×
ASYA

ANALİZ

Pakistan Seçimleri: Öncesi ve Sonrası

İmran Han’ın ordu desteğinden yoksun olması, seçimlerde Navaz Şerif’in önde gideceğine dair bir beklenti oluşturmuştu. Ancak İmran Han ve partisi PTI’nin iki yıldır yürüttüğü sokak diplomasisinin halk üzerinde ciddi bir etki oluşturduğu görülüyor.
8 ŞUBAT 2024 tarihinde Pakistan’ın dört vilayetinde -Belucistan, Hayber Pahtunhva, Pencap ve Sindh- Ulusal Meclis ve eyalet meclisleri için seçimler gerçekleşti. Pakistan, bu seçimlere, 2022 yılında Başbakan İmran Han’ın görevden alınmasının ardından oldukça dinamik ve gerilimli gelişmelerin yaşandığı çalkantılı bir sürecin ardından geldi. Ülke tarihinde ilk kez İmran Han, parlamentoda yapılan güven oylamasıyla 2022 yılının Nisan ayında görevden alındı. Her ne kadar erken seçim yapılması için bazı adımlar atılmış olsa da seçimler iki yıl aranın ardından gerçekleşti.

Seçimlere çok sayıda parti katıldı, ancak öne çıkan üç parti vardı: İmran Han’ın partisi Pakistan Tehrik-e-Insaf’a (PTI), Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PMLN) ve Bilawal Butto Zerdari liderliğindeki Pakistan Halk Partisi (PPP). Seçime kadar olan süreçte de bu partiler, gerçekleştirdiği halka açık toplantılar ve mitinglerle gündemde yer aldılar.

Seçimler kapsamında 128 milyondan fazla seçmen Ulusal Meclis için 266, il meclisleri için 749 milletvekili seçti. 2018 yılında yapılan son seçimlerde katılım oranı %52 iken bu seçimlerde katılım oranının %47 olduğu görüldü. Genel seçimleri önemli kılan bir başka husus ise ülkedeki genel atmosfer. Han’ın PTI’ya yönelik baskıların ve askeri müdahale iddialarının hâkim olduğu bir seçim atmosferi vardı. Bu çerçevede seçim sürecine ve sonuçlarına geçmeden önce İmran Han’ın görevden alınma sürecini ve iki yıllık süreçte ülkede neler yaşandığını hatırlayalım.

İmran Han’ın Sokak Diplomasisi ve Hakiki Azadi Hareketi

2022 yılında güven oylamasıyla görevine veda etmesinin ardından İmran Han, Pakistan’da güçlü bir sokak hareketine girişti. Halk üzerindeki önemli etkisi ve nüfuzu, bu süreçte kendini gösterdi. Yakaladığı popülarite ve bir komploya kurban gittiği söylemi üzerinden güç elde eden Han, sokak gösterileri ve protestolarla arkasında kuvvetli bir halk desteği aldı. 

Bu konudaki en önemli itici güç ise, Temmuz 2022’de gerçekleşen Pencap ara seçimleri sonrasında Han’ın tutuklanma ihtimaline karşın halkın sokağa dökülmesiydi. Bu durum, bir zafer olarak nitelendirilmişti. Aynı zamanda, Şerif’e karşı bir galibiyet olarak görülmüştü; çünkü Pencap, esasen Şahbaz Şerif’in partisinin kalesiydi. 

16 Ekim 2022 tarihli ara seçimler de yine, İmran Han için bir fırsata dönüşmüştü. Han bir yandan kendi imajını yükseltirken bir yandan da hükümetin halk desteğinden yoksun olduğu söylemini çokça dillendiriyordu. 21 Ağustos 2022 tarihinde, Han’ın tutuklanma ihtimalinin söz konusu olduğu ikinci bir durum gündeme geldi. Eski başbakanın, “polis ve yargıcı tehdit ettiği” gerekçesiyle, Terörle Mücadele Yasası kapsamında, hakkında işlem başlatıldı. Söz konusu davada Han’ın tutuklu yargılanması ihtimaline halk büyük tepki göstermişti. 

