×
RUSYA

ANALİZ

Militarizm: Rus Ekonomisinin Ana Gücü

Son dönemde Rus ekonomisinin sivil ekonomiden seferberlik / savaş ekonomisine bilinçli bir dönüşümü söz konusu. Putin, ülke ekonomisini militarize etmeyeceğini söylemiş olsa da ülkenin karşılaştığı şartlar tam tersi bir gelişmenin yaşandığını gösteriyor.
DÜNYA BANKASI'NIN 9 Ocak’ta yayınladığı rapora göre, geçen yılın sonunda %2,6 olan Rus ekonomisinin büyüme oranının, 2024’te %1,3, 2025’te ise %0,9 olması bekleniyor. Bu göstergeler Rus ekonomisinin giderek daralacağını gösteriyor. Yine Dünya Bankası’nın bu verilerinden yola çıkarsak Rus ekonomisi küresel ekonominin gerisinde kalıyor. Yapılan tahmine göre küresel GSYİH, 2024 yılında 2023 tahminiyle aynı şekilde %2,4 oranında büyüme gösterecek. 2025 yılında ise bu büyüme oranının %2,7 olması bekleniyor. 

Rusya Ekonomi Bakanı Maksim Reşetnikov, Dünya Bankası’ndan farklı olarak 2023’te Rus ekonomisinin %3'ten fazla büyüdüğünden söz etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Aralık ayında yaptığı açıklamada daha ileri bir rakamı zikrederek, bu oranın yüzde 3,5 olduğunu söyledi. Putin, büyümenin Batılı ülkeler tarafından uygulanan yaptırımlardan önceki seviyeyi çoktan aştığını, Rusya'nın “yaptırım saldırısına” dayandığını ve Rus ekonomisindeki toparlanmanın tamamlandığını açıkladı.

Dünya Bankası verilerinden de görüldüğü üzere, uluslararası yaptırımlar Rus ekonomisini sert bir şekilde vurdu, ancak onu yok etmeyi başaramadı. Ekonomi uzmanlarının açıklamalarına göre Rus ekonomisinin hala ayakta kalmasının bir kaç önemli sebebi var: Rusya'nın petrol üretimi ve ihracatının hafif azalma olsa da devam ediyor olması, hükümetin maaşları artırmak gibi önemli mali desteklerde bulunması ve en önemlisi Rus ekonomisinin yeni bir ekonomik modele, “savaş ekonomisine” dönüşmesidir. Rusya kendisini öncelikle Ukrayna'ya karşı savaşı finanse etmek için yeniden yapılandırdı. 

2023 yılında devlet bütçesinden finanse edilen imalat sanayi (veya savunma sanayi) hızlı bir büyüme sağladı: Temmuz'da %10,3, Ağustos'ta %10,3, Eylül'de %10,9, Ekim'inde %9,5, arttı. Yılın ikinci çeyreğinde benzeri bir şekilde %9,5 - %10,4 arasında büyüdü. Hatta bu gelişmeyle ilgili açıklama yapan Putin, Rusya'nın artık emtia ekonomisi (hammadde) veya “benzin istasyonu” olarak adlandırılamayacağını, çünkü GSYİH büyümesinin yarısından fazlasının (%54) imalat sektörü tarafından sağlandığını belirtti.

Bazı Rus uzmanlara göre Rus üretiminin arttığı bir yer varsa o da askeri-endüstriyel kompleks ve ilgili alanlardır. Askeri eylemler, ülkede sürekli olarak tesislere ve fabrikalara üretim hacimlerini ve yeni siparişleri artırma yönünde ivme kazandırıyor, bu da üretimin (askerî üretimin) artması anlamına geliyor. Yani, Rus ekonomisinin sivil ekonomiden seferberlik (veya savaş) ekonomisine bilinçli bir dönüşümü söz konusu. Batı'nın Rusya Federasyonu'na yönelik benzeri görülmemiş yaptırımları karşısında Rus ekonomisinin tamamen çökmesini engelleyen şey, askeri savunma komplekslerinin genişletilmesiydi. Üstelik tam olarak askeri siparişlerdeki artıştan dolayı ülke GSYİH’sında yaklaşık %1'lik hafif bir artış olduğu belirtiliyor. 

“Ulusal savunma” ve “ulusal güvenlik” harcamaları, 2023’te dokuz trilyon rubleyi/100 milyar doları (GSYH'nin %6,2'si) aştı. Bu, neredeyse tüm bütçe harcamalarının üçte birine denk geliyor. 2024 bütçe planına göre ise 14 trilyon ruble/156 milyar doların üzerinde (GSYH'nin neredeyse %8'i) olması bekleniyor. Yani tüm bütçe harcamalarının neredeyse %40'ına yakın. Yine yapılan tahminlere göre Rusya’nın 2026 yılına kadar askerî bütçesini, şimdiki 100 milyar dolarlık rekor rakamın neredeyse iki katına çıkarması bekleniyor. Bu, Sovyet sonrası Rus modern tarihinin tamamındaki en yüksek askerî harcama olacak. 

Her ne kadar Putin, Aralık 2022’de Rusya'nın ekonomisini militarize etmeyeceğini söylemiş olsa da ülkenin karşılaştığı şartlar tam tersi bir gelişmenin yaşandığını gösteriyor. Putin, Sovyetler Birliğine atıfta bulunarak "Savunma yeteneğimizi artırmak adına (...) ekonomimizi yok ettiğimiz geçmişteki hataları tekrarlamayacağız” demişti. Bilindiği üzere, askeri potansiyelin düşüncesizce artırılması SSCB'de tüketim mallarının kıtlığına yol açmış ve ardından bu faktör ülkenin çökmesinde büyük rol oynamıştı. Rus ekonomisini savunma sanayi harcamalarını artırarak ayakta tutmaya çalışmanın orta vadede nasıl sonuçlara yol açacağı soru işareti olmakla birlikte, bu ekonomi modelinin amacının, Rus ekonomisini Ukrayna ve kolektif Batı ile uzun ve meşakkatli bir yüzleşmeye hazırlamak olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca bunun sonucunda Rusya’nın militarizminin bölgesel ilişkileri de etkileyeceği ve askeri gücün Rus dış politikasında belirleyici araç olarak öne çıkacağı da düşünülebilir.

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.