×
ASYA
24.03.2024

ANALİZ

Ram ve Güçlü Lider: Hindu-Milliyetçiliği, Hindistan Seçimlerini Şekillendiriyor?

Hindistan seçimlere hazırlanıyor. Seçimlere Başbakan Modi ve iktidar partisi BJP, dini-milliyetçi bir siyaset ve geniş bir sosyal örgütlenme ağı ile hazırlanırken muhalefet dağınık ve zayıf bir kampanya ile seçmen karşısına çıkıyor.
AYODHYA  ŞEHRİ, Hinduizm'in saygı duyulan tanrılarından biri olan Ram'ın hikayesinde merkezi bir yere sahip. Aynı zamanda Hindistan'ın iktidardaki Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) kaderi açısından da merkezi bir konumda. BJP, 1980'lerin sonlarından itibaren Ayodhya'daki 450 yıllık bir caminin yerine bir tapınak inşa edilmesi için harekete geçti, çünkü bu cami Rama'nın doğduğu varsayılan yerin üzerinde duruyordu. 1992 yılında BJP liderlerinin ateş püskürten konuşmalarıyla çılgına dönen bir kalabalık camiyi yıktı. Dahası, Hindistan genelinde çoğu Müslüman yaklaşık 2.000 kişinin öldüğü ayaklanmalara yol açtı. Akan onca kana rağmen BJP o günden bu yana her seçimde tapınağı inşa ettirme sözü verdi. Bu nedenle Başbakan Narendra Modi için, 22 Ocak'ta düzenlenen ve inşa edilen yeni tapınağı kutsayacağı tören kadar zafer dolu bir sahne hayal etmek zor.

Kutsama töreni Nisan ve Mayıs aylarında yapılması öngörülen bir sonraki ulusal seçimler için BJP'nin yürüteceği kampanyanın da gayrı resmi başlangıcı oldu. Modi tapınağın açılışında, tıpkı Ram'ın iblislerin kralını öldürerek Ayodhya'ya zaferle dönmesini simgeleyen Diwali bayramında Hinduların yaptığı gibi, kandil yakarak tüm Hintlilerin kutlama yapmasını istedi. Müslüman olan %14'lük kesim bir yana, Hintlilerin sadece %80'i Hindu, üstelik bunların hepsi de tapınağın inşasını bir zafer saymıyor. Modi'nin gururunu okşamak için iş dünyasının önde gelen isimleri ve Bollywood yıldızları kutsama törenine katıldı. Ancak çoğu muhalif siyasetçi ve bazı Hindu rahipler bu törene mesafeli yaklaşıyor.

Modi'ye karşı olanlar, bu denli kan dökülen bir olayı kampanyasının merkezine koymasını kötü niyetinin göstergesi sayıyor. Modi’nin din, hükümet ve kampanya konularını birbirine karıştırması, Hindistan'ın laik anayasasını ve katı kampanya kurallarını küçümsediğini gösteriyor. Daha da kötüsü, bu ihlallerin beklendiği gibi BJP'nin üst üste üçüncü seçim zaferini kazanmasına yardımcı olması halinde, Modi'nin daha da ileri giderek Hindistan'ı otoriter bir Hindu devletine dönüştürmeye çalışacağından korkuyorlar.

Modi ve partisinin toplumsal gerilimleri kasıtlı olarak körüklediği ve kurumların altını oyduğu ne kadar doğru ve rahatsız edici olsa da şimdilik Hindistan demokrasisi kaybedilmiş bir dava konumunda değil. BJP ilk bakışta göründüğü kadar, her şeyi fetheden bir parti değil. Genel seçimlerdeki oy oranı hiçbir zaman %40'a ulaşmadı ki bu oran en büyük rakibi Kongre partisinin en parlak döneminde yedi kez geçtiği bir oran. Ayrıca Hindistan'ın siyasi kurumları daha önce de kötü muamelelere maruz kalmış ve sağ çıkmıştı.

