada kesmesi” gerektiğine inanıyor.

‘Makul Bir Senaryo Var mı?’ 

Texas Üniversitesi’nde eyalet siyaseti uzmanı ve Texas Politics Projesi’nin de araştırma direktörü olan Joshua Blank, Texit’in barışçıl olma ihtimalinin pek mümkün görülmediğini ve birçok Cumhuriyetçiyi durduracak kadar büyük ölçüde genişletilmiş bir devlet kapasitesi gerektireceğini savunuyor. Blank, Newsweek’e verdiği röportajda şunları dile getiriyor: “Bana kalırsa, tarih gösteriyor ki Teksas’ın barışçıl bir şekilde Birleşik Devletler’den ayrılabileceği makul bir senaryodan söz edilemez. Hatta bu, halkın talebi olsa bile! Kaldı ki bildiğim kadarıyla halk arasında böyle bir belirti de yok.”

Blank, sözlerine şöyle devam ediyor: “Teksas’ın Birleşik Devletler’den ayrılmasını düşündüğünüzde bu fikrin ne kadar gülünç olduğunu hemen fark edersiniz. Her ne kadar ‘bağımsızlık’ kavramıyla övünüp dursa da çoğu eyalet gibi Teksas da devlet hizmetlerinin görece düşük bir çizgisini yakalayabilmek için FED’in dolarına güveniyor, özellikle de son yıllarda… Teksas’ın bağımsızlığı durumunda, dolar kaybını telafi etmek için yönetimin vergiler ve harçlar yoluyla gelirini kayda değer ölçüde artırması gerekecek. Ayrıca eyaletin artık federal hükûmetin sunmadığı ve çoğunlukla aşırı derecede pahalı olan birçok hizmet için de finansman sağlaması elzem olacak.

“Teksas’taki Cumhuriyetçi geleneğin asli unsuru, düşük vergiye ve az hizmete dayanan bir hükûmet modeli. Bağımsızlık durumunda, Federal hükûmetin maliye ve hizmet rollerindeki boşluğunu doldurmak, ciddi derecede farklı ve genişletilmiş bir hükûmet modeli gerekecektir. Kaldı ki bu modelde çoğu Cumhuriyetçi seçmenin, eyaletlerinin ABD’ye olan mevcut bağlılığına duydukları nefretten daha azını duymayacağından emin değilim. 

Teksas’ın bağımsızlığına ilişkin tartışmalar, aslında mevcut siyasi gerilimler karşısında ABD’nin birliği ve varlığı hakkında süregiden çok daha geniş bir tartışmanın ortasında doğdu. Cumhuriyetçiler Meclisi’nden Marjorie Taylor Greene, Şubat 2023’te ülkeyi “kırmızı eyaletler” ve “mavi eyaletler” olarak bölecek ve federal hükûmeti küçültecek bir “ulusal boşanma” çağrısında bulunarak ateşli bir tartışmayı körükledi. 

Colorado Yüksek Mahkemesi, aralık ayında, anayasanın “ayaklanma” faaliyetlerine yönelik 14. Maddesi gereğince Donald Trump’ın ikinci dönem için başkanlık yarışına katılamayacağına karar verdi. Bunun üzerine, Greene, X’te (Twitter) yaptığı çağrıyı yineledi.

Greene’in sözleri şu şekilde: “Amerika, bir anayasa krizi yaşıyor. Yönetim, sınırlarımızın geniş çaplı bir şekilde istilaya uğramasına fırsat verip bir de yasa dışı göçmenlere ev sahipliği yapıyor. Mahkemeler, yargı üzerinde tiranlık kurmuş. Hükûmet, siyasi manada halka karşı silahlanmış vaziyette. Yakın zamanda, ‘ulusal boşanma’ tek çıkar yolumuz olabilir.” 

Miller, Newsweek’e verdiği demeçte Greene’in böyle bir tartışmayı ateşlemesini “yararlı” bulduğunu belirtse de ABD’nin Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında bölünebileceği fikrini kabul etmediğini ifade ediyor. Sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Burası, 50 egemen eyaletten oluşan bir birlik... ABD’yi çeşitli siyasi eğilimler doğrultusunda bölmek mümkün değil. Elbette, bu ilişkiyi sürdürmeyi isteyip istememek her eyaletin kendi kararıdır; neticede bu, gönüllü bir birliktir.”

