×
RUSYA
25.08.2025

ANALİZ

Rusya, Batı Birliğini Bozabilir mi?

Putin, Soğuk Savaş sonrası güvenlik düzenini ortadan kaldırma hedefine ulaşmak için, Ukrayna'yı siyasi olarak çökertmek, Amerika'yı Avrupa'dan kovmak ve Avrupa'nın Ukrayna'ya verdiği desteği baltalamak istiyor.
RUSYA DEVLET BAŞKANI Vladimir Putin, Donald Trump ile Alaska’da yaptığı görüşmeden bir gün sonra, 16 Ağustos'ta Rusya yönetici elitleriyle Kremlin'in Aziz Katerina Salonu'nda bir araya geldi. Çarlık döneminde Rus imparatorluğunun ihtişamını sergilemek için inşa edilen salonda, Putin, eski bir Rus imparatorluk mülkü olan Alaska'ya yaptığı ziyarette elde ettiği başarıları anlattı. Putin, Trump'ın "samimiyetini" ve savaşı sona erdirme çabalarını övdü. "Bu, bizi gerekli kararları almaya yaklaştırıyor" dedi.

Üç buçuk yıl önce, aynı salonda, Putin dehşete kapılmış Rus yöneticileri toplamış ve onlara, ayrılıkçıların elindeki doğu Ukrayna toprakları için teker teker savunma yapmalarını emretmişti. Televizyonda yayınlanan bu tuhaf gösteri, Ukrayna'nın işgalinin başlangıcını işaret ediyordu. Ancak Alaska sonrası buluşması, savaşın artık sona erebileceğinin sinyalini veriyor: Elbette Rusya'nın şartlarıyla. Bu mesaj, hem Rusya'nın savaştan yorgun düştüğünü hem de Putin'in savaşarak ya da uygun bir müzakere yoluyla savaşı kazanacağına olan güvenini yansıtıyor. Barış girişimleri ve askeri eylemler aynı hedefe doğru ilerliyor: Daha fazla güç.

Washington'da Volodimir Zelenski ve yedi Avrupalı liderin katıldığı zirvede, Trump'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a fısıldadığı duyuldu: "Sanırım [Putin] benim için bir anlaşma yapmak istiyor, anlıyor musun? Kulağa ne kadar çılgınca gelse de." Daha önceki vaatlerine rağmen Trump, Rusya’ya karşı her hangi bir yaptırım uygulamadı ve artık görüşmeler için ön koşul olarak ateşkes talep etmiyor.

Putin'in Beyaz Saray'daki gülümsemelerden, omuz sıvazlamalardan ve Ukrayna'ya destek vaatlerinden rahatsız olması pek olası değil. Ona göre, toplantı, yalnızca Putin barışı kabul ederse geçerli olacak güvenlik garantileri hakkında genel bir konuşmadan öteye gitmedi. Trump'ın Avrupalı liderlerle görüşmesinin ortasında Putin'i araması, ona güvence verdi: Trump, Rusya'ya danışmadan Ukrayna konusunda hiçbir şey yapmayacak.

Öte yandan, Putin'in Trump ile yaptığı zirve çok daha başarılıydı. Önceki Başkan Biden tarafından katil bir suçlu olarak damgalanan Putin, Trump tarafından kırmızı halıda karşılandı ve alkış aldı. Trump, Putin'in diplomatik izolasyonuna son verdi ve bir güç oyuncusu olarak Avrupa'daki konumunu yeniden sağlamlaştırdı.

Ultra-emperyalist filozof ve savaş savunucusu Aleksander Dugin Alaska zirvesiyle ilgili: "Hepimizi mükemmel bir zirve için tebrik ediyorum. Muhteşemdi. Her şeyi kazanıp hiçbir şey kaybetmemek.. Bunu sadece III. Aleksander yapabilirdi," ifadelerini kullandı. Alaska zirvesinde iki liderin hangi konuda anlaştıkları hâlâ belirsiz: Putin Alaska'ya müzakere etmek için değil, gösteriş yapmak için gitti.