Hindu-Milliyetçi siyaset: İktidar partisinin gücü

BJP, yüzyıllar boyunca Müslüman ve İngiliz işgalciler tarafından bastırıldığını söylediği Hindutva ya da Hinduluk temelinde bir ulusal kimlik yaratmak istiyor. Bu nedenle Ayodhya'da düzenlenen bu şenlik, her şeyden önce BJP'nin seçmen tabanını bir araya getirmeyi amaçlıyor. Davetli listesinde partinin liderleri ve bir tür dindar öğrenci birliği olan Rashtriya Swayamsevak Sangh (RSS) ile tapınak inşa kampanyasını başlatan Vishva Hindu Parishad (VHP) gibi Hindu milliyetçisi grupların liderleri çoğunlukta.

VHP'nin başkan yardımcısı ve tapınağı inşa eden vakfın genel sekreteri Champat Rai, törenin "Hinduların 500 yıllık kesintisiz mücadelesini" noktaladığını söylüyor. Rai, bu etkinliğin Hintli Müslümanlara açık bir mesaj vereceğini söylüyor: "Köklerini araştırmalılar: Dört ya da beş yüz yıl önce kimlerdi?" “Onlar Hindu'ydu,” diye devam ediyor ve "bu toprakların bizim anamız olduğunu söylemeliler" diyor.

Ancak BJP'nin Ayodhya'da önemsediği tek şey Hindutva değil. Parti, yeni bir havaalanı ve yeni bir tren istasyonu gibi kalkınma planlarına 9.6 milyar dolar akıtarak yerel ekonomiyi canlandırmayı da amaçlıyor. Bir Ram "deneyim merkezi", süs havuzlu bir park, 60 kadar otel ve "vatansever" düğün mekanları inşa ederek şehri turistlerin uğrak yeri haline getirmeyi planlıyor.

Şehir, BJP'nin Hinduizmi toplumun temel taşı olarak hak ettiği yere geri getirerek müreffeh, kendine güvenen yeni bir Hindistan inşa ettiği yönündeki söylemini çok iyi yansıtıyor. Ayodhya'nın BJP'li belediye başkanı Girish Pati Tripathi, 1992'deki şiddetin "üzücü bir an" olduğunu söylüyor. "Ama Hint medeniyeti bu dönemi geride bıraktı. İleri gidiyoruz, Müslümanlar neden bu kadar endişeleniyor?"

Ekonomik kalkınma ve Hindu dinini yeniden diriltme anlayışının harmanlanması, özellikle Hintçe konuşulan kuzey ve orta Hindistan'da pek çok kişi için cazip bir çözüm. Anketörler, BJP'nin 543 sandalyeli alt meclis Lok Sabha'da tek başına ya da bir koalisyonun başı olarak çoğunluğu kazanacağına inanıyor. Böylece Modi, ilk başbakan olan Kongre üyesi Jawaharlal Nehru'dan bu yana Hindistan'da üst üste üç dönem kazanan ikinci başbakan olabilir.

73 yaşındaki Modi, BJP'nin güçlü yanlarından bir diğeri. Modi, çay satıcısı bir babanın oğlu; mütevazı kökenleri ile yoksul Hintlilerin gönlünde taht kuruyor. Milliyetçi söylemi, orta sınıfın hevesli kesimlerinde yankı buluyor. Becerikli ve çalışkan bir yönetici olarak sahip olduğu ün, varlıklı kesime hitap ediyor. Pek çok kişi de Hindistan'ın uluslararası statüsünü yükseltme çabalarını alkışlıyor. Anketlere göre Modi'nin popülaritesi son ulusal seçimlerde BJP'nin oylarının üçte birini oluşturdu.

Modi ve BJP toplumsal gücünü nereden alıyor? 

