×
RUSYA

ANALİZ

Milli Egemenliği Özelleştirmek: İmtiyazlar ve Maliyetler

Putin'in siyasi iktidarı, milli egemenliğin özelleştirilmesine dayanıyor. Uzun süredir Putin, devletin çeşitli bölümlerini özelleştirerek zengin ve siyasi açıdan sadık menfaat sahiplerinden oluşan dar bir sınıf yarattı. Bu sınıf, Rus siyasetinin zayıf noktasını oluşturuyor.
ASKERİ DARBELERİN bazıları modernleşme ve değişimin öncüsü olma iddiasındadır. 1973'te gerçekleşen Şili darbesi ve İspanya'nın 1981'deki başarısız girişimi gibi diğerleri ise geçmiş diktatörlüklere duyulan nostaljiden beslenir. Darbelerin çoğu, en azından kısmen güçlü grupların şikayetlerinden kaynaklanır.

Ne var ki Rus Yevgeny Prigozhin'in başarısızlıkla sonuçlanan "yarı-darbesi" tamamen şahsi güç ve itibar arayışından beslenmiş gibi. Prigozhin ve Wagner Grubuna bağlı paralı askerler Moskova yürüyüşünden kısa sürede vazgeçerken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kurduğu siyasi rejimin kurumsal olarak zayıf noktalarını da gözler önüne sermiş oldu.

Sonuç olarak Prigozhin, Putin'in yönetimine bir tehdit olmaktan ziyade bu yönetimin doğasından gelen kırılgan yapının bir tür semptomu olduğunu gösterdi. Esasında Prigozhin, Rusya Devlet Başkanı'nın deyimiyle "aşırı hırs ve kişisel çıkar" güden, Putin yanlısı sadık bir kişi olarak biliniyordu. Yükselen popülaritesiyle Putin'in ülkedeki tekelini sarsma tehdidinde bulunan Prigozhin, kontrolsüz bırakılamayacak kadar güçlenmişti.

Putin'in Wagner'i doğrudan Savunma Bakanlığı'nın komutası altına alma planı, 2014 yılında özel askeri birliği kuran Prigozhin için ciddi bir gelir kaybı anlamına geliyordu. İddialara göre Prigozhin'in yemek şirketi de orduya yemek tedarik ederek yılda 80 milyar ruble (920 milyon dolar) kazanıyordu. İsyandan sonra, pek de üstü kapalı olmayan bir şekilde Prigozhin'in ticari çıkarlarını ima eden Putin, "kimsenin bir şey çalmadığına veya en azından fazla bir şey çalmadığına dair" temennilerini dile getirdi.

Putin'in siyasi iktidarı, milli egemenliğin özelleştirilmesi üzerine kurulmuştur. Devlet bütçesinden yılda 1 milyar dolar alan Wagner gibi özel ordular, Putin rejiminin ayrılmaz bir parçası olmuş ve Ukrayna'daki savaş yeni paralı askeri birliklerin kurulmasını teşvik etmişti. Devlet kontrolündeki doğalgaz şirketi Gazprom bile özel bir tabur kurarak Ukrayna'da savaşmak ve Putin'in iktidarını korumaya yardımcı olmak üzere kendi güvenlik görevlilerini bu tabura aldı.

Bu yarı askeri birlikler yeni bir seferberliğin ağır siyasi yükünü üstlenmeden Putin'e, ordunun personel ihtiyacını karşılamanın bir yolunu sunuyor. Rusya’nın personel ihtiyacını karşılamak için 2022 yılının sonlarında başlatılan zorunlu askerlik uygulaması yüz binlerce Rus erkeğinin ülkeden kaçmasına neden olmuştu.

Sonuçta Ukrayna'daki savaş ortamı özel askeri şirketler için uygun bir zemin haline geldi. Muhtemelen Prigozhin de bu artan rekabetten en az Rusya'nın askeri yönetimiyle (özellikle de Savunma Bakanı Sergei Shoigu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov'la) yaşadığı rekabet kadar tedirgindi. Rusya'nın askeri gücü görünürde ordu tarafından idare ediliyor olsa da Prigozhin ve Çeçen lider Ramzan Kadirov gibi savaş liderleri Putin'e doğrudan erişimleri sayesinde giderek daha fazla ön plana çıkmaya başladılar.

