×
LATİN AMERİKA

ANALİZ

Şili Anayasa Referandumu ve Etkileri

2022 yılında, solcu ve sosyal liberal siyasetçilerin öncülüğünde hazırlanan anayasa, referandumda reddedilmişti. Şimdiyse muhafazakarların öncülüğünde yeni bir anayasa hazırlığı için tekrar adım atıldı.
GÜNEY AMERİKA ülkesi Şili’de geçtiğimiz mayıs ayında halk, ülkenin askeri diktatörlükten kalma anayasasını değiştirmek üzere, yeni anayasayı yazacak üyeleri seçmek için ikinci kez sandık başına gitti. 2022 yılında, basın tarafından "dünyanın en ilerici anayasası" olarak tanıtılan solcu ve sosyal liberal anayasa taslağı, yapılan referandumda reddedilmişti. Şimdiyse Şili Meclisinde ikinci bir kez daha anayasanın yeniden yazımı için adım atıldı.

Mayın ayında ‘anayasayı yazacak konsey’ üyelerinin seçildiği seçimde sağcı Cumhuriyetçi Parti, anayasa konseyinde 23 sandalye kazandı. Başkan Gabriel Boric'in sol koalisyon hükümeti 50 sandalyenin 16'sını zar zor kazandı. Serbest piyasayı temsil eden sağ koalisyon olan Safe Chile (Şili Seguro) ise 11 sandalye elde etti. Sağ partiler böylelikle anayasa hazırlama konseyinin üçte ikisini kazanmış oldu.

Bu sonuçlara göre Şili'nin aşırı sağcı Cumhuriyetçi Partisi, ülke anayasasını yeniden yazmaya hazırlanan Anayasa Konseyi'ndeki sandalyelerin çoğunu elde etti. Bu, ülkenin merkez sol başkanı Gabriel Boric için bir darbe etkisi ve güvensizlik yarattı.


Bu referandum ile birlikte ülkede 2019’da başlayan yıkıcı sokak gösterilerinden sonra 2 referandum 1 plebisit gerçekleşmiş oldu. 2020’de yapılan plebisitte Şilililerin %78’i yeni bir anayasa talep etti. Ardından 2022 yılında gerçekleşen ve solcu - sosyal liberallerin hazırladığı anayasa metni Şilililer tarafından %62 ile reddedildi. Son olarak 7 Mayıs 2023’te yapılan referandumda ise Şili halkı büyük oranda yeni anaysa metnini Sağcıların yazmasına karar verdi. Bu bağlamda sağcıların yazacağı metin Aralık ayında güven oylaması için Şili halkının önüne getirilecek.

Başkan Boric'in ve solcu üyelerin nihai anayasa metnini etkilemek için yeni Anayasa Konseyi’nde yeterli çoğunluğu bulunmuyor. 24 uzman (Kongre tarafından atanan 12 erkek ve 12 kadın) taslak çalışmalarını tamamladı. Ancak bu çalışma, resmi olarak 7 Haziran'dan itibaren Anayasa Konseyi tarafından yürütülmeye başladı.

2019'da metro ücretlerine yapılan zam, Şili genelinde solcuların önderliğindeki kitlesel protestoları ateşlemiş ve ardından kamuoyunda yeni bir anayasa çağrısı yükselmişti. Göstericiler, ülkenin 1973-1990 yılları arasında Augusto Pinochet diktatörlüğü sırasında kaleme alınan mevcut anayasasının ekonomik eşitsizliği kurumsallaştıran hükümler içerdiğini savunmuştu. Haftalarca süren huzursuzluğun ardından, dönemin muhafazakar başkanı Sebastián Piñera ve milletvekilleri, anayasanın yeniden yazımını tetikleyen bir referandum yapılmasına izin verdi.

Mayıs 2021'de Şilililer, yeni anayasalarını hazırlamakla görevli meclise çoğunlukla bağımsız, sosyal liberal ve solcu adayları seçti.  O dönemde gerçekleşen başkanlık seçimlerinde, eski bir milletvekili ve öğrenci aktivisti olan Boric, aşırı sağcı aday José Antonio Kast'a karşı, seçimin ikinci turunda cumhurbaşkanı seçildi. Boric, anayasanın yeniden yazımı için kampanya yürütürken, Kast buna karşı lobi yaptı. Ancak anayasa için hazırlanan yeni belge, bitmiş bir anlaşma olmaktan çok uzaktı. Seçilen kongre uzun bir ilerici anayasa taslağı ürettikten sonra, muhafazakarlar ve bazı merkezciler bunu muğlak ve fazla radikal olmakla eleştirdiler. Sonuçta Eylül 2022'de ulusal bir halk oylamasıyla yeni anayasa reddedildi. 

Şilililer geçen mayıs ayında, birinci referandum seçiminden neredeyse iki yıl sonra yeni bir anayasa taslak konseyi için oylamaya bu şekilde geldi.

