×
RUSYA

ANALİZ

Eski Rus Başbakan Mihail Kasyanov “Yabancı Ajan” İlan Edildi!

Eski Başbakan Kasyanov, birçok muhalif gibi, ülkede artık siyaset yapılamayacağını düşünüyor. Ukrayna müdahalesinden sonra baskıların daha da arttığını öne sürüyor. "Yabancı ajan yasası" da ülkede gelinen noktaya işaret ediyor.
24 KASIM'DA Rusya Adalet Bakanlığı, Eski Başbakan Mihail Kasyanov’u “yabancı ajan” olarak ilan etti. “Yabancı ajan” ya da “yabancı temsilci”, 2012 yılında “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar” yasasında yapılan değişikle “Rusya'da dış destek alan veya ‘yabancı etkisi’ altında olan kişileri tanımlamak üzere kullanılan bir suç kategorisi olarak ortaya çıktı.

Adalet Bakanlığının açıklamasında, Kasyanov'un özellikle Rus kamu yetkilileri tarafından alınan kararlarla ilgili yanlış bilgiler oluşturup yaydığı, Ukrayna'daki “askeri operasyona” karşı çıktığı ve aynı zamanda “Rusya’nın dış ve iç politikalarını itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir dernek olan” Rusya Savaş Karşıtı Komitesi'nin bir üyesi olduğu belirtiliyor. 65 yaşındaki Kasyanov, Rusya'nın Ukrayna'yı kapsamlı işgalinden kısa bir süre sonra 2022’de Rusya'yı terk ederek Letonya'nın başkenti Riga’ya yerleşti. Başkanlığını yaptığı siyasi parti Halkın Özgürlük Partisi ise Mayıs 2023'te tasfiye edildi.

Mihail Kasyanov, Rus yakın siyasi hayatında kilit role sahip şahsiyetlerden biri. 1990'lı yıllarda Rusya Maliye Bakan Yardımcısı olan Kasyanov, bu pozisyonunu üç farklı hükümet döneminde koruyabilmişti. Bu görevdeyken yabancı alacaklılarla zorlu müzakereler yürüttü. Önce SSCB'nin borcu, daha sonra temerrüt durumu hakkında Rusya için iyi şartlar sağlamayı başardı ve yetenekli bir müzakereci olarak ün kazandı. 1999’da Vladimir Putin'in Başbakan olduğu dönemde Maliye Bakanı, Putin’in ilk başkanlık döneminde de (2000-2004) Başbakanlık yapmıştı. 

Eski Rusya Maliye Bakanı Boris Fedorov, Kasyanov hakkında “pragmatik, temkinli ve zeki bir insan” ifadelerini kullanmış, onun Rusya için “büyük emekler sarf ettiğini” belirtmişti. Putin ise daha sonra Kasyanov hakkında başbakanlık dönemiyle ilgili “İlk bir buçuk yıl bir şeyler yapmaya çalıştı; ikinci iki yılda faaliyeti sıfırdı” (...) “Ayrıca hükümetteki diğer liberaller bile ‘bu dolandırıcıyla’ çalışmak istemiyorlardı” şeklinde aşağılayıcı açıklamalarda bulundu. 

Putin’in ikinci başkanlık dönemi başladığında, 2005’te Rusya’da muhalif kanada geçen eski başbakan hakkında ceza davası açıldı. Başbakan olduğu dönemde devlet gayrimenkullerini yasa dışı yollarla satın almakla suçlandı. Dava açıldığında Kasyanov yurt dışındaydı ve tüm suçlamaları reddetti. Bu suçlamalar, Kasyanov’un 2008 başkanlık seçimlerine katılma niyetini bozma girişimi olarak değerlendirildi. Mahkeme başlangıçta politikacının yanında yer aldı; ancak daha sonra söz konusu gayrimenkullerinin (şehir dışında bir yazlık) devlet mülkiyetine iade edilmesini istedi. 

Kasyanov, kısa süre sonra başkanlık seçimleri için “demokratik muhalefetin” adayı oldu. Ancak seçim adayları listesine giremedi. Merkezi Seçim Komisyonu’nun engeliyle karşılaştı. 2008'de Merkezi Seçim Komisyonu, Kasyanov’un adaylığını onaylamadı ve adaylığı için kendisini destekleyen imzaların sahte olduğunu öne sürerek başkanlık yarışının dışına itti. O yıl Putin tarafından aday gösterilen Dmitry Medvedev devlet başkanı seçildi.