İlerleyen zamanlarda İmran Han hakkında başka kararlar da çıktı ve tutuklanma gerçekleşti. 21 Ekim 2022 tarihinde, görevden alınmasının ardından yabancı fon aldığı gerekçesiyle İmran Han’ın, beş yıl süreyle siyasetten men edilmesine karar verildi. 30 ve 31 Aralık 2023 tarihlerinde ise, iki ayrı davada Han için 10 ve 14 yıl olmak üzere hapis cezası gündeme geldi. Son olarak 3 Şubat 2024 tarihinde Han ve eşine, 2018’deki evliliklerinin ülke yasalarını ihlal ettiği suçlamasıyla 7 yıl hapis cezası verildi. Bu kararla, 2022’de görevden ayrılışından sonra dördüncü kez mahkûmiyetine karar verilmiş oldu. Han’ın söz konusu kararlarla ilgili yüksek mahkemeye itiraz hakkı bulunuyor; fakat netice itibariyle Han, 8 Şubat seçimlerinde yer almamış oldu. 

İki yıllık bu süreçte, İmran Han’ın “Hakiki Azadi” hareketi olarak adlandırdığı Adalet Hareketi’nin, onun halk nezdinde oluşan imajında ve faaliyetlerinin öne çıkmasında büyük rolü vardı. Mitingler düzenleyerek halka sesleniş konuşmaları yapan Han’ın, erken seçim yapılması konusunda büyük bir koz olarak kullandığı “İslamabad yürüyüşü” de yine bu kapsamda değerlendirilebilir. 

Hakiki Azadi daha çok genç kesime hitap eden bir faaliyet olarak dikkat çekmekte. Han’ın sokakta gücü oldukça yüksek, özellikle gençler arasındaki imajı daha üst seviyede. İmran Han da bu gücü kullanarak faaliyetlerini daha çok gençler üzerinden yürütmeye başladı. İslamabad yürüyüşü de Han’ın en çok kullandığı caydırıcılık unsuru olarak bu süreçteki etkili faktörlerden biri oldu. 3 Kasım 2022 tarihinde gerçekleşen ve büyük bir hareket olması beklenen İslamabad yürüyüşü, etkilerinden çok, yürüyüş sırasında Han’ın saldırıya uğramasıyla gündeme oturdu. Ülkede, özellikle Han destekçilerinin büyük tepki gösterdikleri bu gelişme sonrası sokaklarda protestolar başlamıştı.

8 Şubat’a nasıl gelindi?

Şerif’in partisi Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N), İmran Han’ın görevden alınmasının ardından 2022’de kardeşi Şehbaz Şerif liderliğinde bir koalisyon hükümeti kurdu. Ancak Şerif hükümetinin baş etmesi gereken bir terör ve güvenlik sorunu söz konusuydu. Zira başta terör örgütü DEAŞ’ın bölgesel yapılanmaları, sözde Horasan Eyaleti (ISKP), Pakistan Eyaleti (ISPP) ve Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) olmak üzere farklı radikal gruplar hareket serbestilerini arttırmıştı. Son yıllarda saldırılarda yaşanan artışlar güvenlik meselesine özen gösterilmesi gerektiğini ortaya koymuş. Şerif yönetimi de bu güvenlik meselelerini öncelemişti. Bununla birlikte iki seçim arası dönemde ülke içi gelişmeler noktasında Pakistan’da 3 ihtimalin zaman zaman gündeme geldiği riskli bir dönem yaşandı. 