Son anketler, Rusların %70'inin ülkelerinin savaş alanında galip geldiğini düşündüğünü, ancak %60'ının barış görüşmelerinden yana olduğunu gösteriyor. Yenilgi korkusu çoktan geçti, ancak daha fazla savaş için pek iştah yok. Bilgili bir iş adamı, seçkinlerin tavrını şöyle özetliyor: "Kimse nasıl biteceğini umursamıyor, yeter ki bitsin. Putin her şeyi zafer olarak pazarlayabilir." Ancak Putin, en azından Amerika tarafından Rusya'nın Kırım ve savaşta ele geçirilen yerler üzerindeki işgalinin tanınmasını; Ukrayna'nın NATO'dan kalıcı olarak dışlanmasını ve barış anlaşması için Ukrayna'da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmasını da buna dahil etmek istiyor. Bir Rus kaynak, "Zelenski iktidardayken anlaşmaya varılması pek olası değil," diyor.

Putin'in diplomasiye olan yeni ilgisi, kısıtlamalarını yansıtıyor. Rusya ekonomisi resesyona giriyor. Bu yılın ilk yedi ayında bütçe açığı, 2025 yılı için belirlenen hedefi aştı; bu yedi ayda kamu harcamalarında %20'lik bir artış göz önüne alındığında, bu şaşırtıcı değil. Viyana merkezli düşünce kuruluşu Re:Russia'ya göre, tüm devlet harcamalarının en az %5'i, Ukrayna'da savaşan bir sözleşmeli ordunun finansmanına gidiyor.

Bu, Putin'in konumunu kritik hale getirmiyor: Putin, ekonomiye her zaman daha fazla zarar verebilir. Ancak Re:Russia'dan Kirill Rogov, "Rus ekonomisindeki durgunluk, riskleri ve iç gerginliği artıracak ve Rusların savaşın maliyetlerine ilişkin algılarını derinden değiştirecek" diyor. Dahası, Rusya üst üste üçüncü yaz Ukrayna'nın cephe hattını kırmayı başaramadı. Hâlâ, 2023 başında elinde tuttuğu Ukrayna topraklarının sadece yüzde birlik kısmını kontrol ediyor.

Putin, kitlesel seferberlik riskini almak veya savaşı bir yıl daha sürdürmek istemiyor. Muazzam insani ve ekonomik maliyet, ordusunun Ukrayna'yı yenemediğini ortaya koyacaktır. Bir Rus iş adamı, "Herkes [savaşı sürdürmenin] anlamsız olduğunu ve artık sona erdirme zamanının geldiğini anlıyor," diyor. Ancak bu, Putin'in durmak üzere olduğu anlamına gelmiyor. Rogov'un da dediği gibi, önümüzdeki iki ay içinde hâlâ bir atılım yapmak istiyor: Ukrayna'da personel sıkıntısı var; firarlar yaygın. "Saldırısının istenen etkiyi yaratmaması durumunda, diplomatik kapıyı bir önlem olarak açıyor."

Putin için bitmek bilmeyen müzakereler, savaş planlarının bir parçası. Trump'ı kendi tarafında tutuyor ve Batı ve Ukrayna'da muhalefet tohumları ekmek gibi daha geniş bir amaca hizmet ediyor. Bir Rus blog yazarının dediği gibi: "Anlaşılması gereken en önemli şey, savaşın durmadığı. Başkanımız [diplomatik] seçenekleri değerlendirecek ve bu arada ordu topraklarımızı kurtarmak için çalışmaya devam edecek." Putin'in Donbas'ta savaş alanında kazanamadığı toprakları Ukrayna’nın teslim etmesini talep etmesi, Ukrayna'da siyasi bir krize yol açmayı amaçlıyor. Zelenski'nin bir karış toprak bile vermeyeceğine söz verdiğini ve eğer teslim olmazsa Trump'ın onu terk edebileceğini biliyor.

Putin, Soğuk Savaş sonrası güvenlik düzenini ortadan kaldırma hedefine ulaşmak için, Ukrayna'yı siyasi olarak çökertmek, Amerika'yı Avrupa'dan kovmak ve Avrupa'nın Ukrayna'ya verdiği desteği baltalamak istiyor. Henüz bunların hiçbirini başaramadı. Ancak savaşın aktif aşaması sona erse bile, Batı birliğini bozma mücadelesi devam edecek.


Bu yazı The Economist’te 19 Ağustos 2025 tarihinde “Putin’s hunger to destroy Western unity rages on” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.