Modi bu ünü elbette tesadüfen kazanmadı. BJP, olumlu haber yapılmasını temin etmek için medyaya baskı yaparak bu ünü özenle besliyor. Temmuz ayında Hintli gazeteciler arasında bir anket düzenlendi. Ankete katılan gazetecilerin %82'si işverenlerinin BJP'yi desteklediğini düşünüyordu. Parti ayrıca Modi'nin adını ve yüzünü popüler hükümet programlarına ekleyerek imajını güçlendiriyor.

Hepsinden önemlisi, BJP'nin açık bir örgüt gücü var. Parti, 100 milyonu "aktif" olmak üzere 180 milyondan fazla üyesiyle dünyanın en büyük parti teşkilatlanması olduğunu iddia ediyor (Çin Komünist Partisi'nin 98 milyon üyesi var). Bunu teyit etmek ise zor: Üye olmak için tek yapmanız gereken ücretsiz bir telefon numarasını aramak. Yine de BJP üzerine çalışan akademisyenler, BJP'nin, birçoğu diğer Hindu milliyetçisi gruplara da üye olan geniş bir parti çalışanı ve gönüllü kitlesini harekete geçirebildiğini söylüyor. Onları özel bir web sitesi ve akıllı telefon uygulaması kullanarak yöneten BJP, Hindistan'ın milyonlarca oy verme merkezinin her birini ve hatta buralardaki bütün oy verme kabinlerini denetlemek üzere birkaç kişi atıyor ve seçim kütüğündeki her bir sayfadan bir parti çalışanı sorumlu oluyor.

Bu kişiler arasında, Madhya Pradesh eyaletinin merkezinde yaşayan 39 yaşındaki Hindu çiftçi Sachin Nahar da var. Babası ve büyükbabası gibi o da çocukken RSS'ye katılmış, haftalık antrenman ve siyasi tartışma seanslarında yer almış. Daha sonra 2013 yılında gönüllü olarak BJP kabin görevlisi olmuş ve şu anda 30 seçmeni denetliyor. Onları düzenli olarak şahsen ziyaret ediyor, WhatsApp gruplarına ekliyor ve oy kullanmaya gitmelerini sağlıyor.

Nahar’a göre Hindutva BJP'nin siyasal mesajının merkezinde yer alıyor. Seçmenlere Modi'nin Hindistan'ın tek Müslüman çoğunluklu eyaleti olan Jammu & Kashmir'in özel anayasal statüsüne son vermek ve Ayodhya'daki tapınağı inşa ettirmek gibi uzun süredir devam eden Hindu-milliyetçi talepleri yerine getirdiğini hatırlatıyor. O ve %11'i Müslüman olan seçim bölgesindeki diğer BJP destekçileri, tapınağın kutsanmasını "Jai Shri Ram" ("Zafer Lord Ram'ındır") sloganları attıkları günlük yürüyüşlerle kutluyor. BJP'nin daha fazla camiyi tapınaklarla değiştireceğini ve miras, boşanma ve diğer ailevi konularda Müslümanlar için özel yasaları kaldıracağını umuyor ve seçmenlerine bunu söylüyor.

Ancak BJP bu kişilere toplumsal ihtilaflar üzerine konuşmaktan daha fazlasını veriyor. Onlara seçmenleri hedeflemelerini sağlayacak tamamen farklı bir yöntem de sunuyor: Kendi bölgelerindeki devlet yardımlarından yararlananların bir listesini veriyor. Modi yönetimindeki hükümet, çoğu Hintlinin kamu hizmetlerine erişmesine ve devletten doğrudan nakit transferi almasına olanak tanıyan yeni dijital kimlik, ödeme ve veri yönetimi platformlarını hayata geçirdi. Nahar, başbakana atıfta bulunarak bu sistemin altını çiziyor.

BJP sosyal medya söz konusu olduğunda da aynı derecede örgütlü ve etkin. Ulusal Dijital Operasyon Merkezi'nde yalnızca 20 kişi çalışıyor, bunlar resmi hesaplar için paylaşımlar üretiyor ve BJP dostu içerik için platformları tarıyor. Ağır işi, BJP'nin resmi içeriğinin yayılmasına yardımcı olan ve kendi materyallerini yaratan bir gönüllüler ordusu (parti onlara ödeme yapmadığını söylüyor) üstleniyor.