2010’de Kasyanov, Boris Nemtsov ve Vladimir Rojkov ile birlikte, “sistem dışı” muhalif liberallerden oluşan “zorbalığın ve yolsuzluğun olmadığı bir Rusya için” koalisyonuna liderlik etti. Daha sonra bu koalisyon Halkın Özgürlük Partisi'ne (ParNaS) dönüştü. Üç siyasetçi de 2011-2012'de yaşanan kapsamlı protesto mitinglerine katıldı. 

2015’te Mihail Kasyanov, bir dizi Rus gazetecinin, televizyon sunucusunun ve medya yöneticilerinin yer aldığı bir isim listesi oluşturarak iktidara baskı kurmaya ve bu baskısını dış destek üzerinden yapmaya çalıştı. Oluşturulan bu liste “Nemtsov Listesi” olarak isimlendirildi. Boris Nemtsov 2015’te Kremlin’in yakınlarındaki bir köprüde öldürülen muhalif liderdi. Kasyanov’a göre bu listede yer alan isimler, Putin iktidarını Nemtsov’un üzerine “kışkırtan” kişilerin isimleriydi. Kasyanov derlediği bu isimlere karşı yaptırım uygulanması için listeyi ABD Kongresine sundu. Bu noktada Kasyanov, Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın doğu bölgelerindeki askeri faaliyetler dolayısıyla Rusya’ya uygulanmaya başlayan yaptırımlar sürecinden yararlanmak istedi. Aynı sene, aktif bir biçimde Putin’i “otoriterlikle” suçlamaya başladı.

Kasyanov’a göre Rusya’daki “otoriterleşme” dış politikadaki “saldırganlığıyla” orantılı olarak gelişiyordu. Kasyanov, “2005-2006'da Rusya'daki durum değişme sürecine girdi. Rusya’daki mülkiyet yeniden bölünmeye başlandı, demokrasinin gelişimi durduruldu ve bağımsız mahkemeler sistemi ortadan kalktı. Rusya'da bağımsız medya ve kuvvetler ayrılığı sona erdi. Demokrasinin en önemli kurumu olan seçimlere saldırı başladı (…) 21. yüzyılın başında Rusya, AB ve ABD ile birlikte terörle mücadele eden bir koalisyon oluşturdu. Rusya ile AB stratejik ortak haline geldi. Rusya-NATO komitesi oluşturuldu. Daha önce başbakan olarak Rusya'nın NATO'ya tam üye olması en büyük hayaldi. Putin’de buna olumlu bakıyordu. Putin daha sonra bu yaklaşımı terk etti (...) 2007’den itibaren Putin ekibinin temel hedefi iktidarı sürdürmek oldu. Her otoriter rejim, iktidarını sürdürmek için bir dış düşman aramaktadır. Böyle bir düşman bulundu: NATO, ABD ve en sonunda AB düşman haline geldi” yorumlarında bulundu.

Eski Başbakan Kasyanov da birçok muhalif gibi ülkede siyaset yapamayacağını düşünüyor. Ukrayna müdahalesinden sonra baskıların daha da arttığını öne sürüyor. Rusya’daki muhalefetin iktidar tarafından ifade özgürlüğünü engelleyecek şekilde bastırılmasının ülkeye büyük zarar verdiğini, dile getirilen fikirlerin aslında Rusya’nın çıkarına olduğunu savunuyor. Buna karşı Rusya’da iktidar ise kendisine ve politikalarına yönelik dile getirilen eleştirilerin aslında Batı propagandasının bir parçası olduğunu savunuyor.  Bu eleştirilerin Rusya’yla “savaş halinde” olan Batı çıkarlarına hizmet ettiğini ve Rusya’nın “haklı mücadelesine” zarar verdiğini düşünüyor. Bu tür yıpratıcı söylemlerin ise Rusya’nın çıkarlarına aykırı olduğunu düşünerek bunları tehdit olarak algılıyor. Bu da Rusya’nın Ukrayna bağlamında dış politikada yaşadığı sıkıntılı süreçte ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle karşılaştığı ekonomik zorluklar nedeniyle “sistem dışı” muhalefete yönelik benzeri kararların tekrarlanacağı beklentisini haklı çıkarıyor.   

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.