Bunlardan ilki, İmran Han için yapılan sokak gösterilerinin kitlesel protesto haline gelme ihtimaliydi. İkinci olarak güvenlik güçleriyle halkın karşı karşıya gelme ihtimali Pakistan’ın bir iç karışıklık sürecine girme olasılığını gündeme getirmişti. Son olarak ise olayların şiddetlenmesi ve ordunun olaylara müdahale etme ihtimali. Ordu faktörü, Pakistan siyasetinde oldukça güçlü bir unsurdur. Siyasi süreçler ve ülkede kontrol sağlama bakımından ordunun etkisi büyük. Bu da yaşanan hadiseler çerçevesinde ordu müdahalesi ihtimalini güçlü bir olasılık haline getirmişti. Bununla birlikte bahse konu senaryolar, iki yıllık süre zarfı içerisinde meydana gelen İslamabad yürüyüşü, Han’a karşı suikast girişimi, İmran Han ve partinin seçim dışında kalması için atılan çeşitli adımlar, halk gösterileri ve protestolar gibi çok sayıda olayın yansımalarının ürünü. Dolayısıyla ciddi bir siyasi ve güvenlik krizinin ardından bugünlere gelindiği söylenebilir. Aynı zamanda güvenlik açısından daha büyük olaylar yaşanmadan seçimlere gelinebildi. Bu süreçte en çok akıllarda kalan gelişmeler ise Han’ın sokak diplomasisi, hükümet ile PTI arasındaki gerilimler ve ülkedeki çeşitli güvenlik ve terör sorunları oldu. 

Ülkenin 4 eyaletinde, Eyalet Meclislerindeki toplamda 593 sandalye için 150 siyasi parti ve 12 bin 695 milletvekili adayı yarıştı. Ancak büyük yarış Navaz Şerif, Zerdari ve seçime İmran Han’sız katılan Tehrik-i Insaf’ın bağımsız adayları arasında geçti. Seçim sonuçları da bu partiler arasındaki rekabetin boyutunu ortaya koydu. Pakistan Seçim Komisyonu'nun 10 Şubat 2024 tarihli açıklamasına göre; çoğunluğu PTI’den olan bağımsız adaylar 98 sandalye kazandı. Pakistan Müslüman Birliği Navaz Partisi 69 sandalyeyle ikinci sırada yer aldı. Zerdari liderliğindeki Halk Partisi ise 51 sandalyeyle üçüncü sırada yer aldı.

Han’ın ordu desteğinden yoksun olması, seçimlerde Navaz Şerif’in önde gideceğine dair bir beklenti oluşturmuştu. Ancak İmran Han ve partisi PTI’nin iki yıldır yürüttüğü sokak diplomasisinin halk üzerinde ciddi bir etki oluşturduğu görülüyor. Bunun yanı sıra seçim sonrasında hiçbir parti tek başına iktidar olacak yeterliliğe ulaşamadı. 15 Şubat 2024 tarihinde Pakistan Halk Partisi, PML-N ve Pakistan Birleşik Halk Partisi koalisyon için uzlaşma sağlandığını duyurdu. Koalisyonun başbakan adayı ise Şehbaz Şerif oldu. 

Bununla birlikte, Pakistan yasalarına göre Han’ı destekleyen bağımsız adayların resmi sonuçların açıklanmasının ardından üç gün içinde bir partiye katılma ya da bağımsız kalma kararı bildirmesi gerekecek. Han’ın partisini bekleyen bir başka konu da partiyi temsil edecek bir ismin belirlenmesi. Zira İmran Han’ın tutukluluğu kısa sürecek gibi görünmüyor. Bu süreçte Bilawal Butto Zerdari’nin de ittifak arayışına gireceği söylenebilir. 

Öte yandan seçim günü gelişmeleri de yaşanan sürecin ehemmiyetini vurgular nitelikteydi. Çeşitli bölgelerde meydana gelen saldırılar ile gün içinde internet ve telefon hatlarının kesilmesi ve bazı sınır kapılarının kapatılması bunlar arasında yer alıyor. Seçim günü 51 farklı saldırı gerçekleştiği biliniyor. Bu durum istikrarsızlık sürecini ve ülke içi kutuplaşmayı gözler önüne seriyor. İletişim araçlarının kısıtlanması ise seçim güvenliği açısından mühim olsa da bunun ne derece sağlanabildiği de bir soru işareti.