Bu dijital kampanyacılar, WhatsApp'ın ana şirketi Meta'nın toplu mesajları kısıtlayarak dezenformasyona karşı koymaya çalışmasından sonra bile WhatsApp'ı kullanmaya devam ediyor. BJP'nin Karnataka'daki medya koordinatörü Rathan Ramesh Poojary, "Benzer düşünen insanları gruba davet ediyoruz, onlar da arkadaşlarını davet ediyor, ayrı gruplar kurup daha fazla insanı davet ediyorlar ve böylece yayılıyor," diyor. Gönüllüler Müslümanlara karşı şiddeti savunursa, Poojary sorumluluğu reddediyor: "Biz cinayeti desteklemiyoruz." Yine de "Bu adamlar bizim ideolojimizi destekliyor" diye itiraf ediyor.

BJP'nin Müslümanlara yönelik saldırılarının popülerliği muhalefet partilerini zor durumda bırakıyor. Çoğu parti, Hindu seçmenleri kızdırmaktan korktuğu için Hindutva politikalarını kınama konusunda isteksiz davranıyor. Hatta, bazı Kongre Partisi liderleri "yumuşak Hindutva" şeklinde bir yaklaşım sergiliyor: Tapınakları ziyaret ediyor, Hindu tanrılarının heykellerini dikiyor ve kutsal kişilerle sohbet ediyorlar. Şimdiye kadar bu durum laik ve Hindu olmayan destekçileri rahatsız etti ve BJP'den fazla oy koparamadı.

Hindu ideolojisi ve BJP’nin sınırları

Ancak Hindutva BJP için de sorun teşkil ediyor. Hindutva'nın cazibesi, İslam'ın fetih yoluyla değil de tebliğci tüccarlarla geldiği güney Hindistan'da çok daha sınırlı. Hindu reformist hareketleri ülkenin bu bölümünde daha fazla etkiye sahip. Ayrıca BJP liderlerinin ateşli konuşmalarını yaptıkları Hintçeyi konuşanların sayısı daha az. Mayıs ayında Karnataka'da Kongre Partisi’ne karşı seçimi kaybeden BJP artık bölgedeki hiçbir eyaleti yönetmiyor. Lok Sabha'da Güney Hindistan'ı temsil eden 130 sandalyeden sadece 29'u BJP'nin elinde.

Bu da BJP'nin neden göründüğü kadar ezici bir güç olmadığını açıklamaya yardımcı oluyor. Modi'nin 2014'teki ilk seçim zaferinde ulusal oy oranı sadece %31'di. 2019'daki en son ulusal seçimde bu oran %38'e yükseldi ama yine de çoğunluğu elde edemedi. Kongre Partisi’nin yıldızı söndükçe ve BJP de dahil olmak üzere diğer partiler büyüdükçe, Hindistan siyaseti yıllar içinde daha rekabetçi hale geldi. BJP, Hindistan'ın tek adaylı, tek turlu çoğunluk sisteminin de yardımıyla, oy çokluğunu parlamentoda çoğunluğa dönüştürme konusunda oldukça başarılı.

Muhalefet ne durumda?

Muhalefet daha birleşik ve düzenli olsaydı, BJP'nin önünde çok daha büyük bir mücadele olurdu. En bariz sorun Kongre Partisi’nin tepedeki hanedanlıkla özetlenen kemikleşmiş yapısı. Partinin en önde gelen lideri, babası, büyükannesi ve büyük büyükbabası başbakanlık yapmış olan 53 yaşındaki Rahul Gandhi. Son zamanlarda kendine daha fazla güvenen biri haline gelse de hem babasının hem de büyükannesinin suikasta kurban gittiği düşünüldüğünde, siyaset konusunda her zaman çekimser bir tavır sergiledi.

