×
İNGİLTERE
9.08.2023

ANALİZ

İktidar İçin Vizyon Arayışı: Yeni İşçi Partisi “Blairizm”i Aşabilir mi?

İngiltere’de Blair’ın enstitü ekibi, bağımsız ve tarafsız görünse de Starmer’ın programıyla uyumlu hareket ettiği aşikâr. Çalışanlarının çoğu, olası bir İşçi Partisi hükümetinde danışmanlık görevi beklentisi içerisinde.
TONY BLAIR artık 70 yaşında. İşçi Partisi’nin başına geleli 29, Downing Street’ten (Başbakanlık Konutu) ayrılalı 16 yıl oldu. Yine de İngiliz siyasetinde en parlak ve göz alıcı şovunu sergilemeye devam ediyor. Kurucusu olduğu Küresel Değişim Enstitüsü tarafından 18 Temmuz’da Londra’da düzenlenen “Britanya’nın Geleceği” konferansı adeta bir Apple lansmanı estetiğine ve Davos kalitesinde konuşmacı listesine sahipti. Konferans, modernleşen Britanya’ya dair hem umut hem de teknolojiye dayanan sarsılmaz bir iyimser vizyon sundu.

Uzun bir durgunluğun ardından, son dönemde İşçi Partisi yeniden Blair’in büyüsüne kapılmış durumda. Blair hem Irak işgaline verdiği destek hem de seçim döneminde ısrarcı olduğu yüksek idealler nedeniyle koltuğundan olmuştu. Sonrasında onunkine karşı kendi projeleriyle işe koyulan halefleri (Gorden Brown, Ed Miliband ve Jeremy Corbyn) seçimlerde yenilgiye uğradılar. Ardından 2020’de, zenginlere daha yüksek vergi, devlet mülkiyeti ve “yasadışı savaş karşıtlığı” gibi konuları içeren ve açıkça Blair karşıtı bir kampanyayla iktidar yarışına giren Keir Starmer de aynı kaderi paylaştı.

Son dönemde Starmer, adeta Blair kılığına bürünerek yeni İşçi Partisi’nin temel ilkelerini benimsemiş durumda: Kamu sektöründe verimlilik reformları, suç ve savunma konusunda otoriter ton, iş dünyasına yönelik sermaye desteğini almak için “karides kokteyli saldırısı.” Hatta Starmer, Blair’ın söylemlerini (“İngiliz halkının siyasi kanadı”, “suça ve suçu üretenlere karşı sertlik”) ve fiilsiz cümlelerini de (“saygı-rehberim. Hedefe ulaşma-davam) kullanıyor.

İki siyasetçi sık sık konuşsalar da konferans dolayısıyla kamuoyu önünde ilk kez birlikte görüntü veriyorlardı. Bu, karşılıklı destek anlamına geliyordu. Starmer, Blair’ın “eğitim, eğitim, eğitim” vurgusuna atıfla kendi önceliğini “gelişim, gelişim, gelişim” sözüyle ifade etti. Blair ise Starmer’a, partiyi yok olma tehlikesinden kurtarıp hükümet kurmanın eşiğine getirdiğine işaretle “Harika bir iş çıkardınız!” dedi.

Eski siyasi danışmanı John McTernan, Blair için “tam bir kurtarıcı figürdü” ifadesini kullandı. Nitekim İşçi Partisi, ülkedeki mevcut sıkıntılar sonrasında onun ekonomi ve sağlık sistemini ayakta tutmadaki başarıları sayesinde büyük takdir toplamıştı. Bugünse Ukrayna savaşı ABD’ye, müdahaleciliğe ve silah endüstrisine yönelik karşıtlığın gerilemesine neden oldu. Blair’ın hızlı teşhis ve isabetli çözüm üretmede rakibi bulunmuyor. (Bazı delegelere göre, heyecan ve cesaret yoksunu olan Starmer’ın onun yanında görünmesi riskli.) Hepsinden öte, Starmer’ın çevresindekiler, Blair’ın halkla arasının iyi olduğunu dile getiriyor. Çünkü o, protestodan ziyade güce inanan ve her yarıştan galip çıkmasını bilen bir figür.

Westminister’ın politika üretilen büroları, hazır kahvenin tüketildiği bodrum katlarının kötü ve salaş mekanlarında bulunur. Blair’ın enstitü çevresindeki ekibi ise para, bağlantı ve oldukça iyi yemeklere sahipler. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, konferansa bir konuşma videosu gönderdi; ABD’li diplomat Henry Kissinger, Çin üzerine bir mülakat verdi; yapay zekâ şirketlerinin patronları açıklamalarda bulundular. Yurtdışında ise Blair’in enstitüsü Afrika ve Asya hükümetlerine danışmanlık yapıyor ve uluslararası kuruluşlardan gelir elde ediyor. Hızla büyüyen bu enstitü, 800’den fazla çalışan sayısına ve 2021’de 81 milyon dolarlık gelire ulaştığını duyurdu. Buna karşılık, en büyük muhafazakâr düşünce kuruluşlarından biri olan Policy Exchange, geçen yıl 24 personelinin bulunduğunu ve 4 milyon sterline yakın gelir elde ettiğini açıkladı.

İngiltere’de Blair’ın ekibi, bağımsız ve tarafsız görünse de Starmer’ın programıyla uyumlu hareket ettiği aşikâr. Çalışanlarının çoğu, olası bir İşçi Partisi hükümetinde danışmanlık görevi beklentisi içerisinde. İngiltere’nin korkunç düzeydeki üretkenliğine yönelik çözümleri ise bayağılık (planlama kuralları reformu ve AB’ye yakın durma) ve tekno-iyimserliğin (resmi hizmetlerin tamamen dijitalleştirilmesi) bir karışımı niteliğinde. Çalışanların söylediğine göre Blair, enstitü raporlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyerek “İngiltere’nin Durumu” ile ilgili uzun notlar oluşturuyor. Buradaki amaç, tetikte bekleyen İşçi Partisi’nin ufkunu genişletmek: İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi, neden Google’ın analitik kapasitesine ve Amazon’un teslimat sitemine sahip olmasın ki? Enstitü, cam tavanlı trenler ve güneş enerjili şehirlerden oluşan fütüristik Britanya görselleriyle donatılmış.

Starmer, konferansta Blair’in konuşmalarını onaylarcasına başını sallıyor. Ancak, her ikisi de biliyor ki Starmer, İşçi Partisi’nin büyük harcamalarına izin verecek uygun koşullarda iktidara gelmeyecek. Yeni İşçi Partisi’nin benimsediği türden anayasal reformlarla (yetki devri, insan hakları mevzuatı) artık daha az karşılaşılıyor. Jeopolitik zemin ise çok daha tehlikeli. Öte yandan, Blair’ın kamuoyunda yarattığı iyimserlik, yerini siyasal sınıfa yönelik soğuk bir şüpheciliğe bırakıyor. “Çok acımasız, değil mi?” diyor Blair ve gülümsüyor.


Bu yazı 20 Temmuz 2023 tarihinde The Economist’te “Sir Tony Blair mesmerises the Labour Party, again” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.