Özgürlük Hareketlerinin Yükselişi

Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Hükûmet Çalışmaları Enstitüsü tarafından yapılan anket, Kaliforniya’nın ABD’den ayrılarak yeni bir ülke olması yönündeki bir oy pusulasının eyaletteki Demokratların %44’ü tarafında destekleneceğini ortaya koydu. Bu durum, tüm Kaliforniya'nın %32’si tarafından savunulmakta.

Carla Gericke, New Hampshire Bağımsızlık Vakfı’nın başkan vekili ve aynı zamanda özgürlük yanlısı bireyleri “özgürlük için New Hampshire’a taşınmaya” teşvik etme gayretinde olan Free State Project (FSP) hareketinin sözcüsü.

Mevcut durumda, 20.000’den fazla kişinin FSP’ye katıldığı belirtiliyor. Bu harekete katılmak için bireylerin “New Hampshire’e taşınma konusunda ciddi niyetlerini belirtmeleri” ve ardından “sivil yönetimin en üst rolünün bireylerin yaşamı, özgürlüğü ve mülkiyetinin korunması olduğu bir toplumun yaratılması için en gerçekçi çabayı göstereceklerini” ortaya koymaları gerekiyor.

FSP, bu politikasını şu şekilde gerekçelendiriyor: “Aktivistler, girişimciler, toplum mimarları ve düşünce öncüleri olarak tek bir eyalette toparlanarak etkimizi en üst düzeye çıkarıyoruz.” Tüm FSP aktivistleri New Hampshire’in (Granite State) bağımsızlığını desteklemese de Gericke, tamamen bağımsızlık yanlısı. Newsweek’e şunları söylüyor: “Bu, vakti gelmiş bir fikirdir; siyasi yelpazedeki herkesin hissettiği hayal kırıklığının bir yansımasıdır.” 

New Hampshire Yasama Meclisi’nde Cumhuriyetçi Temsilci Jason Gerhard, 3 Ocak’ta, federal borcun 40 trilyon dolara ulaştığı takdirde -şimdikinden 6 trilyon dolar kadar daha fazla- eyaletin “bağımsızlığını ilan edeceğini ve egemen bir ulus olarak devam edeceğini” belirten bir yasa tasarısı sundu.

Kirsten Dunst ve Nick Offerman’ın başrollerini paylaştığı, aralık ayında fragmanı gösterilen Alex Garland’ın filmi Civil War, federasyondan ayrılma konusuna apokaliptik bir yaklaşım getiriyor. Film, Amerika’daki keskin siyasi bölünmeleri konu ediniyor. Filmde 19 eyalet, ABD’den ayrılıyor ve Florida İttifakı gibi çeşitli gruplar oluşuyor. Offerman ise üç dönemlik ABD Başkanı’nı canlandırıyor. Başkan’ın gerçek dışı bir şekilde “Teksas ve Kaliforniya’nın sözde Batı güçleri” olarak adlandırdığı ittifakların yer aldığı film, Amerikan ordusunun amansız bir iç savaşını gösteriyor.

Filmden alınan bir kesitte, militanlar bir grup gazeteciyi ve sivili silah zoruyla rehin tutarken içlerinden biri, şunu söylüyor: “Biz Amerikalıyız, tamam mı?” Buna karşılık, Dunst’ın gerçek hayattaki kocası Jesse Plemons tarafından canlandırılan silahlı karakter soruyor: “Tamam ama ne tür bir Amerikalısınız?”

Gerilim, krize dönüşürse içlerinde Teksas milliyetçilerinin de bulunduğu birçok grup Kuzey Amerika’nın siyasi coğrafyasını değiştirmeye hazır bekliyor. İnsanlık tarihinin en güçlü siyasi varlığı olan ABD’yi devirebilecek tek kudretin yine kendisi olması, belki de ironilerin en büyüğü. Miller, Teksas’ın 30 yıl içerisinde bağımsız bir devlet olma ihtimaline dair sorular karşısında zerre tereddüt etmiyor. Cevabıysa: “Evet, %100!”


Bu yazı, Newsweek’te 23 Ocak 2024 tarihinde “How Greg Abbott's Border Fight Bolsters Calls for an Independent Texas” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.