Yine de Kongre Partisi, onun yerine birini getirme konusunda kararsız kaldı ve bu yönde adım attığı zaman da Gandhi'den bile sönük bir figürü tercih etti. Kongre 2022'de, 1998'den bu yana Gandhi ailesi dışından gelen ilk lider olarak partinin emektarlarından Mallikarjun Kharge'yi seçti. Kharge aynı zamanda muhalefetin 28 partili Hindistan Ulusal Kalkınmacı Kapsayıcı İttifakı'na da başkanlık ediyor. Ne var ki, Kharge 81 yaşında ve Modi'ye meydan okuyacak karizma ve canlılıktan yoksun. Gandhi ve annesi Sonia da sahnede kalmaya devam ediyor.

Partinin alt kademelerinde de benzer bir dinamik söz konusu. BJP, popüler olmayan kıdemlileri kenara itme ve adaylarını seçim beklentilerine göre seçme konusunda acımasız davranıyor. Kongre Partisi’nde ise hem yeni kanlara hem de yeni taktiklere direnen, yaşlanmış eski tüfekler hakim. Bu da genç ve parlak isimlerin, ilerleme şanslarının çok daha yüksek olduğu BJP'ye geçmelerine neden oluyor.

Kongre Partisi, daha genç, daha karizmatik liderler atadığında ve modern seçim tekniklerini kullandığında başarılı olabiliyor. Örneğin aralık ayında Telangana'da yapılan eyalet seçimlerini hem yerel parti lideri olarak yeni bir yüz hem de seçim verileri uzmanı Sunil Kanugolu'nun yaptığı hesaplamaların yardımıyla kazandı. Ancak parti aynı zamanda yapılan diğer iki eyalet seçimini kaybetti. Bu seçimlerde uzun süredir görevde olan yerel parti şefleri, Kanugolu'nun yardımını reddetmişlerdi.

Kongre Partisi, reform yapmak için çabalıyor. Üyelerini mevcut 60 milyonun ötesine taşımak için bir üye kazanma kampanyası başlattı ve BJP gibi üyeler için bir uygulama geliştirdi. Hintçe konuşulan merkez bölgelerde bile halen güçlü bir rakip. Aralık ayında yapılan üç eyalet seçiminde ortalama oy oranı %41 ile BJP'nin %46'sından çok da uzak değildi. Aslında, üç eyalet hükümetinden ikisine liderlik etmiş partiyi, sırf bu nedenle uzun süredir tükenmiş bir güç olarak tanımlamak zor.

Elbette bunların hiçbiri Modi'nin gücü elinde tutmak için kullandığı hileli yöntemleri mazur göstermiyor. Demokratik kurumları aşındırma konusunda rahatsız edici bir sicili var. Hükümeti, gazetecileri ve aktivistleri taciz ediyor ve hapse atıyor. Yargının ve Seçim Komisyonu'nun bağımsızlığını baltalıyor. Soruşturma kurumları muhalefet liderlerini hedef alıyor. Aralık 2023’te 146 muhalif milletvekili, Parlamento'dan uzaklaştırıldı.

Muhalefet liderleri önümüzdeki seçimleri "Hindistan'ın ruhu" için ve özgürlük ile otokrasi arasındaki küresel mücadele için bir dönüm noktası olarak nitelendiriyor. Modi'nin laik dili tasfiye etmek ve yürütme erkini güçlendirmek için anayasayı değiştirmek istediğinden korkuyorlar. Birkaç yıl içinde seçim bölgelerinin sınırlarında bir revizyon gerçekleşirse Lok Sabha 750 sandalyeye ulaşabilir ve yeni sandalyelerin çoğu BJP'nin kuzeydeki kalelerine gidebilir.

Muhalefet partileri kendilerini daha iyi pazarlayarak karşılık vermeye çalışıyorlar. BJP'nin övgüyle bahsettiği dijital kimlik ve ödeme sistemi aslında Kongre Partisi döneminde başlatılmıştı; Modi bu sistemin yaygınlaştırılmasının sadece son aşamalarına nezaret etti ancak bunun için sonsuz övgü aldı. Bu tür deneyimlerden ders alan muhalefet partileri, kontrol ettikleri eyalet hükümetleri tarafından yürütülen refah programlarını göklere çıkarıyor.