Pakistan’ın seçim öncesindeki olası senaryolarla karşı karşıya kalma ihtimalinin seçim sonrası istikrarsızlık atmosferinde de varlığını koruduğu ifade edilebilir. Bu anlamda her ne kadar hiçbir parti tek başına iktidar olamasa da kurulacak yeni hükümet ve başbakan göreve başladığında birçok açıdan sınanacak. 

Yeni iktidarı neler bekliyor?

Seçimler iki yılın birikmiş ağır gelişmelerinin gölgesinde gerçekleşti ve nihayete erdi. Artık bu süreçten sonra konuşulacak olan mesele ise yeni başbakanı nelerin beklediği. Halihazırda sırada bekleyen birtakım problemler var. Bunlardan ilki güvenlik ve terör meselesi. Pakistan son birkaç yıldır, ciddi anlamda artan terör saldırılarıyla karşı karşıya. Seçim öncesine kadar çok sayıda şiddet olayı yaşandı. 2023 yılında ülke çapındaki terör saldırılarında yaklaşık 1000 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. İslamabad merkezli Araştırma ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi’ne göre, geçen yıl 1.500’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu oran son altı yılda kaydedilen en yüksek rakam. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre Pakistan, 2022 yılında en ölümcül saldırıların gerçekleştiği ülkeler listesinde ilk sırada yer aldı. 

Son zamanlarda meydana gelen saldırılardan biri de 30 Aralık 2023 tarihinde Tehrik-i Insaf partisine destek amacıyla düzenlenen bir mitingin yakınlarında gerçekleşen bombalı saldırıydı. Dahası seçimden bir gün önce 7 Şubat 2024 tarihinde Belucistan’da iki ayrı noktada bombalı saldırı meydana geldi. Seçim günü saldırıları da güvenlik konusunun ciddiyetini ortaya koydu. Tüm bunlar yeni hükümetin karşılaşacağı en önemli zorluklardan birinin güvenlik ve terör olduğu görülüyor. 

İkinci bir meydan okuma ise ülke içi sorunların çözülmesi için ulaşılması gereken ortaklık. İstikrar için gerekli olan uzlaşmayı sağlamak pek de kolay olacak gibi görünmüyor. Bu da yeni hükümetin aşması gereken bir sorun olacak. Bu konuda ilk olarak partiler arası bir ittifak gerekecek. 

Üçüncü olarak dış politika geliyor. İmran Han döneminde Çin ve Rusya ile yakın ilişkiler söz konusuydu. Ordu ve istihbarata daha yakın olan Navaz Şerif’in ise daha dengeleyici bir yol izlemeyeceği ve hem Batı’yla hem Çin ve Rusya ile diyaloğu geliştirmesi beklenebilir. 

Netice itibariyle, Pakistan iki yıllık bir istikrarsızlık sürecinin ardından yeni ve kırılgan döneme girdi. Seçimler halkın ve sokağın gücünün ne gibi etkilere sahip olduğunu göstermesi bakımından ders niteliğinde. Bununla birlikte gelecek açısından ülkenin önünde duran ekonomik, siyasi ve güvenlik krizlerinin aşılması kritik öneme sahip. Krizlerin aşılması için gereken istikrar ortamının ise kısa vadede sağlanacağını söylemek zor. 

ŞEYMA KIZILAY

2016 yılında Erciyes Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans derecesini 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu “Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle aldı. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Çeşitli akademik çalışmaları bulunan Kızılay, farklı platformlarda çok sayıda analiz de kaleme almıştır. İngilizce ve orta düzeyde Arapça bilen Kızılay Ortadoğu çalışmalarına yoğunlaşmakla birlikte başlıca çalışma alanları arasında Afganistan, Pakistan, ontolojik güvenlik ve terörizm/güvenlik bulunmaktadır.