×
AFRİKA
30.07.2023

ANALİZ

“Sivillere Yer Yok!”: Darbe Dalgası Nijer’de

Nijer’deki darbe, artık bir "darbe kuşağı" olarak anılan bölge için kritik sonuçlara sahip. Darbe aynı zamanda, komşuları Burkina Faso ve Mali'de ikişer, Gine'deki bir darbenin ardından 2020'den bu yana Batı Afrika'da gerçekleşen altıncı darbe.
ÇARŞAMBA GÜNÜ, Nijer Devlet Başkanlığı muhafızları birimi, Nisan 2021'den bu yana Devlet Başkanı olarak görev yapan Mohamed Bazoum'un devrilmesine giden süreci başlattı.

Nijer’deki darbe, artık bir "darbe kuşağı" olarak anılan bölge için kritik sonuçlara sahip. Darbe aynı zamanda, komşuları Burkina Faso ve Mali'de ikişer ve Gine'deki bir darbenin ardından 2020'den bu yana Batı Afrika'da gerçekleşen altıncı darbe oldu.

Askerlerin, Devlet Başkanı Mohamed Bazoum'u başkanlık sarayında rehin tutmaya başlamasından 48 saat ve ülkede iktidarı devirdiklerini ilan etmek üzere televizyona çıkmasından yaklaşık 36 saat sonra darbe lideri ortaya çıktı: Kendisi için General Ömer adını kullanan Abdourahmane Tchiani. Daha önce Devlet Başkanı Bazoum'u korumakla görevli başkanlık muhafızlarının lideri olarak görev yapan Tchiani, şimdi cuntanın başına geçti ve kendisini devlet başkanı olarak ilan etti.

Cuntaya kimin liderlik edeceği konusundaki gecikme, darbenin merkezindeki düzensizlik ve anlaşmazlığın ipuçlarını veriyor. Pek çok şey belirsiz olsa da darbe için en makul açıklama, askerler arasındaki kişisel güç mücadelesi ve politikacılar arasındaki anlaşmazlıklar. Ayrıca darbe öncesindeki süreçte Başkan Bazoum’un General Tchiani'yi görevden almaya hazırlandığı da bildiriliyor.

Bu durum, 26 Temmuz'da halka herhangi bir açıklama yapılmadan önce, geneller ve ordu birimleri arasında uzun tartışmalara neden olmuş görünüyor. Genelkurmay Başkanı General Abdou Sidikou Issa darbe sonrasında, "çeşitli güçler arasında kan gölüne" yol açabilecek ve Başkan Bazoum'un hayatını tehlikeye atabilecek ölümcül bir çatışmadan kaçınmak için darbeyi desteklediğini açıkladı.

Darbe, El Kaide ve IŞİD ile bağlantılı silahlı gruplar tarafından uzun süredir hırpalanan Nijer ve Sahel bölgesi için ağır bir hasar oluşturuyor. Geçen yıl Burkina Faso, Mali ve Nijer'deki çatışmalarda yaklaşık 10.000 kişi öldü. Askerler 2020'de Mali'de iktidarı sivillerin elinden aldı. Burkina Faso'da askeri bir grup, Ocak 2022'de iktidarı devirdi. Ardından Eylül 2022’ye gelindiğinde, haki giyimli farklı bir askeri grup ikinci bir darbeyle onları devirdi ve iktidarı ele geçirdi. Her iki cunta da Fransız askeri kuvvetlerini, ülkedeki sorunlar için günah keçisi olarak ilan etti ve ülkeden kovdu. Mali, Rusya'nın Wagner Grubundan paralı askerleri ülkeye davet etti.

Nijer, bölgedeki son sağlam Batılı müttefikti. Ülke, bölgedeki silahlı gruplarla savaşmaya yardım eden yaklaşık 1.500 Fransız askerine ev sahipliği yapıyor. Ülkede ayrıca ABD’nin, çoğu insansız hava araçları üssünde olmak üzere, 1000'den fazla askeri personeli var. Şu noktada artık gelecekleri belirsiz.