İktidarın kırılganlığı

Muhalefet ayrıca Modi'nin başarısızlıklarını da eleştiriyor: 2016'da banknotların büyük bir kısmı aniden geri çekilmiş, 2021'deki protestoların ardından tarım reformlarından vazgeçilmiş ve pandemi karşısında verilen tepki başarısız olmuştu. BJP'nin, örneğin çiftçilerin gelirlerini iki katına çıkarma ve GSYİH içindeki üretim payını artırma vaatlerinin birçoğu yerine getirilmedi. Bazı ölçütlere göre ekonomi Modi döneminde bir önceki Kongre hükümetinden daha kötü durumda.

Potansiyel olarak güçlü bir başka saldırı hattı da şu: Modi'nin bir avuç Hintli iş adamıyla, özellikle de Gautam Adani ile yakın ilişkisi var. Adani'nin holdingi bir yıl önce New York merkezli bir firma ile bilgi suistimali yapmakla ve dolandırıcılıkla suçlandı (Adani iddiaları reddetti). Hintli seçmenler kayırmacılıktan hoşlanmıyor, bir önceki Kongre Partisi hükümetini de bir dizi yolsuzluk skandalının ardından cezalandırmıştı.

Yine de muhalefet çok fazla darbe vuramadı. Bu kısmen Modi'nin dürüstlük konusundaki itibarından kaynaklanıyor. Ancak esas mesele muhalefetin tek bir mesaj ya da daha da önemlisi tek bir aday listesi etrafında birleşmemiş olması. Böyle bir koltuk paylaşımı anlaşması seçim aritmetiğini önemli ölçüde değiştirebilir ve BJP'yi birçok bölgede favori olmaktan çıkarıp güçsüz duruma düşürebilir. Ancak bunun için güçlü, kararlı ve alt kademelere parti tercihlerini kabul ettirebilecek parti liderlerine ihtiyaç var. Kongre'nin durumunda ne Kharge ne de Gandhi bu profile uyuyor.

Muhalefetteki bazı siyasetçiler, 1989'dan 2014'e kadar 25 yıl süren dağınık koalisyon hükümetlerinin ardından Hindistan'ın önceki kırk yılın "hakim parti sistemine" geri döndüğü sonucuna vardı. O zamanlar Kongre Partisi büyük çoğunluğu kazanıyor ve çok az kısıtlamayla ülkeyi yönetiyordu. Merkezi hükümeti güçlendirmek ve böylece istediğini elde etmek için sık sık yasa çıkardı ve anayasal değişiklikler yaptı. Bazen de otoriterliğe başvurdu. En önemlisi de Rahul'un büyükannesi Indira Gandhi'nin 1975-77 yılları arasındaki Olağanüstü Hal döneminde seçimleri iptal etmesi, muhalifleri hapse atması ve sivil özgürlükleri askıya almasıydı.

Bununla birlikte karamsar düşünenlerin Hindistan demokrasisinin kendini düzeltmeyi başardığını hatırlamaları gerek. Gandhi, mahkemelerin, öğrencilerin ve siyasi müttefiklerinin baskısı altında Olağanüstü Hal'i kaldırmıştı. Bir sonraki seçimleri de ağır bir şekilde kaybetmişti. O zamanlar Kongre Partisi kısa süre sonra yeniden iktidara gelse de karizmasına ve merkezi liderliğine aşırı güvenmesinden kaynaklanan kalıcı düşüşü tersine çeviremedi. Bu tablo, yeni bir hezimetle karşılaşabilecek muhalefet partileri için pek de umut verici değil ama BJP açısından düşünmeye değer.


Bu yazı The Economist’te “Ram and the strongman: Modi looks unstoppable in India’s election” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.