Prigozhin'in başlattığı ayaklanma ve bu ayaklanmayı sona erdirmek için Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukashenko'nun arabuluculuğuna ihtiyaç duyulması, Putin'in uzun iktidarının zayıf noktalarını yansıtmaktadır. Yirmi yılı geçen bir süre boyunca Putin, devletin çeşitli bölümlerini özelleştirip ve inanılmaz derecede zengin ve siyasi açıdan sadık menfaat sahiplerinden oluşan dar bir sınıf yarattı. Otoritesinin şimdilerde açıkça sorgulanır hale gelişine bakılırsa uyguladığı stratejinin kritik açıklar verdiği söylenebilir.

Dahası, ülkeyi "iç savaşın eşiğine" getirdiğini bizzat Putin'in söylediği Prigozhin'in ayaklanması önemli bir algıyı yıkmış olabilir. Bu algı, Rus kamuoyunun idealize ettiği, ortak bir düşmana karşı birleşmiş kahraman bir güç olan orduya dair bir algıydı. Kaderi generallerinin Ukrayna'daki yenilgiyi önleme becerisine sıkı sıkıya bağlı olan Putin iktidarının her şeye gücü yeten çar imajı da büyük bir darbe almış oldu.

Aslında Prigozhin'in paralı askerlerinin büyük şehirleri ve askeri karargahları direniş olmadan ele geçirmeyi başarması, konuya vakıf olan kişilerin zaten bildiği bir şeyin altını çizdi: Rus "imparatorluğu", bazıları kendi kendini yöneten yüzlerce etnik grubun yaşadığı, geniş topraklara yayılmış bir oluşum. Milli gurur kaynağı olan bu genişlik aynı zamanda bir zafiyettir.

Putin, her şeye rağmen, tarihin demir kanununa karşı gelemeyecek gibi görünüyor: “Tüm imparatorluklar yıkılmak zorundadır.” Putin'in imparatorluk ihtişamına dair gerçek dışı hayalleri ve "1917'de Rusya'ya vurulan darbe" için yaktığı ağıt, Rus halkını kandırmış olabilir. Bununla birlikte Putin rejimi, sivil ve askeri seçkinlerin kurduğu istikrarsız ittifaklara dayanıyor. 

Yaşanan son olayların Rus ordusunun zaten bozuk olan moralini iyice zedelediği söylenebilir. Rus parlamentosunun savunma komitesi başkanı Andrey Kartapolov, Wagner'in feshini NATO ve Ukrayna'ya bir "hediye" olarak nitelendirse de Rus özel askeri gücünün sonu gelmiş değil. Nihayetinde Putin dünyanın en büyük nükleer cephanesinin kontrolünü elinde tutuyor. Ukrayna'daki çatışmayı varoluşsal bir savaş olarak algılayan Putin ve yakın çevresinin yenilgiyi kabul etmesi de pek olası değil. Artık Putin, Rusya'nın hırslarını Batılı duyarlılıklarla uzlaştırmaya çalışan kurnaz diplomat kimliğini tamamen terk etmiş ve Batı karşıtı rövanşizmin neredeyse intihara meyilli bir savunucusuna dönüşmüştür.

Sonuç ne olursa olsun, ortada Rusya için şanlı bir savaş yok. Prigozhin'in eylemleri ülkenin siyasi istikrarsızlığını gözler önüne serdi ve Rusya'nın yenilgisinin yaratacağı muhtemel vahim sonuçların altını çizdi. Moskova'da oluşacak bir güç boşluğunun Rusya'nın bulunduğu 11 saat diliminde geniş kapsamlı etkileri olacaktır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin üzerinden on altı ay geçmesine rağmen bölgedeki koşullar I. Dünya Savaşı'nın kördüğüm olmuş, donmuş cephelerini andırıyor. Ukrayna'nın karşı taarruzunun ardından bir ateşkesin müzakere edilebileceği umuluyor. Mevcut haliyle çatışma, bir başka uzun soluklu sınır çatışmasına dönüşecek gibi görünüyor. Çözüme kavuşması içinse önemli siyasi değişimler gerekecek. Ancak bu değişimler, muhtemelen Prigozhin'in "bir hafta sonu isyanı" kadar “beklenmedik” ve sürpriz olacak.


Bu yazı 29 Haziran 2023 tarihinde, POLITICO’da “Prigozhin Is a Symptom” başlığıyla yayınlandı. Kısaltılarak çevirilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.