Ancak bu kez sağcı adaylar galip geldi. Böylelikle komite üyelerini seçmek ve yazmak için gereken beşte üçünden fazlasını elde etti. Boric'in koalisyonu onları veto edecek oylardan yoksun. Kast'ın aşırı sağcı Cumhuriyetçi Partisi yeni mecliste diğerlerinden daha fazla sandalyeye sahip ve hazırladıkları belge aralık ayında ülke çapında referanduma sunulacak. Sağcı çoğunluğun, ılımlı bir anayasa oluşturmaya mı çalışacağı yoksa Pinochet döneminin mevcut anayasasını korumayı tercih edecek kadar sağa mı kayacağı belli değil.

Mayıs 2021 ile Mayıs 2023 anayasa meclisi seçimleri arasındaki temel farklardan biri katılımdı. Mayıs 2021'de seçim isteğe bağlıydı, yani daha politize olmuş Şilililer katıldı. Ancak 2022 referandumunda katılım zorunluydu ve bu nedenle "radikalizme çok daha az eğilimli" seçmenleri içeriyordu. Şili seçim otoritesine göre Mayıs 2021'de seçmen katılımı yüzde 50'nin altındayken 2023’de yüzde 84,9 oldu. 

1980 Anayasası Şili Solu'nu ortadan kaldırmak için tasarlanmıştı. Anayasa, Pinochet yönetiminin 1988 halk oylamasını kaybetmesi durumunda, sivil hükümetin üzerinde askeri vesayete benzer, otoriter bir yönetim yapısının biçimlenmesine yönelik kurumsal kodlar taşıyordu. Söz konusu anayasa, Marksist partileri yasakladı ve Şili işçi sınıfı seçmenine avantaj sağlayan nispi temsil sisteminden çoğunluk sistemine geçilmesine neden oldu. Bu durum, sağın oylarını %30'a taşıyarak kongredeki üstünlüğünü %50'ye çıkarmasını sağladı. Ayrıca, ordu için 9 senato koltuğu verilmesini temil etti ve Pinochet'yi ömür boyu senatör yaptı. Zamanla, bu aşırı otoriter önlemlerin çoğu kaldırıldı. Ancak reformlar, 1980 Anayasası'nın siyasi partilerin içini boşaltmasına, hükümetin özel sektörü düzenleme kabiliyetine getirilen ciddi sınırlamalara ve emekli maaşı, okul harcı, sağlık hizmetleri gibi temel hizmetlerin özelleştirilmesine karşı koymadı. Bir zamanlar siyasi partilerine derinden bağlılık hisseden bir nüfus, onları sosyal değişimin önünde bir engel olarak görmeye başladı.

İşte halen yürürlükte olan bu 1980 Anayasası’nın bir sonucu olarak yeni anayasa yazım süreci, Şili Solunu yeterince temsil etmiyor ve askeri diktatörlükle derin bağları olan figürleri içeriyor. Ayrıca mevcut anayasa Şili halkını sürece dahil edecek bir mekanizmadan yoksun.

Şili'de 2022’de yapılan referandumda seçmenlerin yüzde 62'si, yeni anayasa taslağını, “kürtaj ve ötenazi"ye izin veren bir anayasa olarak düşündüğü için reddetti. Seçmenlerin yüzde 32’si ise Pinochet'nin anayasasına göre kadınlar, yerliler, eşcinseller ve işçi sınıfı için daha fazla hak talep etti.

Sonuçta ülkenin siyasi birliği ve toplumsal muhafazakar kodlarını tehdit eden kürtaj, LGBT ve ötenazi konuları anayasanın reddedilmesindeki en önemli nedenlerdi. Mayıs 2022’deki anayasayı hazırlayan komisyonun 2/3'ü solcu ve sosyal liberalden oluşuyordu.  Geriye kalan 1/3’ü ise muhafazakar/muhafazakar-liberaldi. Dolayısıyla bu durum anayasanın niteliğini değiştirdi.

Yeni anayasal süreç, yalnızca Şili'nin sağcı elitinin konumunu güvence altına almakla kalmayıp, aynı zamanda Şili siyasetinin geçmişini sağlama almayı hedefliyor. Elbette Şililerin 2022’de anayasa taslağını reddetmesi solcu Boric'in meşruiyetini tartışma konusu yaptı. Zira çıkan sonuç, anayasanın değil ama içeriğinin reddedilmesiydi.

Referandumu kazanan Cumhuriyetçi Parti, General Augusto Pinochet diktatörlüğünün dayattığı anayasanın değiştirilmesine uzun süredir karşı çıkıyor. Kendi içerisinde çelişkili görülen bu duruma göre Şilililer, ‘yeni anayasaya karşı çıkanları; anayasanın yeniden yazılacağı konsey üyeliğine seçmiş oldu.’ Hem de çoğunluğu sağlayacak şekilde!

HÜSAMETTİN ASLAN

Lisansını Kamu Yönetimi, yüksek lisansını Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, doktorasını da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ihtisas etmektedir. Çalışma alanı Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika alanlarıdır. Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” tezi, Sosyal Bilimler Tez yarışmasında 1. olmuştur. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2016-2017 yılları arasında Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo müdürü olarak görev yaptı. Milat, Ortadoğu gazeteleri ve Gerçek Hayat dergisinde yüzlerce makale yayımladı. Halen İndependent Türkçe ve Gazete Damga’da köşe yazıları yayımlanmakta; TV ve Radyo programlarında aktüel siyaset ve dış politika konularında görüş beyan etmektedir.