General Tchiani, darbe konusunda, komşu cuntacıların kullandığı gerekçeye, “güvenliğin kötüleşmesi” söylemine, yaslanıyor. Bu kapsamda Tchiani, Devlet Başkanı Bazoum'un ülkedeki silahlı terör gruplarına yaklaşımının başarısız olduğunu açıkladı. Başkanın bazı silahlı grupları serbest bırakma kararından şikayet etti. General, "Ulusumuzun kademeli ve kaçınılmaz olarak yok olmasına tanık olma tehlikesi taşıdığından, şimdiye kadar önerilen yöntem ve yaklaşımlarla devam edemeyiz," dedi.

***
Nijer bu noktaya nasıl geldi?

2011'de Libya’da Muammer Kaddafi'nin NATO öncülüğünde devrilmesi, küçük silahların, paralı askerlerin ve silahlı grupların Sahel'e doğru akışını tetiklemişti.

Bu durum, 2009'da devlete karşı savaş başlatan kuzeydoğu Nijerya'da Boko Haram örgütünün silahlı kollarını Çad, Kamerun ve Nijer'in bazı bölgelerine yaymasına yardımcı oldu.

Ancak bir o kadar da önemlisi, aynı dönemlerde Libya iç savaşında Kaddafi'nin yanında yer alan pek çok Touareg savaşçısı, ellerinde bol miktarda silahla Mali'ye döndü. Bu silahlı gruplar 2012'de, Mali'nin kuzeydoğusundaki Kidal bölgesinde ve Nijer'in kuzeyindeki Agadez bölgesinde (60'larda ayrılıkçı ajitasyonlarla başlayan) silahlı bir ayaklanmayı yeniden canlandırdılar.

Orta Mali, kuzey Burkina Faso ve batı Nijer'in birleştiği sınır bölgesi, zamanla bölgedeki acımasız çatışmaların merkez üssü haline geldi.

Bölgede demokratik hükümetlerin silahlı terör gruplarına karşı güvenlik meselesini ele alma biçiminden duyulan hayal kırıklığı ve ilk olarak 2013'te bölgeye geldiklerinde memnuniyetle karşılanan Fransız askerlerinin teröre karşı etkisiz olduğunun algılanması, bölgenin Paris ile ilişkilerini bozdu. Ardından Fransa, bölgeden birliklerini geri çekme kararı aldı.

Burkina Faso'da benzer bir hüsran, Fransa ile ilişkileri kötüleştiren bir darbeye yol açtı.

Fransızca konuşulan Batı ve Orta Afrika'da, yüzeyin altında fokurdayan Fransız karşıtı duygular alenen kristalleşmeye başladı. Vatandaşların darbeler lehine ve yabancı birliklere karşı gösteriler yapmasına yol açtı.

Bölgede bütün bunlar yaşanırken Nijer bir istikrar feneri olarak görüldü. Gerçekten de Nijer kendisini Sahel'de bir deniz feneri olarak sundu, bu nedenle Batılı ülkeler, ekonomik çıkarlarını korumak ve Afrika'nın Avrupa'ya göçünü caydırmak için onun ortaklığına kur yaptı.

Bu arada Nijer, askeri gücünü artırmak için Batı yardımını kullandı; Fransa ve ABD'ye ait askeri üslerin açılmasına izin verdi. Başkent Niamey'de Almanya bir lojistik karakolu işletiyor. İtalya ve Kanada gibi ülkeler Nijer özel kuvvetlerinin eğitimine katılıyor.

Ancak analistler, kollarını Batı'ya açmanın riskli bir kumar olduğunu söylüyor. Ayrıca yönetişimdeki yetersizlik, ordu içinde ve dışında yolsuzlukla ilgili tanıdık şikayetler de Nijer sivil yönetimi için gün yüzüne çıkan sorunlar haline geldi.

***
Geriye dönüp bakıldığında, aslında Devlet Başkanı Bazoum'un ülkede terör eylemlerinde bulunan silahlı gruplara karşı yürüttüğü kampanya, tüm bölgedeki en başarılı kampanyaydı. Geçen yıl, Mali ve Burkina Faso'da ölüm ve yıkım hızla artarken, Nijer’de üç ülkedeki ölümlerin onda birinden azı yaşandı. Hem de Nijer yönetimi, kuzeydoğu Nijerya'dan ülkeye taşan Boko Haram örgütünün terör faaliyetleriyle uğraşmak zorunda olmasına rağmen.

Devlet Başkanı Bazoum'un en büyük sorunu, ordunun üst düzey yöneticilerini yeterince yanına çekememesi gibi görünüyor. Yeni cuntanın güvenliği iyileştirmesi pek olası değil. Burkina Faso ve Mali'de iktidardaki askerler güvenlik konusunu daha da kötüleştirdi.

General Tchiani'nin ne kadar popüler destek sağladığı henüz belli değil. 26 Temmuz'da Başkan Bazoum tutuklanırken yüzlerce protestocu, “Darbeye hayır!” sloganları eşliğinde, saraya doğru yürüdü, ancak açılan ateş sonucu dağıldı. Ertesi gün başka bir kalabalık, darbeyi desteklemek için toplandı, bazıları "Kahrolsun Fransa!" sloganları attı, bazıları Rus bayrağı salladı. Bazıları da Başkan Bazoum'un siyasi partisinin genel merkezine saldırarak arabaları ateşe verdi.

Başkan Bazoum'un sokakta destekçileri olduğu açık. Niamey'de bir taksi şoförü olan Aboubakar Moussa, "Mali ve Burkina Faso ordu tarafından yönetiliyor ama hiçbir şey değişmedi" diyor. “Demokrasiyi tercih ederim” diye ekliyor. Başkentte tesisatçı olan Aliko Saminou, “Bu darbeyle 20 yıl geriye gidiyoruz” diye iç geçiriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da aynı fikirde. "Bu darbe tamamen gayrimeşru. Darbe Nijeryalılar, Nijer ve tüm bölge için son derece tehlikeli" dedi. 15 üyeli bölgesel bir blok olan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'na (ECOWAS) başkanlık eden komşu Nijerya'nın yeni başkanı Bola Tinubu, "ülkenin demokratik olarak seçilmiş hükümetini aciz bırakacak hiçbir duruma müsamaha göstermeyeceğini" belirtti.

Yine de diplomatik baskı, süreci tersine çevirmek için çok yavaş ve zayıf olabilir. ECOWAS, ülkedeki darbeye nasıl yanıt verileceğini tartışmak üzere Pazar günü toplanacak. Blok, Mali cuntası karşısında yaptığı gibi, büyük ölçüde cılız ve faydasız kalacak ekonomik yaptırım açıklamasında bulunabilir. Fransa zaten yaptırımları destekleyeceğini açıkladı. Avrupa Birliği, tüm bütçe desteğini geri çekmekle tehdit etti.

Darbeyle ilgili Wagner veya Rusya'nın elini düşündürecek hiçbir kanıt yok. Rus Dışişleri Bakanlığı Bazoum'un serbest bırakılmasını bile talep etti. Ancak, Wagner'in patronu Yevgeny Prigojin tarafından gerçekliği henüz doğrulanamayan bir sesli mesaj yayınlandı. Açıklamada, "Nijer'de yaşananlar, Nijer halkına kendi yaşam koşullarını dayatmaya çalışan sömürgecilere karşı Nijerlilerin mücadelesinden başka bir şey değildir" denildi.


Bu yazı 28 Temmuz 2023’te The Economist’te “Niger’s putsch is bad for the country—and for the region” başlığıyla; 27 Temmuz 2023’te, El Cezire’de “‘Deteriorating security’: What led to Niger’s coup and what next?” başlığıyla yayınlanan iki analizden hazırlanmıştır. Kısaltılarak hazırlanan çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.